\n

Bu ülkenin kadim nehirlerini, derelerini, dağlarının doruklarını, uzayıp giden ovalarını, uçurumlarını derin kanyonlarını, sonsuz bereketiyle üç bir yanımızı çeviren en güzel denizleri sevdiğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Süt bekleyen yeni doğmuş bebelerin çocuk mezarlarına gitmemesi için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Bütün çocukların ballı ekmekler yemeleri ve şen şarkılar söylemeleri için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Küçücük, yeni âdet görmüş kız çocuklarının, başlık parası nedeniyle dedeleri yaşındaki adamlara satılmaması için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Kız erkek bütün çocukların tahta sıralarda, dünyanın kadim bilgilerini edinmeleri ve bunu hayata geçirmeleri için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Babaların, geçim sıkıntısı nedeniyle kız çocuklarını karayollarının kenarında üç kuruşa, şehvetten gözü dönmüş kişilere satmamaları için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Mezarlıkların koca şiddetinden ölen kadınlarla dolmaması için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Gençlerimizin umutsuz, işsiz, büyük bir boşlukta uyuşturucuya başlamaması için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Taşeronlara en ucuzundan sunulan emeğin gerçek hakkını alabilmesi için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Meralarından, köylerinden göç etmeye zorlanan ve kentlerin varoşlarında yoksul bir hayat sürmek zorunda kalan, bir zamanların hayvan yetiştiricilerine reva görülen bu hayatı kabul etmediğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Mis kokulu Anamur muzuna kendi öz vatanında yaşatılan üvey evlat muamelesini içimize sindiremediğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Uçsuz bucaksız, dünyanın en verimli ovalarında traktör seslerinin susması ve şen şakrak hasat şölenlerinin yapılamaması kanımızı dondurduğu için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Dağlarımızı delik deşik eden maden şirketlerine hiçbir kural tanımadan bütün yeraltı zenginliğimizi sunan iktidarın geleceğimizi koyu bir karanlığa sürüklediğini bildiğimiz ve torunlarımızın insanca bir yaşam sürmesini istediğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

42 uygarlığın en bereketli tohumlarını attığı, en güzel heykellerin, en güzel tapınakların, en güzel kiliselerin, en güzel camilerin, en güzel antik şehirlerin yurdu Anadolu’yu taparcasına sevdiğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Metin Hocalar gibi yaşamını öğrencilere ve bu ülkeyi sevmeye adayan hocalarımızın biber gazından ölmemesi için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Madımak Oteli’nde yakılan aydınlarımızın anısını her gün yeniden yanı başımızda hissettiğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Tutukluluğun bir cezaya dönüştüğü, fikir suçundan yüze yakın gazetecinin içerde yattığı, savcının beraat kararı istediği, ama hâkimin “biraz daha yatsınlar” dediği protestocu gençlerin cezaevlerinde gün saydığı; ülke herhangi bir savaşın eşiğine gelse, askerlere emir verecek üst düzey komutanın kalmadığı; Güneydoğu’da seçilmişlerin de içinde bulunduğu üç bine yakın insanın demir parmaklıklar arasında çürümeye bırakıldığı bir ülkede artık eşkıyalık muteber bir iş olduğundan biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Diziler ve yarışmalarla oyalanan, adeta afyonlanmış gibi geleceksiz ve hayali olmadan, alışveriş merkezlerinde ayak sürüyen yurttaşların büyük çoğunluğu oluşturmadığı bir ülkede yaşamak istediğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

En güzel şiirlerin, en güzel filmlerin, en güzel heykellerin, en güzel binaların, en güzel tartışmaların olduğu bir ülke istediğimiz için biz hepimiz eşkıyayız!

\n

Ve hep birlikte sesleniyoruz: Biz hepimiz eşkıyayız!

\n\n