Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cıvıma!*

19 Haziran 2016 Pazar

Şu günlerde, gösterişli iftar turlarını, tesettür defilelerini ve onları izleyen başı türlü şekillerde bağlı ama yüzünde bir okka boya davetlileri gördükçe gerçekten kendi halinde oruç tutan, sofrasına anca zeytin koyabilen, çalışıp çabalayarak evini idare eden insanlara çok içten bir saygı duyuyorum. Çünkü en azından cıvıklık henüz onlara bulaşmamış.
Bizim bu topraklarda yaşayanların bir özelliği var; her şey de cıvıtıyoruz! Ne yazık ki, böyle. Başlayalım, dünyanın her yerinde televizyon var. Birçoğunda toplasan 7-8 kanal bulunuyor. Biz de öyle mi, kanal sayısı neredeyse yüze yakın! Dünyanın hiçbir yerinde koca bulan karı bulan programlar yok ama biz de sürüyle. Başı bağlı ya da açık koca koca kadınlar, en mahrem sırlarını milyonlar önünde açıklamaktan çekinmedikleri gibi neredeyse bununla iftihar ediyorlar. Dünyanın her yerinde paralı olan bazı çok özel programlar biz de bedava. Çoluk çocuk herkes izliyor. Ve hep birlikte cıvıtıyoruz! Vıcık vıcık bir halimiz var. Devam edelim, dünyanın hiçbir yerinde ailecek bir restorana gidildiğinde ailenin küçük çocuklarının eline oyalansınlar diye cep telefonu verilmiyor. Biz de tam tersi. Neymiş efendim büyükler kendi aralarında konuşacaklarmış. Çocuk ne mi yapıyor, oyuna dalmış ya, biz devam edelim. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların baştan çıkarıcı fotoğraflarını anneler Instagram sayfalarında yayımlamıyor. Kimseler çocuklarına, “prensesim, prensim, aşkım, sevgilim” diye hitap etmiyor. Ama bizde çevrenize bir kulak kabartın, o kadar aşkım sözü, o kadar prensesim seslenişini duyacaksınız ki, bu cıvıma karşısında epey canınız sıkılacak.
Dünyada birkaç şımarık zengin tarafından yapılan, “baby shower” yani yeni gelecek bebek için parti, biz de elektrik parasını bile ödeyemeyen genç çiftler arasında pek yaygın. “A kardeş baby shower yapmıyor musun?” Vah vah! Buna görgüsüzlük mü desem, her şeyi cıvıklaştırmamı desem bilmiyorum.
En görkemli cıvıtma harekâtı hiç kuşkusuz “kentsel dönüşüm” denilen ucubeyle devreye sokuluyor. Ben gördüklerimden yola çıkarak devam edeyim. Evimin bulunduğu Bostancı-Suadiye arasında örneğin benim sokakta tam beş inşaat devam ediyor. Bu bölge tam bir rant alanı, öyle evler yıkılıyor ki, yıkım işlemi günlerce sürüyor çünkü bölge hem kayalık hem de pek çok ev sağlam. Ama olsun evlerimiz iki kat daha pahalıya satılacak ya! Ağaçlar gitmiş, bölge kelleşmiş kimin umuru. Para para para... Üstelik bölge CHP’nin kalesi ama herkes rant peşinde! Bölgedeki kahvelerde oturduğunuzda, hemen her masada sözüm ona uzman birinin anlattıklarını dikkatle izleyen yaşlı başlı insanlara rastlıyorsunuz. “Bizim ev ne kadar küçülecek, havuz olacak mı? Kaça gidecek?” Gerçekten bölgenin insanları delirmiş gibi sadece bunu düşünüyorlar. Bütün bölge cılk yara...
Bir de anaokullarında boy gösteren başları bağlı kızların tuvaletler, erkeklerin de mintan yakalı gömleklerle önce dua edip arkasından peygamberin doğumunu kutladıkları törenlere. Hani iki kez biri karayoluyla İran’a ve Pakistan’a gitmesem bütün İslam âleminin böyle gösterilerle sarıldığı varsayacağım. Yok böyle bir şey! Ne İran’da ne Pakistan’da böyle bir rezillik yok! Hele de İran’da ne böyle kutlamalar var ne de yüzleri bir okka boyayla başlarında ne olduğu belirsiz hokkabaz örtülerle dolaşan kadınlar. Biz, her şeyde olduğu gibi bunda da cıvıttık! Hani İranlı kadınlara kurban olsunlar! Biz neyiz Allah aşkına? Dünyanın her yerinde AVM var ama bizim AVM’ler her yeri solladı. Üstelik yeni doğmuş çocuklar bile AVM’de uyutuluyor. Havalandırması olmayan, mikrop yuvası yerlerde çocuklar güya eğleniyor. Dünyada yok böyle bir şey!
Neden biz de her şey cıvıyor? Gerçekten soru bu? Belki de asıl kuşatma budur!
Not: Cıvıma: Çirkinleşerek dibe vurma.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları