Leyla Tavşanoğlu

Piri Reis'in izinde

02 Haziran 2013 Pazar

Emekli Büyükelçi Süha Umar, 2 yıl sürecek bir deniz yolculuğuna hazırlanıyor

\n

Kitabın taslağı 1521’de bitmiş ama bir köşede kalmış. Piri Reis ve ilk zamanlarda birlikte dolaştığı amcası Kemal Reis korsan. Aslında o zaman reislerin hepsi korsan kökenli. Sonradan devlet hizmetine geçmişler.
Hepsi denize gönül vermiş, iki büyükelçi, bir gemi, bir endüstri, bir orman mühendisi ve bir Karyalıdan oluşan küçük bir ekibimiz var. Haziran 2013’ten başlayarak denizlere açılıyoruz.

\n

LEYLA TAVŞANOĞLU

\n

Emekli büyükelçi Süha Umar yıllarını çevre korumasına ve doğaya adamış bir kişilik. Uzun zamandır da Osmanlı’nın ünlü denizci, coğrafyacı ve tarihçilerinden Piri Reis’in haritası üzerinde çalışmalar yapıyordu. Sonunda Piri Reis’in, haritayı çizmek için yaptığı yolculuğun izinden denizlere açılmaya karar verdi. Bu ay içinde kendisi gibi bu işe meraklı arkadaşlarıyla aynı Piri Reis’in yaptığı gibi Gelibolu’dan yola çıkacak; Cebelütarık’a kadar gidecek ve yine Gelibolu’da yolculuğu sonlandıracak. Emekli Büyükelçi Süha Umar’la bu yolculuğun geri planını ve neler yapmayı amaçladığını konuşuyoruz.
- Piri Reis’in “Kitab-ı Bahriye”sini yeniden yazmak nereden aklınıza geldi?
S.U.- Hiç aklımdan çıkmadı ki! Şimdi odanızdaki Piri Reis’in haritasını görünce 1971 yılında tayinle gittiğim Arjantin’de, büyükelçilikte bulduğum, yıllardır el sürülmemiş Piri Reis haritasını anımsadım.
Haritayı çerçeveletip, Büyükelçi
Haluk Sayınsoy’un odasına astık. Arjantinli gazeteci dostum Federico Kirbus da, Amerika’nın Kolomb’dan önce keşfedildiğini kanıtlamak için bu haritanın peşindeymiş (haritada bu kanıtı bulduk). Federico ayrıca Piri Reis’in, haritasında Antarktika’yı da çizdiğini okumuş.
- Peki, bu bilginin kaynağı nedir?
S.U.- İsviçreli bilimkurgu yazarı, Erich von Daniken “Tanrıların Arabaları” adlı kitabında, Piri Reis’in haritasının Kahire’nin üzerinde duran bir uzay aracından çekilmiş fotoğraftan çizildiğini, Antarktika’yı da içerdiğini ileri sürüyordu.
Piri Reis haritasının elimizdeki bölümü, 1929 yılında Topkapı Sarayı’nda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti o zaman çok ciddi bir devletmiş. Harita
Atatürk’ün talimatı ile çoğaltılmış ve bütün büyükelçiliklere gönderilmiş. Piri Reis’le tanışmam böyle oldu.
Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinin peşine düşmem ise yirmi beş yıl öncesine dayanıyor. Arkadaşım Prof. Dr.
Emre Kongar Kültür Bakanlığı Müsteşarı iken Bakanlık, Kitab-ı Bahriye’yi, Türk Tarih Araştırmaları Vakfı aracılığı ile dört cilt halinde yayımladı.
Kendisinden rica ettim. Bana bir takım gönderdi. Onları da okuyunca bu iş kafamda iyice yer etti. Ama 44 yıl devlet hizmetinde, okumak dışında, uygulamaya geçecek zaman bulamadım. Emekli olunca artık zamanın geldiğini düşündüm. Bir aksilik olmazsa bu aydan itibaren denizlere açılacağız.
- Piri Reis Kitab-ı Bahriye’yi yazmak için nereden denize açılmış ve yolculuğu ne kadar sürmüş, biliyor musunuz?
S.U.- Gelibolu’dan çıkmış yine Gelibolu’da bitirmiş. Bu kitabı yazacak hale yaklaşık 25 yılda geldiği anlaşılıyor.
Bizde okuyan yok. Yazan daha da az. Kitabın taslağı 1521’de bitmiş ama bir köşede kalmış. Piri Reis ve ilk zamanlarda birlikte dolaştığı amcası
Kemal Reis korsan. Aslında o zaman reislerin hepsi korsan kökenli. Sonradan devlet hizmetine geçmişler. Sadece bizde değil, o devirde (15-17. yüzyıl) denizlere açılan İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, Portekizliler ve Hollandalıların da neredeyse tümü korsan.
Piri Reis devlet hizmetinden ayrıldıktan sonra Gelibolu’ya yerleşmiş.
Kanuni Sultan Süleyman, Sadrazam Pargalı İbrahim’i Mısır’a göndermeye karar verince Pargalı’ya kılavuzluk etsin diye Piri Reis’i seçmişler. Piri Reis kitabında, “Çok fırtınalara yakalandık. Canımızı zor kurtardık. Fakat Pargalı İbrahim her fırtınaya tutulduğumuzda bize cesaret verdi” diye anlatır.

\n

Türk ulusu meraksız

\n

‘Erdal İnönü, bizim sözlüklerde merak sözcüğünün, üzerine vazife olmayan işlere karışmak olarak tanımlandığını söylemişti. Ama Piri Reis meraklı bir adam’

\n

- Peki, sonra kitaba ne olmuş?
S.U.- Türkiye dışında dünyada çok ünlenmiş. 35 elyazması örneğinin olduğu söyleniyor. Kültür Bakanlığı’nın bastırdığı dört cilt, Sultan İkinci Mahmut’un vakfettiği, en tamam elyazması örnekten alınmış. Başlangıçta rüzgârlar, yönler ve denizler hakkında manzum bilgi veriyor.
Gelibolu’dan çıktıktan sonra önce Halkidiki Yarımadası, Limni, Taşoz yönünde seyredip sonra Anadolu kıyılarına dönüyor Reis. Ege adaları ve Anadolu kıyısı boyunca Marmaris’e kadar iniyor. Oradan tekrar Yunanistan’a, Eğriboz’a çıkıyor. Adriyatik Denizi’ne girip Venedik’e varıyor. Sicilya Boğazı’na iniyor. Sonra İtalya’nın batısı, Fransa, İspanya, Cebelitarık’a, oradan da Kuzey Afrika üzerinden yine Anadolu’ya dönmüş.
Kitab-ı Bahriye sadece bir deniz kılavuzu değil. İçinde tarih, kültür, sosyoloji, coğrafya var. O nedenle Piri Reis Amasyalı coğrafyacı
Strabon’dan sonra Anadolu’nun - Türklerin yetiştirdiği, dünyanın da ünlü coğrafyacılarından, Herodot’tan sonra da önemli tarihçilerinden birisidir. Belki Çaka Bey’den sonra da, Osmanlı’nın en önemli amiralidir.
Piri Reis, kitabında Ege ve Akdeniz’de gemilerin hangi rüzgârda hangi koyda-limanda yatacağını, içme suyunun nerede bulunduğunu tek tek anlatıyor. Örneğin
“yufka sulu yer”lerden söz ediyor. Bundan kastı sakin, demir atıp, kalınabilecek denizler.
Bu arada tek gözlü adamların yaşadığı ülkeler gibi hurafeleri de yazmış.
Piri Reis çok okuyan ve araştıran bir adammış. Zaten haritasını çizerken 20 kadar
“kefere haritasından”, Kolomb’un, İskender’in haritalarından yararlandığını anlatıyor. İskender’le (Zulkarneyn) Batlamyus’u (Ptolemaios) karıştırmış ama o kadar da karışıklık olur.
Erdal İnönü, bizim sözlüklerde “merak” sözcüğünün, “üzerine vazife olmayan işlere karışmak” olarak tanımlandığını söylemişti. Türk ulusunun merak anlayışı bu. Hiçbir şeyi merak etmez! Ama Piri Reis meraklı bir adam. Meraklı olduğu gibi not da tutuyor. Her gittiği yeri yazmış.
-
Piri Reis’in izinde seyrinde neler yapacaksınız?
S.U.- Hepsi denize gönül vermiş, iki büyükelçi, bir gemi, bir endüstri, bir orman mühendisi ve bir Karyalıdan oluşan küçük bir ekibimiz var. Haziran 2013’ten başlayarak denizlere açılıyoruz. Tahminim iki yıla yayılan ve toplam dört ile altı ay sürecek bir seyir olacak. Kitab-ı Bahriye’nin izini süreceğiz. Cebelitarık’a kadar gidip dönmeyi planlıyoruz.
-
Piri Reis de Cebelitarık’a kadar gitmiş mi?
S.U.- Evet. Sonra Mağrip-Mısır-İsrail-Lübnan üzerinden geri dönmüş. Seyrin asıl zaman alacak olan bölümü Gelibolu-Marmaris-Marsilya arası. Çok yere uğramış. Örneğin Adriyatik’te her yere gitmiş. Ege’yi dolaşmak da epey sürecek.
Acelemiz yok. Eğlenceli ve öğretici olacağını düşünüyorum. Piri Reis Kitab-ı Bahriye’yi 1526-27’de bitirmiş. Biz de 2016’da tamamlarsak, 500. yılını gereken biçimde kutlamış oluruz diye düşünüyorum.

\n

Her türlü destek lazım

\n

- Sizi parasal yönden destekleyen var mı?
S.U.- Ne yazık ki Türkiye’de bu tür projelere ilgi yok. Zaten, Afet İnan’ın bir iki bildirisi dışında, Kitab-ı Bahriye’yi ciddiyetle incelemiş Türk bile yok.
Bu tür projeler her alanda destek gerektirir.
İngiliz Amiral
Nelson için böyle bir proje hazırlasaydık BBC hemen gelir, “Belgeselini yapalım” der, çeşitli İngiliz kurumları parasal destek verirdi. Seyrin belgeselinin yapılması çok iyi olur ama bugüne kadar temas ettiğimiz, televizyon kanalları, şöyle bir ilgilenmek gereğini bile duymadılar.
Yine böyle bir projeye, başka bir ülkede olsa tekne, tekne malzemesi yapımcıları, ithalatçıları ilgi gösterir ve sponsor olmak için yarışırlardı. Bizdekiler, bırakın sponsor olmayı, onların teknesiyle yola çıkmamız için neredeyse üste para isteyecekler...

\n

Piri Reis ciddi bir tarihçi

\n

- Kültür ve Turizm Bakanlığı ilgilenmedi mi?
S.U.- Eski Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’a bu projeden söz etmiştim. Projeyi göndermemi ve destek olabileceğini söylemişti. Gönderdim ama o günlerde görevden ayrıldı. Bir süre sonra projenin ne olduğunu araştırdım. Proje ilgili daireye gitmiş. Anladığım kadarıyla ne olduğunun farkına bile varamamışlar. Zaten bir haber de çıkmadı.
Piri Reis, haritasını 500 yıl önce, 1513 yılında yapıp,
Yavuz Sultan Selim’e sunmuştu. UNESCO 2013’ü, “Piri Reis Haritası Yılı” ilan etti. Galiba bazı kişiler de harita ile ilgili projeler -örneğin bir iki limana gidip orada harita atölyeleri vs düzenlemek gibi- üzerinde çalışıyorlar. Projelerini Kültür Bakanlığı’na da sunmuşlar. Bizimle de temasa geçtiler. Kendilerine katılmamızı istediler. Ama Kitab-ı Bahriye projemiz çok farklı. Piri Reis çok ciddi bir tarihçi ve coğrafyacı. Bu yönü belki haritacılığından bile önemli.

\n

Seyrimiz kitap olacak

\n

- Kitabı nerede bastırmayı düşünüyorsunuz?
S.U.- Boyut Yayıncılık sahibi dostum Bülent Özükan’la konuşurken onun da kafasında benzer bir proje olduğunu gördüm. Sonuçta ben seyri yapıp kitabı yazacağım, o yayımlayacak. Laf aramızda son günlerde öyle güzel Piri Reis kitapları yayımladı ki, konu gerçek bir meydan okuma haline geldi.
Başkaları Piri Reis için ne yapar, nasıl yapar bilmiyorum ama bizim bu projeyi, tabir caizse,
“heder etmek/ettirmek” gibi bir niyetimiz yok. Projeyi, tekneler dahil kendi olanaklarımızla da olsa, Piri Reis’in şanına yaraşır, onun ruhunu şad edecek biçimde yapmak, kitabı yeniden yazmak istiyoruz. Başarabilirsek, okuyanlar için de, kitabı yanına alıp yazılan yerleri dolaşacaklar için de keyifli olacak diye düşünüyorum.

\n

PORTRE
SÜHA UMAR

\n

İstanbul, 1945 doğumlu. 1966’da AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Dışişleri Bakanlığı’nda, merkezde ve yurtdışı misyonlarda çeşitli görevler yaptı. 1995-98 arası Ürdün Büyükelçiliği’ni yürüttü. 1999’da kendi isteğiyle emekli oldu. 2002’de Dışişleri Bakanlığı’nın çağrısıyla göreve geri döndü. 2003’te Dışişleri Bakanlığı Müşaviri, 2004’te İkili Siyasi İşler Genel Müdürü oldu. 2008-2010 arası Sırbistan’da büyükelçi olarak bulundu. Daha sonra yaş haddinden emekli oldu.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tedavi olsunlar 1 Mart 2015

Günün Köşe Yazıları