Miyase İlknur

Bakliyyeciydik, Taşıyeci olduk

09 Ekim 2021 Cumartesi

Başlıkta zikrettiğimiz Bakliyyeciler ile Taşıyecileri yeni kurulmuş tarikat adları falan sanmayın. İlki tarihte zaten var olan bir dini topluluğun adı, daha doğrusu lakabı. İkincisini de biz uydurduk. Bakliyyecilik, Irak Karmatilerinin diğer adıdır. Nedeni ise Irak Karmatilerinin dailerinden Ebu Hâtim ez-Zuttî’nin taraftarlarına soğan, sarmısak, pırasa ve turp gibi şeyleri yemeyi yasaklamasından ve halkın bakliyat ürünlerine yönelmesinden ötürüdür. Sadece sebze yemeyi değil, azıdişi ve pençesi olan hayvanların etini de yasaklamış bu Zuttî Efendi.

Neden böyle bir yasak getirme gereği duydu bilmiyoruz. Belki de fiyatları fahiş olduğundandır, kim bilir? Malum, o dönemde zincir marketler olmadığından kolluk kuvvetlerine baskın yaptırarak fiyatları düşürme durumu da yoktu.

Geçen yıl bizde de turp ve pırasa değilse de soğan, sarmısak ve patates fiyatları füze hızıyla yükselmişti. Hükümet yasak getirmese bile vatandaş kendiliğinden soğanlı, sarmısaklı ve patatesli yemekleri menüden çıkararak kendi kendisine yasak getirip mutfak bütçesini denkleştirmeye çalıştı. Et yasağını ise epey zaman önce getirmişti. 

Soğan, sarmısak ve patates fiyatlarını depolara baskın yaparak ya da ihracat yasağı getirerek değil, ithalatı serbest bırakarak düşürdük şükür. Gerçi Çin’den ithal ettiğimiz sarmısak, İran’dan ithal ettiğimiz soğan ve Mısır’dan ithal ettiğimiz patatesler çürük ve fıs çıktı ama hiç yoktan iyidir.

Soğan, sarmısak ve patates fiyatı geçen yıl tavan yapınca yerli üretici bir heves soğan, sarmısak ve patates ekti ama bu kez de ürün tarlada kaldı. Zira sınırsız ithalat nedeniyle fiyatlar yerde sürünüyordu.

Bu yıl iğneden ipliğe tüm tüketim maddelerinin fiyatları aldı başını gitti. Millet homurdanmaya, muhalefet enflasyon üzerinden iktidarı aşındırmaya başlayınca suçlu arandı ve tez zamanda bulundu. Geçen yıl, soğan ve patates toptancıları terörist damgasını yemişti, şimdi de zincir marketler teröristlik yapıyordu. Yoksul kesimin alışveriş yaptığı ucuzcu marketlerin hemen hepsinin “Yeşil Sermaye” denilen gruptan olması da terörist yaftası yemelerine mani olmadı. 

Marketleri zabıtalarla nush edemeyeceğini anlayan reisimizin talimatıyla Tarım Kredi Kooperatifleri bin kadar market açacakmış. Bizim gazetenin yanı başında bir tane var. Açılalı birkaç ay oldu. İlk açıldığında gidip baktık. Fiyatlar büyük marketlerle bire bir aynı. Hadi diyelim ki talimatla biraz ucuzladı; peki, ucuz doğalgaz ve elektrik almak için de marketler açılacak mı misal? 

“Iraklı Karmati daisi Ebu Hatim ez-Zuttî gibi et, sebze ve meyve tüketimini yasaklayıp bakliyyecilik yapsın” desek bakliyatın fiyatı da ucuz değil ki! En iyisi taşıyecilik zannımca. Etten sebze meyveye ne varsa tüketimini yasaklasın.

Taş yiyelim iyisi mi...

Böylece tarihe taşıyeci ilk toplum olarak geçeriz.

KEBAPÇIDAN BÖLÜCÜ OLMAZ DEMEYİN

MHP Genel Başkanı, kebapçıları terörist ve bölücü ilan edince bir vaveyladır koptu. Neymiş efendim kebapçıdan terörist ve bölücü olmazmış. Niye olmasın; bal gibi olur. 

Yıllardır bölücülüğün daniskasıdır kebapçılar.

Mesela eskiden kebapçıya gidip lahmacun dediğinde getirir önünüze koyarlardı. En fazla acılı mı acısız mı diye sorardı. Şimdi öyle mi?

“Antep lahmacunu mu, Urfa lahmacunu mu yoksa Kilis lahmacunu mu” diye soruyorlar. Son zamanlar da bir de Başpınar lahmacunu icat ettiler. Alın size bölücülük.

Alinazik istedin diyelim, “Kıymadan mı, etten mi” diye soru gelir hemen. Humus istersin, “Pastırmalı mı, pastırmasız mı?”, kuzu şiş istediğinde “Terbiyeli mi terbiyesiz mi?”, içliköfte söylersin “Kızartma mı haşlama mı?”, çiğköfte sorduğunda “Etli mi etsiz mi?” diye ahret sorgusu başlar hemen.

Bahçeli haksız mı Allah aşkına?

MUTEMETLİK OLDUK

Işin şakası bir yana toplum olarak “Mutemetlik olduk” vallahi.

Mutemet de kim mi?

Psikyatr Dr. Mutemit Yazıcı, Elazığ’ın Mazhar Osman’ı. Bizim oralarda çok meşhurdur. Asıl adı Mutemit olmasına rağmen yerel ağızda “Mutemet”e dönüşmüş. Elazığ Akıl Hastanesi’nin eski başhekimi. Hani şu akıl hastanesinden firar eden delileri toplamak için Elazığ çarşısında delilerle trencilik oyunu oynayıp delilerle birlikte şehrin epey bir sakinini de tımarhane bahçesine sürükleyen doktor.

Çocukluğumda akıldışı davranan ya da konuşan kişiler için “Mutemetlik bu ya!..” denirdi.

Bahçeli’nin “terörist ve bölücü kebapçı” tanımlaması üzerinde mavra çevirirken Erdoğan’ın kendi partisinin, hem de TBMM Başkanlığı yapmış vekilinin söylediği “Anayasanın ilk dört maddesi değişmeli” sözünü sanki Kılıçdaroğlu söylemiş gibi atarlanması gelince, mavrayı kesip “Vah vah” demek geldi içimizden.

Erdoğan’ın sözlerini bir de yandaş medya birinci haber olarak verince, artık şüphemiz kalmadı. Toplum olarak “Mutemetlik olmuşuz” da haberimiz yokmuş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kelle İsterük! 20 Nisan 2024
89 dejavusu 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları