BÜYÜK pehlivanlar yine kolları sıvayıp peşreve başladılar, kapışacaklar. İktidarın başı, “kucaklaşmaya geliyorum” diyerek Güneydoğu’ya gitti; sanki erkek erkeğe kucaklaşıp tıraş olmamış yüzlerle şapur şupur öpüşmeden sorun çözmeye gidilmezmiş gibi.\n
\nMuhalefetin başı da, her zaman yaptığı gibi önce öbürünün dediklerini dinleyip laf yetiştirdikten sonra, “konuşmak istiyorum” ricasıyla buluşma sözü aldı ondan; sanki zıt ideolojili değişik yaklaşımlardan kalkarak sağlam çözüme varılabilirmiş gibi.\n
\nNeymiş, her ikisine göre, “analar ağlamasın”mış.\n
\nBiri, yakın geçmişte yanlış açılımlarla sorunu çıkmaz yollara çekip büsbütün çözülmezleştirdiğini unutarak.\n
\nÖbürü de, küllenmiş bir Dersim sorununu yeniden ısıtmakla, özde çözüm anahtarına sahip olan kendi partisini içten yaralayarak.\n
\nMilletin anasını asıl ağlatan, şimdiki bu ilkesiz ve beceriksiz siyasal kadroların iki yanlı yetersizliği olmadı mı?\n
\nBir lahza durup bugünün gereksiz ve sonuçsuz güreşini yaratan temel yanlış üzerine azıcık kafa yormak gerekiyor: Aranıp da bir türlü bulunamadığı için insanları birbirine düşürerek zaman ve can kaybına yol açan nedir? “Kürt sorunu”, “terör belası” gibi bin türlü değişik adla anıldığı için zihinleri iyice karıştıran sorunun çözüm anahtarı sahiden yok mu? Zaten var olan anahtarı boş yere arayıp durmak yüzünden perişan olmak, tarihin derinliklerinden gelen bunca birikimi, deneyimi ve hiç kuşkusuz iyi yetişmiş yüz binlerce insanı olması gereken yetmiş beş milyonluk koskoca bir ulusa yakışıyor mu?\n
\nEvet anahtar, ulus ve onun siyasal kurumu olan ulus-devlettir.\n
\nCumhuriyetçi anayasa sistemimizin özünü oluşturan bu iki kavramı ciddiye almaz, gereklerini yerine getirmez, vatandaşları dil, ırk, din, mezhep farkı gözetmeksizin aynı ulusun gerçekten eşit bireyleri saymaz ve ayrımcılık güden yöneticileri zamanında cezalandırmazsanız, demokrasi, parlamenter sistem ve hele tarikatçılık bulaşmış başkanlık deneyimleriniz hep başarısız kalmaya mahkûmdur. \n
\nKültürel farklılıkları, bireysel özgürlükler olarak korumak yerine siyasal oluşumların temeli durumuna getirmek ise, bu coğrafyada ve böyle bir toplumda siyasal cinayet, hatta intihar demektir.
\n\n