Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir tutuklama değil, bir eşik...
Merdan Yanardağ’ın, Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamaları gerekçe gösterilerek tutuklanması, II. Abdülhamit döneminden bu yana bu topraklardaki bir anlayışı bize yeniden hatırlattı. Bu anlayışa göre fikrini, düşünceni doğru ya da yanlış da olsa kafana estiği gibi dile getiremezsin.
Merdan abinin söylediklerini esas ve usul açısından incelemek gerek. Esas bakımından bakarsak konuşmasındaki tespitlere katılmıyorum ancak konuşmasında “terör örgütünün övülmesi, şiddete özendirme” çağrısı yok. Doğrudan, yapılan bir terör olayını övme de yok. Usul açısından bakarsak adresi sabit, kaçma şüphesi yok ve delil karartmanın söz konusu olamayacağı bir durum var.
Tutuklama istemi neden? Uzmanların belirttiğine göre “suçluyu övmekten” ceza alsa bile infaz kanununa göre hapiste yatması söz konusu değil.
Peki neden tutuklandı?
Anlatacağım.
Merdan abi ile 2007 yılından beri tanışırız. FETÖ kumpasına maruz kaldı. Terörün ve tüm terör örgütlerinin karşısındadır.
Yayında PKK terör örgütü lideri hakkında söylediği sözlere katılmıyorum. Yazdığım yazılarda ve katıldığım programlarda bunu açıkça belirtiyorum. Bu ayrı bir konu. Ancak herkesin fikir hürriyetini savunuyorum. Merdan abiyi tanıdığım için yayında söylediklerinin bir fikir altyapısının ve bir tespit gayesinin olduğunu düşünüyorum.
Ama kamuoyunda hazır bekleyen trol kıtaları Merdan Yanardağ’ın üzerine öyle bir çullandı ki kimse onun ne demeye çalıştığını düşünmek bile istemedi. Zaten görünüyor ki mesele başka... Biraz daha büyük bir çerçeveyle yaşananlara bakmamız gerekiyor.
Seçimlerin hemen akabinde Melek Mosso, Mabel Matiz, Melek Şahin, Hüseyin Turan gibi sanatçıların konserlerinin yasaklanmasını hatırlıyorsunuz.
HALK TV, KRT, TELE1, SÖZCÜ, FOX gibi haberleri hükümetin diliyle vermeyen kanallara verilen cezaları gördünüz.
İhaleler alan, holdingleşen yandaş medyanın hedef göstermesi; hırsızlıktan, arsızlıktan sokağa çıkamayacak kişilerin “ahlak satarak” yaptığı linçlerin neticesinde hukuk sistemi de emir eri gibi davranıyor.
Gece hedef gösterilenleri sabah tak diye hapse tıkıveriyorsunuz.
Hadi hükümeti biliyoruz. Yıllardır gerçekleri söyleyenlere, FETÖ ile ortaklaşa yaptıklarını biliyoruz. Affetmeyeceğiz. Tarih önünde hesap verecekler o ayrı... Peki ya muhalefete ne demeli?
CHP cephesi Merdan Yanardağ tutuklamaya sevk edilene kadar herhangi bir açıklama yapmadı. Yetkililere sordum, “Tutuklanma gibi bir durumun olmayacağını düşünüyorduk. Tutuklanma istemiyle sevk edilince açıklama yaptık” diye cevap verdiler.
İYİ Parti’nin bazı temsilcileri Merdan abiyi kınadı. Gayet normal. Ama suç duyurusunda bulunmak nedir?
Suç duyurusunda bulunarak “vatan kurtaran” beylere hemen çağrı yapalım:
Hukuk eşit ve adil ise terör örgütlerinin tamamını öven kişilere de dava açmak gerekmiyor mu?
Seçimlerin akabinde başka bir terör örgütü olan domuz bağcı Hizbullah militanlarının anmasına giden HÜDA PAR vekilleri ve temsilcileri için de suç duyurusunda bulunun.
PKK terör örgütü lideri ile mektuplaşan, methiyeler dizen, seçim sürecinde bebek katilini bir aparat gibi kullanan kişiler hakkında da suç duyurusunda bulunun.
Ülkeyi yabancı istilasına maruz bırakan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunun.
Vatan toprağını peşkeş çeken, ırmaklarını, madenlerini yağmalayanlara suç duyurusunda bulunun.
Merdan Yanardağ’a dava açmak en kolayı.
Sizler ceylan derisi koltuklarınızda sadece el indirip kaldırırken bu ülkenin gazetecileri sizlerin yapması gereken her şeyi yapıyor ve en ağır bedelleri ödüyor.
Her defasında her olayda muhalefete yüklenmemek için sağduyulu davranmaya çalışıyorken muhalif gazetecilerin tutuklanması konusunda bu kadar pasif kalınmasını aklım almıyor.
Muhalefet bu kadar pasifken memlekette demokrasiyi nasıl koruyabiliriz.
Bakın sarı öküzü vereli zaten çok oldu. Dün tutuklandık yarın yine tutuklanabiliriz. Otokratik bir sistemin önünde son seçimlerle birlikte hiçbir engel kalmadı.
Seçimlerden galibiyetle çıkan iktidar ve besleme temsilcileri “Biz istediğimizi yaparız” havasında küstahlıkla herkesi hedef gösteriyorlar.
Ama mesele tabii ki sadece siyasi partiler değil. Her şeyin temelinde olduğu gibi bu konunun temelinde de ekonomi yatıyor. Refah düzeyi ne kadar düşerse insanların demokratik kaygıları o kadar ortadan kalkıyor. İlk önce karnını doyurmayı düşünüyor.
Sonuç olarak bizim de Merdan abinin de tutuklanması bir avuç insanın dışında kimsenin dert ettiği bir konu değil. Haklı olarak insanlar enflasyon belasıyla boğuşuyor.
İşte tam da burada kritik bir nokta var. Demokrasiden vazgeçecek miyiz yoksa acıya açlığa katlanıp demokrasi için mücadele edecek miyiz?
100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu acıya katlanarak bugünlerimizi kurtardı. Peki biz 100 yıl sonrasını kurtarabilecek miyiz?
İşte Merdan Yanardağ meselesi bu yüzden sadece bir tutuklama değil, bir eşik...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu