14-28 Mayıs seçimlerinin ardından hangi partide deprem olur, nerede yaprak kıpırdamaz sorularına yanıt ararken dün Edirne’den ses geldi. 

4 Kasım 2016’dan beri hapiste olan Demirtaş, Edirne Cezaevi’nden gönderdiği mesajda, HDP’nin seçim yenilgisini net ifadelerle dile getirdi. Gelinen noktada mücadeleyi dirençle sürdüreceğini ama aktif politikayı bıraktığını açıkladı.

50 yaşındaki Demirtaş, sadece Kürt kökenlilerin değil, tüm Türkiye’nin dikkatinde olan bir siyasetçi. 

Başlıca “suçu” 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce Meclis tarihinin en kısa grup konuşmasını yapıp, Erdoğan’a yönelik olarak “Seni başkan seçtirmeyeceğiz” demesiydi.

Demirtaş, bu yılın başından beri 2023 seçimlerine yönelik verdiği mesajlarla safların belirlenmesinde etkin oldu. Erdoğan da sık sık Demirtaş’ı muhatap alarak HDP tabanını kendi istemleri çerçevesinde şekillendirmeye çalıştı ama olmadı.

***

HDP’nin durumu 2023 seçimlerine nasıl girildiğini, yargının nasıl bir siyaset unsuru olarak kullanıldığını gösteren bir fotoğraftır. 

HDP hakkındaki kapatma davası MHP’nin büyük kurultayından iki gün önce 17 Mart 2021’de bir bakıma kurultay hediyesi olarak açılmıştı. 

Önceki süreçler bir yana sadece 2023’te yaşananları yorumsuz özetleyelim...

5 Ocak 2023’te Anayasa Mahkemesi (AYM) HDP’nin Hazine yardımını askıya aldı. Bundan bir hafta sonra 12 Ocak 2023’te Erdoğan kamuoyuna seslendi:

“Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek!”

Erdoğan, Öcalan’la Demirtaş’ı Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı olarak karşı karşıya getirmeyi hedefliyor ve buradan siyaset üretiyordu!

5 Ocak’ta askıya alınan yardım da yine AYM tarafından 9 Mart’ta askıdan indirildi.

Nisan sonunda da Demirtaş gündemi etkileyen bir bilgi daha paylaştı:

“Erdoğan, İmralı’ya heyet göndererek neyi hedefledi?”

HDP’liler bu zikzaklara bakıp tam seçim öncesi kapatma kararı verilebileceğini düşünüp Yeşil Sol Parti (YSP) adı altında seçime girdi. Böyle olunca HDP’ye hemen kapatma kararı vermekte acele edilmedi!

Bütün bunları yapan Erdoğan, işi aldı çevirdi, Kılıçdaroğlu’nu terör örgütü işbirlikçisi ilan etti, sahte bir montaja dayanarak. Ve bunu seçim meydanlarında milyonlara gösterip televizyonlarda yayımlanmasını sağlayarak!

Bunları kaleme alırken biz ürperiyoruz; bir seçim uğruna ülkenin kaderiyle bu kadar mı oynanır!

***

Demirtaş bütün bu dalgalanmaların ardından dün aktif siyasetten çekildiğini duyurdu.

Demirtaş’ın siyasi çizgisine bakınca bunun çekilmekten çok çekidüzen vermeye yönelik olduğu söylenebilir. 

Seçmen katında büyük kabulü olan, Diyarbakır’da halıya dokunmuş desenleri en çok satan Demirtaş’ın silahlardan arındırılmış bir mücadele arzu ettiği biliniyor.

Bir yurttaş olarak değerlendirmemiz şu:

Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun terörün her türlüsüne lanet olsun...

Bu topraklarda bir arada yaşama kültürünü edinmiş, bunu içine sindirmiş 85 milyon insanımızın tümü her türlü sorunun çözümünü TBMM’den beklesin...

Terörle mücadele siyasetin bir parçası değil, siyasetin ortak paydası olsun...

Silahlar patladı mı gerçekler susar... Herkes düşüncesini özgürce dile getirsin, çözüm birlikte aransın...

Kimse terör üzerinde siyaset yapmasın...

Böyle bir Türkiye’yi istemekle kalmamalı, inşa edebilmeliyiz!