Önceki akşam kendime sordum:

- Yarın ne yazmayı düşünüyorsun?

Birkaç madde sıraladım: Cumhur İttifakı’nın arayışları, siyasetteki dil kirliliği, aşının tam tutmaması...

Arada elektronik postaya bakarken Mardin Artuklu Üniversitesi kökenli bir metinle karşılaştım. Yazı aramızda, sorun içeren bir mesaj olabileceğini düşündüm. Açtım:

Doğumunun 100. Yılında Necati Cumalı Sempozyumu.

13 Ocak 1921’de doğan, 10 Ocak 2001’de kaybettiğimiz, adı Urla ile bütünleşen Türkçenin büyük yazarıyla ilgili ilk etkinliğe Mardin Artuklu Üniversitesi öncülük etmiş.

Nâzım Hikmet, Cahit Arf, Macit Gökberk, Sabahattin Ali, Yaşar Nabi Nayır, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Emin Yalman, İsmail Hakkı Tonguç, Sabiha Sertel, Enver Ziya Karal, Tahsin Özgüç, Sedat Alp, Hasan Tahsin, Hasan Ali Ediz, Sami Güner gibi Necati Cumalı da Balkan kökenli aydınlarımızdan.

Her biri destan...

***

Çevrimiçi sempozyumun bilgileri beni Türkiye’nin sıcak gündeminden aldı, Necati Cumalı evreninde sonsuzluklara saldı.

Makedonya 1900’den Susuz Yaz’a 10 öykü, Aşk da Gezer’den Viran Dağlar’a 6 roman, Boş Beşik’ten Nalınlar’a 15 oyun, Etiler Mektupları’ndan Senin İçin Ey Demokrasi’ye 6 deneme, Yağmurlu Deniz’den Kızılçullu Yolu’na 16 şiir kitabı yazan Necati Cumalı, eserleri en çok sinemaya uyarlanan yazarımız.

Cumalı’yı, Artuklu’nun yanı sıra sunumdaki sıraya göre Bitlis Eren, Dokuz Eylül, Beykent, Ankara, Akdeniz, Mustafa Kemal, Düzce, Balıkesir, Çankırı Karatekin, Çanakkale 18 Mart, Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Atatürk, İstanbul Arel, Marmara, Batman, İnönü, Karadeniz Teknik, İstanbul Medeniyet üniversitelerinden akademisyenler anlatmış.

Doğan Hızlan ile Cumalı’nın eserlerini sinemaya taşıyan Sefa Önal, filmlerin müziğini yapan Cahit Berkay da sempozyumu zenginleştirmiş.

Devlet Tiyatroları’ndan başdramaturg Canan Kırımsoy, “Türk tiyatrosunun hazinesi” demiş.

TDK Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İsmail Emre, “Türkçenin en değerli işçisi” demiş.

Necati Cumalı’nın aile dostlarından Prof. Dr. Hülya Nutku, “Çok üretken, kadın ruhundan anlayan, kadınların sorununu en iyi şekilde sahneye çıkaran yazar” demiş...

Necati Cumalı’yla 6 yaşındayken Urla’da tanışmış, sonra da hiç bırakmamış Doç Dr. Mehmet Işık da bu zengin katılım sonrasındaki kapanış konuşmasında, “Demek ki vefa sadece bir semt adı değil” diyerek teşekkür etmiş.

***

Urlalılar, Necati Cumalı’yla ne kadar övünseler azdır. Onlarla karşılaştıkça seslenirim:

Haykırın gururla, memleketiniz Urla!

Cumalı’yla 1990’lı yıllarda tanış oldum. Ankara’ya gelişlerinde uğrardı. İki elim haberde olsa zaman ayırır sohbet ederdim. “Bir şair ne kadar üretken olursa olsun, en çok yedi şiiri topluma mal olur” deyişini anımsıyorum. Viran Dağlar kitabını şöyle imzalamıştı:

“Sabahları iki keyfim var: Bir kendi demlediğim çay, iki senin yazın...”

O genç yaşımda bana bir ustanın verdiği yazarlık diploması gibi gelmişti.

Yaşar Kemal’in, “yaşlanmaz şair çocuk” diye tanımladığı Cumalı, bir aydının insanlık için, ülkesi için neler yapabileceğinin fotoğrafı.

Aydınlar ülkenin akciğeridir.

100 yaşın kutlu olsun Necati Cumalı…

Ruhumuza verdiğin oksijen hiç bitmeyecek.