Erdoğan, fiilen “Saray’a bakanlar kurulu” olarak çalışacak yeni kabinesini açıkladı. Herkes ekonominin dümeninde kimin olacağı sorusuna yanıt arıyordu. Nebati’nin yerine Mehmet Şimşek geldi. Artık Nebati’nin gözleri yerine Şimşek’in ağzına bakılacak.

İlk hava gösteriyor ki ekonomide o ne derse o!

Seçimden önce çok uğraşıldı, kabul etmedi. Şimşek, çevresiyle şu değerlendirmeyi paylaşmış:

“Cumhurbaşkanı ısrar ediyorsa, daha fazla direnemiyorsunuz. Önümüz yerel seçim, popülist politikalar uygulamak isteyecekler. Ben de izin vermeyeceğim. Bu şekilde ne kadar giderse gidecek...”

Şimşek’in devir teslimde söyledileri yukarıdaki kulis bilgisini doğruluyor... Şimşek, “Rasyonel zemine geri dönülecek” derken her şeyi özetlemiş oldu.

Erdoğan, ekonominin yönetim vitrininde Şimşek’i göstererek dış dünya ile yeni bir bağlantı kurmaya çalışacak.

***

İçişleri ve güvenlik alanında ise Süleyman Soylu dönemi bitti görünüyor. Soylu’nun çok şey bildiği biliniyor! Ankara’da konuşulan şu:

Soylu milletvekili seçilmiş olmasına rağmen istifa edip bakanlıkta kalmanın yollarını aradı. Son ana dek zorladı. Erdoğan, Soylu’yu kenara çekme konusunda Bahçeli’den de yardım istedi. Son görüşmenin konularından biri buydu!

Soylu’ya göre, seçimlerin kazanılması sürecinde en büyük pay Hakan Fidan’ın. Bu bağlamda karşılığını da aldı!

Fidan öteden beri siyasete girmek istiyordu. 2015’te Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde niyetlenmiş, Erdoğan, “bilgim dışında” deyip taş koymuştu!

Soylu gibi “çok şey bilen” Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’na geçmesinin ardından MİT’in başına gelmesi planlanan İbrahim Kalın’la işbirliği zor olmayacaktır.

Ali Yerlikaya’nın nasıl bir içişleri bakanlığı yapacağını şu aşamada kestirmek zor değil ama en azından, “hukuk ve insan hakları” diyen bir kişi o koltuğa oturdu. Yeri gelmişken yeniden altını çizelim, atanan her bakan, Saray’ın söylediklerini yaparken sadece ton farkı ortaya koyabilir.

Bize kadar gelen yorumlardan toplumun her şeye karşın azıcık normalleşmeye susadığını anlıyoruz.

Bakanların genel anlamda atandığı alanın uzmanı olduğu dikkati çekiyor!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in bir süre hem bu koltuğu hem Milli Savunma Bakanlığı’nı dolduracak olması devlet-parti denkleminde alışılmaya başlanan bir durum.

***

Dünün sıcak haberi CHP’de yeni Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) göreve başlaması idi. CHP, ne olursa olsun tartışma kültürü devam eden bir parti. Kendi içinde gelinen noktayı değerlendirecektir.

Ancak şu kadarını vurgulamadan geçemeyeceğiz... 6 Şubat depreminden sonra iktidarın üç gün hiç ses çıkarmamasını eleştirdik. Bunu en çok dile getirenlerin başında Kemal Bey geliyordu.

28 Mayıs’ın üzerinden 10 gün geçti. Özgür Özel’in ayaküstü yaptığı değerlendirme dışında kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapılmadı.

14-28 Mayıs CHP’nin 6 Şubat’ıdır. Gerçekçi olan bu süreç nasıl geçilecekse kamuoyu ile paylaşmak ve seçmene umut vermektir.

Seçmende deyiş yerindeyse “umut istifaları” başladı. Türk toplumu umutperesttir. Yeniden umut üretilebilir. Ancak bugünlerdeki yalnızlık insanların hafızalarında yer eder.

Umut istifalarını durdurmak için küçük hitap farkları da etkili olabilir. Örneğin “Buradayım” yerine şöyle seslenmek:

Buradayız!