Siyasette 77 Gün!

24 Mart 2015 Salı

Siyasette 24 saat bile uzun bir süredir... 7 Haziran seçimlerine 77 gün var. Bu zaman dilimi bugünden öngörülmesi zor, farklı kırılmalara gebe.Özellikle son 15 gün içinde yaşanan iktidar içi gerilimler erken doğuma bile neden olabilir!
Kısa bir yakın geçmiş anımsatması yapalım...
1998 Aralık ayında Mesut Yılmaz hükümetinin düşmesiyle birlikte Meclis’ten Ecevit’in azınlık hükümeti çıktı. Parlamentonun beşinci partisi olan DSP ülkeyi 18 Nisan 1999’da seçime götürmek üzere işbaşına geldi.
Öteki partilerdeki beklenti, Ecevit’in mevsimlik bir seçim hükümeti kurduğu yönündeydi.
Ne var ki 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın aylar süren Rusya, İtalya, Yunanistan, Kenya macerasının ardından Türkiye’ye getirilmesi hesapları altüst etti. 1970’lerin Kıbrıs Fatihi Ecevit, siyaset sahnesine bu kez Öcalan’ı Türkiye’ye getiren hükümetin başı olarak çıktı.
Siyasetin merkez sağı ve merkez solundaki parçalı yapı Ecevit’i yüzde 22 oyla koalisyon hükümetinin başı yaptı.

***

Bugüne gelirsek...
AKP koalisyonu 7 Haziran seçimleri bitmiş, tamamlanmış da sonrasında ne yapmak gerekir konusunu Türkiye’ye dayatmak istiyor.
Klasik söylemle bu kuralsız bir algı operasyonu.
Abdullah Gül’ün siyasete dönüşü mü söz konusu; hemen Meclis Başkanlığı payesinden başladılar.
Çözüm sürecinin yeni evresi mi söz konusu; hemen seçimden önce - seçimden sonra diye bir ayrıma girdiler.
Ekonomi dolar kurşunlarına mı maruz kaldı; hemen gelsin seçim sonrası alınacak kararlar dizisi.
Tümünde onlar hâkim olacak ya!
Nevruz süreci ile birlikte yukarıda özetlediğimiz algı operasyonlarında da erozyon başladı. Erdoğan’ın AKP’ye değil de kendisine 400 milletvekili istemesi, hükümette kabul görmeyen bir durumdu. Önümüzdeki günlerde bu konunun gündemin üst sıralarına çıkacağı görülüyor. Hükümet Erdoğan’a cevabını 400 milletvekili üzerinden değil de çözüm sürecinden verdi. Gelinen noktada Erdoğan ve hükümet kanadı üstünlük yarışında geri adım atmak istemiyor. Yüce Divan oylaması ve MİT Müsteşarı Fidan’ın siyasetten tekrar geriye yollanması Erdoğan’ın zaferiydi. Çözüm sürecindeki düelloda ise şimdilik kazanan taraf görünmüyor.
Felaket tellalı değiliz, ancak AKP içindeki güç yarışı siyasetin “fay dalı” olarak görülüyor.
Bakarsınız bunun “faydalı” bir tarafı olur. Güç zehirlenmelerinden diktatörlük özlemlerine kadar kimi hastalıklar son bulur.

***

Son sözümüz AKP hükümetine ve AKP medyasına...
Erdoğan’la hükümet arasındaki gerilim bu medya yelpazesinin işini zorlaştırdı. Kimi tutacaklardı; Erdoğan’ı mı, hükümeti mi?
AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları içinde Erdoğan ağırlıklı görünüyor.
Gelinen noktaya bakar mısınız; hükümetin bağımsız bir medyaya ihtiyacı var!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Almanya ezeli vatan! 23 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları