Yıl 1984. TFF Başkanı olmuştum, Türk futbolu o tarihlerde adeta dibe vurmuştu. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe hatta Trabzonspor eski günlerini arar durumdaydı. A Milli Takım geldiğimden kısa bir süre sonra Finlandiya’ya kendi sahasında yenilmişti. Aynı dönemde İngiltere’ye yine kendi sahamızda 8-0 yenilmemiz zaten nesillerce konuşuldu. Kısa sürede bunlara çare zor olduğundan APED (Araştırma-Planlama- Eğitim-Denetim) Başkanlığı’nca 5 yıllık bir reform planı hazırladık. Milli takıma da süper bir yabancı hoca getirip hem milli takımlarımızı, hem de kendi hocalarımızı güçlendirmeyi ve eğitmeyi planladık. İlk hoca adayımız Romen Istvan Kovacs’tı. 1972-73 yıllarında Ajax’da gösterdiği üstün başarı (2 kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası) bizi ona götürmüştü. Çok ısrar etmemize rağmen o dönemki parasal sıkıntılarımız yüzünden hocayı getiremeyince, rotayı Almanya’ya çevirdik. Sevgili Alp Yalman’ın da büyük desteğiyle Almanların meşhur hocası Derwall’i A Milli Takım’ın baş danışmanlığına ve yine Alman Futbol Federasyonu’nun en iyi iki antrenörü Osieck ile R.Müller’i de o yıl ilk defa başlattığımız modern teknik direktör kursu için İzmir’e getirdik. Müthiş bir atılım başlamıştı ama daha evvelki yazılarımda da belirttiğim gibi devrin bilgisiz Spor Bakanı’nın çalışmalarımıza engel olması sebebiyle istifa ettim. Her şey bir anda yanıp bitip kül oldu. Türk futbolu, üç beş yılda aldığı bazı geçici başarılarla övüne övüne günümüzde tüm kulüplerin ekonomik ve teknik iflaslarıyla yüz yüze geldi. Ama hem kulüp hem de federasyon başkanları aslanlar gibi meydanlarda gövde gösterisine devam ediyor. Hiç umurlarında değil. Bu inanılmayacak durum sürüp gidiyor ve de gidecek gibi de görünüyor. Bizden çok daha az nüfusa sahip Hollanda’da Ajax ve Belçika Milli Takımı mucizelerini yapanlar uzaydan mı geliyor? Hayır. Nereden geliyor? Kendi eski futbolcu ve futbol adamlarından. Ajax’da M.Reiziger, Overmars, Bergkamp gibi futbol adamları işbaşındayken bizim eski futbolcularımız 30 yıldır Profesyonel Futbolcular Derneği’nde başkanlık yarışmaları ve senede bir düzenledikleri gecelerle sözde icraat yapıyorlar ve bunu tüm futbol camiası izliyor da izliyor! Geçenlerde bir haber okudum; TFF 4 büyüklerin hocalarını toplayıp görüş alacakmış! Aralarında ölümcül rekabet olan ve tüm emelleri işi bitmiş yabancılarla şampiyon olup milyon dolarları alma düşüncesinde olanlar mı Türk futbolunda altyapıya, Türk gencine inanıp Türk futboluna yön verecekler? Hani derler ya, duy da inanma. Ne zaman ki sen futbol akademisyenleriyle, futbol adamlarını göreve çağırır ve uzun vadeli ‘Futbol Reformu’ paketlerinde görev verirsen o zaman Belçika ve Hollanda- Ajax modellerine sahip olursun. Önce Avrupa’ya sonra da dünyaya meydan okursun. Ama bu şartlarda ufukta en küçük ışık dahi yok. Ne dersiniz, haksız mıyım? Yazıma son verirken İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na yürekten başarılar ve CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.