Kavanoz Dipli Dünyada 7 Milyarı Bulduk

31 Ekim 2011 Pazartesi
\n

\n

Yaşlı dünyamızın nüfus saatinin gongu, bugün 7 milyara ulaştığımızı haber verdi. Böyle nüfus kaynakları var: Anbean dünyaya kaç kişinin geldiğini, kaç kişinin bu dünyadan göçtüğünü bildiriyorlar(*). Düşünün, 1650’de dünya nüfusu henüz 500 milyondu, 1804’te 1 milyar ile tanıştı, 1927’de 2 milyarı buldu.

\n

200 küsur irili ufaklı devletin bulunduğu bu kavanoz dipli dünyada, nüfus da aslında 20 büyük ülkede yoğunlaşıyor. Bunlardan Türkiye, yüzde 1lik payıyla dünyanın en kalabalık 18inci ülkesi. En yüksek nüfusa sahip olanlar açık arayla Çin ve Hindistan. Bunlar, bilindiği gibi, 5inci kalabalık Brezilya ve nüfusu artık artmasa da Rusya ile bir araya gelip yüzde 42lik dünya nüfusuna sahip BRICyi oluşturdular ve ABDnin karşısına dikildiler.

\n

Kaynak: Dünya Bankası ve BM veritabanı

\n

\n

Son 10 yılda 1 milyar çoğaldık. Allahtan önümüzdeki yıllarda biraz yavaşlayacak çoğalma ve 2050’de 10 milyar olacak dünya nüfusu. Bugün için, özellikle Güney dünyasında kapitalistleşmenin yavaşlığı nedeniyle, nüfusun henüz yarısı kentlerde. Ancak 2050de kent nüfusunun yüzde 65e ulaşması söz konusu.

\n

Dünya kapitalizminin tekleyerek, krizlere girerek ayak sürüdüğü dünyamızda, artan nüfusa aş-iş bulmak da güçleşiyor. Eşitsizlik, adaletsizlik de küresel. Merkez, gelişmiş ülkeler dünyasında kişi başına gelir 35 bin dolarlarda seyrederken, Güney dünyasında 3-4 bin dolarlarda sürünüyor. Kuzey-Güney arasında 1e 8 eşitsizlik var.

\n

Gelirdeki eşitsizlik, dünyadaki misafirlik süresini de belirliyor tabii ki. Varlıklı ülke yurttaşları, mesela ABliler, şu gök kubbenin altında ortalama 79 yıl yaşarken, gariban yoksul ülke dünyalıları 58 yılda el sallıyorlar yalan dünyaya Dile kolay, 21 yıl fark var arada

\n

Kâr ve sermaye birikiminin hükümranlığındaki dünyada nüfus çoğalıyor, yaşama süresi iyi-kötü uzuyor uzamasına ama bir yandan da bu kadar nüfusa gıda, su, barınma, sağlık, iş nasıl yetişecek? Şimdiden gıda güvenliği, enerji güvenliği gibi sorunlarla uğraşıyor ülkeler. Dünya kapitalizmine hükmeden başta ABD olmak üzere merkez ülkeler, hammadde, enerji kaynakları, su kaynakları üstünde hükümranlıklarını pekiştirip artan ve kentleşen dünya nüfusunun talebine kıtlaşan bu kaynakları metalaştırıp, buradan kâr ve sermaye birikimini sürdürmenin derdindeler. Kimileri, büyüyen dünya sorunlarına nüfus artışını sebep gösterir ama asıl sorun, dünya kaynaklarını, doğayı kâr ve sermaye birikimi odaklı yönlendirmeyle ilgilidir. Kâr yerine ihtiyaçlara göre kullanılan bir dünyada açlık, kuraklık sorun olmaz, dünya nimetleri her dünyalıya yeter aslında. Tam da Nâzımın,Taranta Babuya Beşinci Mektupta dediği gibi: “…dünya öyle büyük,/ öyle güzel/ öyle sonsuz ki deniz kıyıları/ her gece hepimiz/ yan yana uzanıp yaldızlı kumlara/ yıldızlı suların/ türküsünü dinleyebiliriz...

\n

(*) www.census.gov/main/www/popclock.html - www.worldometers.info/world-population/

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları