Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İran’da Kadına Zulüm Sınır Tanımıyor
“Milli voleybol maçını” izlemek istediği için tutuklanan ve “İslamcı rejim adaleti”yle “bir yıl” hapse mahkûm edilen Gonca Gavami’nin öyküsü İranlı yönetmen Cafer Panahi’nin “Ofsayt” filmini aklıma getirdi.
2006’da Berlin festivalinde “Gümüş Ayı” alan film; Gonca gibi, milli maç izlemek isteyen bir grup kadının uğradığı zulmü anlatıyordu.
Bir belgesel havasında çekilen ve trajikomik olaylar zincirinde gelişen filmi izlerken; “Yuh! Bu da olmaz!” diyordunuz.
Dışardan bakanlar için tamamen “gerçek ötesi” havada gelişen film aslında birebir gerçeklere dayanmaktaydı.
Kadınların İran’da erkeklerin bulunduğu stadyumda maç izlemeleri yasak.
İran’da kadınlar araba kullanıyor. İcabında taksi şoförlüğü bile yapıyor ve arabaya erkek müşteri alıyor. Ama “erkek egemen” mekânlarda maç izleyemiyorlar.
Sebep, kadınları “müstehcen stadyum dilinden korumak”mış…
Şaka gibi!
Kadın ‘ofsayt’ olunca
Bizzat Panahi’yi “Ofsayt”ı yapmaya ikna eden olay… bir stadyumda kızının yaşadıkları olmuş.
Stadyum girişinden çevrilmek istenen yönet-menin kızı sonunda gerçi girip maçı izlemiş. Ama ruhen çok örselenmiş...
Azeri kökenli yönetmen bunun üzerine 2005 Dünya Kupası’nda “İran-Bahreyn kader maçını” bir grup kadınla beraber izlemek ve İran’a “ilk kez” dünya kupası heyecanı yaşatan spor olayını kayda almak istiyor…
Hepsi de futbol tutkunu üniversite öğrencileri olan kadınlar; “kadın” kimlikleriyle içeri alınma-dıklarından, bu meyanda maskeli baloya gider gibi erkek kılığına giriyorlar.
İran bayrağına boyadıkları yüzlerini basket şapkalarıyla gizliyorlar. Bedenlerini de bol gömlek, pantolonlar ardında görünmez kılıyorlar…
Bazıları stadyum güvenliğini atlatıp içeri girerken, bazıları yakalanıyor…
Yakayı ele verenler; güvenlik tarafından stadyumun üst yanında demir parmaklıklarla çevrili bir bölgede “iffet polisine” teslim edilmek üzere alıkonuyor!
Kadınlar aşağıda oynanan maçı duyuyor; ama bu coşkuya katılamıyor, işkenceye dönüşen oyunu izleyemiyorlar: “Madem tutuklanacağız, bari maçı izleyelim sonra bizi tutuklayın!” diye yalvar yakar oluyorlar ama fayda etmiyor.
Kurbanlarınıalıkoyanaskerlerdeaslındakızlarla aynı kuşaktan.
Yasaklar onlara da saçma geliyor ama “üstlerinden korktukları” için bir şey yapamıyorlar.
Filmi izlediğimde bunları yazmıştım... “Ofsayt”ın benienetkileyenkısmı,kızlarvekendilerinialıkoyan askerler arasındaki diyaloglar olmuştu:
“Japon kadınlar; İran-Japonya maçını burada, bu stadyumda izleyebiliyor da, ben niye izleyemiyorum? Suçum Japonya yerine İran’da doğmak mı” diye soran kızlara; askerler şu yanıtı veriyordu: “Japon kadınlar Farsça bilmiyor ki! Stattaki küfürleri anlamıyorlar!”
Rejimin bam teli
Gonca Gavami, de “İran-İtalya milli voleybol maçı”nı izlemek istemiş.
Annesi İngiliz, babası İranlı olduğundan “çift vatandaşlığı” olan Gavami; “Ofsayt”taki gibi İran’daki yaşıtlarına saçma gelen yasağı delip maçı bizatihi takibe niyetlenmiş...
Ama bu kez Panahi’nin kadınları gibi sadece iffet polisi tarafından alıkonmakla kalmamış; tutuklanmış ve muhaliflerin “gulag”ına dönüşen Evin Hapishanesi’ne atılmış.
Gavami’yi kurtarmak için seferber olan Ca-meron; İran devrimi sonrasında bir “ilk” sayıldığı için manşetlere çıkan New York-BM açılışında Cumhurbaşkanı Ruhani ile yaptığı güz başındaki buluşmasında konuyu bizzat açmış, “Gavami’nin serbest kalmasını” talep etmiş.
Bu mümkün olamamış. Verilen hapis kararında açık biçimde vurgulandığı üzere çünkü “taraftar müstehcenliğinden kadınları korumak” bizzat İran İslam Cumhuriyeti’nin vazifesi olduğu için; talep müsamaha ile karşılanmamış...
Panahi’nin filminde anlattığı gibi tam.
Gavami skandalında tabak gibi bir “Ofsayt” zihniyeti önümüze seriliyor. Ama bu defa tanık olduğumuz olay “film” değil, gerçek.
Venedik’te ilk kez 2000 yılında “Altın Arslan” alan “Daire” filmiyle adını duyuran Panahi, “İslamcı İran rejiminin”; “kadın” yoluyla kılcal damarlar gibi yaşamın tüm alanlarına nüfuz eden gücünün kadın baskısına dayandığını söylüyor.
Bu tespiti ısrarla tüm filmlerinde işleyen yönetmen rejimin bam teline parmak bastığı için; İran’ın “Gezi”si “Yeşil İsyan” da, bugün beyazperdeye aktardığı hikâyenin kurbanına dönüşen Gonca’nın bulunduğu Evin’e tıkıldı.
Baskılar sonucunda özgürlüğüne kavuşan Panahi ne var ki arkadan “milli güvenliği tehdit” gerekçesiyle “20 yıl film yapmaktan” men edildi. İran rejimi tarafından “emekliye sevk edildi.”
Tahran, Cafer Panahi’yi ne kadar devre dışı bırakmaya çalışsa da; “muhalif yönetmenin” teşhir ettiği zihniyet bugün ay-gün gibi ortada…
Suçu yalnız voleybol maçı izlemek istemekten ibaret olan 25 yaşındaki bir kızı “hapisle cezalan-dırmak” saplantısının tam ne anlama geldiğini bugün bir ölçüde anlamlandırabiliyorsak; bunu Panahi’ye borçluyuz.
İran’da şahinler, Gonca’da taviz verdikleri an; çorap söküğü gibi başka tavizlerin arkadan geleceğini görüyor.
Nükleer görüşmeler başta olmak üzere, Batı karşısında İran’ın bükülmeyeceğini göstermek amacıyla; faturayı, rejimin temel direği sayılan “kadın”a çıkarıyorlar.
Gonca’yı “Evin”e; geçen hafta astıkları 26 yaşın-daki Reyhane Cebbari’yi de mezara yollamakta tereddüt etmiyorlar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu