Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Saldırı, Yaptırım Kıskacında İran (III)
\n\n\n
“Dokunulmazlık alanı…”
\nYıl başından beri yeni bir ivme kazanan ve her geçen gün tırmanan “İran’a yapılacak olası saldırı” iddialarında kullanılan anahtar kavram bu: “Dokunulmazlık alanı”
\nGerek “Washington Post”- ta iki gün önce çıkan ve ABD Savunma Bakanı Panetta’ya atfen İsrail’in baharda İran’a saldıracağını iddia eden David Ignatius yazısı; gerek geçen hafta sonu “New York Times”ta (NYT) yayımlandığından beri referans alınan Ronen Bergman’ın “saldırı tarihi 2012’dir” değerlendirmesi hep aynı “dokunulmazlık alanı” kavramına dayanıyor.
\nİsrail Savunma Bakanı Barak tarafından üretildiği söylenen kavram; “İran’ın nükleer alandaki teknik bilgi, donanım ve hammadde kaynaklarının; dışardan yapılacak herhangi bir saldırıya karşı, Tahran’a zırh/muafiyet sağlayacağı nokta” anlamına geliyor.
\nArtık geri dönüşü olmayan bu noktayı NYT 9 ay sonrasına koyuyor.
\n“Nükleer donanımda” İran’ın 9 ay sonra “dokunulmazlık alanına” girmesi; o tarihten sonra yapılacak müdahalelerin beyhude/sonuçsuz kalmasını ifade ediyor.
\n“İran nükleer kapasitesinde bir kez bu ‘dokunulmazlık alanının’ içine girdi mi” diyor kısaca İsrail otoriteleri; “bu ülke artık bir daha hiçbir biçimde durdurulamaz. İsrail’in varlığını tehdit edecek olan nükleer silah donanımlı İran’a bu kapıyı iyisi mi biz yol yakınken kapatmalı ve Tahran’a karşı ‘dokunulmazlık alanı içine’ girmeden evvel bir ‘önleyici saldırı’ gerçekleştirmeliyiz!”
\nYaklaşık on yıl önce Irak’ı hedef alan “önleyici savaş” gibi tıpkı bu defa da gene “önleyici” bir saldırıdan söz ediliyor.
\nIrak’a karşı yapılan “önleyici savaş”; (sonradan palavra olduğu anlaşılan) Bağdat’ın “kitlesel imha silahları” argümanına dayandırılmıştı.
\nİran için önerilen “önleyici saldırı” da bu kez İsrail’in ortaya attığı “dokunulmazlık alanı tehdidine” dayandırılıyor.
\nPropaganda çarkı başlatıldı
\nBu kapsamda belli başlı üç senaryo gündeme geliyor: 1) İsrail’in, İran’ı tek başına vurması. 2) ABD’nin İsrail saldırısına arkadan destek vermesi; İsrail’e cevap veren İran’a karşı, ABD’ nin de bilahare saldırıya katılması. 3) Hürmüz Boğazı ya da herhangi bir sıcak noktada çıkabilecek herhangi bir yerel olayın ABD’yi içeren çatışmaya dönüşmesi.
\nSaldırı senaryolarının hepsi dönüyor dolaşıyor; sonunda İsrail kaynaklarından menkul bir “dokunulmazlık alanı tehdidiyle” bağlantılandırılıyor.
\nİran’ın nükleer kapasitesi gerçekte hangi takvimle bu geri dönüşü olmayan “tehdit alanına” girer/girmez bunu biz aslında bilmiyoruz. Nihayet bu tehdit de Saddam’ın “kitlesel imha silahları tehdidi” misali hayal mahsulü olabilir.
\nAncak bildiğimiz; sözü edilen tehdidin giderek “tartışılmaz veri” haline getirilmesi ve uluslararası kamuoyuna da kuşkuya yer vermeyen söylemlerle pompalanması.
\n‘Deja vu’ duygusu
\n2003-2008 yıllarında Tahran’da İtalya büyükelçisi olarak görev yapan, daha sonra bir dönem ABD düşünce kuruluşu “Woodrow Wilson Center”da çalışan İran uzmanı Roberto Toscano; bu girdiğimiz yeni propaganda aşamasını Irak savaşı öncesiyle karşılaştırırken çarpıcı bir anekdot aktarıyor:
\n“Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanlarından Hans Blix” diyerek başlıyor Toscano; “Saddam Hüseyin’in olası kitlesel imha silahlarının gündeme geldiği dönemde, ABD’nin kuşkuları birer ‘katiyet’ haline getirdiğini ve tüm soru işaretlerinin ‘ünleme’ dönüştürdüğünü söylemişti. Bugün de korkarım benzer bir süreçten geçiyoruz. İran’ın nükleer silah kapasitesine ilişkin soru işaretleri, (kuşku kaldırmayan) ünlemlere dönüştürülüyor. İnsanda bu kaygı veren bir ‘deja vu’ (daha önce bunu görmüştük) duygusu yaratıyor.”
\n‘İran’da muhatap kim’ sorusu…
\nRoma’da görüştüğüm Büyükelçi Toscana’ya; “müzakere, diyalog” kapısının bundan böyle hepten kapalı olup olmadığını soruyorum.
\nToscano; Amerikalıların öteden beri “tüm seçeneklerin masada olduğunu” söyleyegeldiklerini belirtiyor.
\nAncak bu meyanda bir süre önce “New Yorker”da yer alan bir karikatüre değinmeden geçemiyor. Karikatür aralarında “tüm seçenekler masada” diye konuşan askerler ve siviller arasında yapılan bir toplantıda, masanın üzerindeki bir bombaya dikkat çekiyor!
\nİran rejiminde “muhatap” bulmanın zorluğu; görüşme/diyalog yolunun önündeki diğer büyük engel.
\nİran rejiminin geleneksel çokbaşlılığına dikkat çeken büyükelçi; “Tahran’da muhatap kim olacak ki?” diyor: “(Birbirleriyle sürekli sürtüşme içinde olan) Ahmedinejad mı? Hamaney mi?”
\n“Yaptırımlarla sonuç almak mümkün müdür?” sorusu da salıya…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu