Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Seçilmiş Tiranlık ve 'Teslim Ol' Söylemi
Kimi TV açmak, gazete okumaktan vazgeçti.
\nKimi kendini bahçe, börtü böcek işlere; torun-tosuna verdi.
\nEtrafımdaki CHP’li seçmenlerden bahsediyorum.
\nCHP’yi hep konuşuyoruz da, başını hangi duvara vuracağını bilmeyen muhalefet partisinin bunalan seçmenlerinden pek söz etmiyoruz.
\nEn azından benim yakın çevremdeki bildiğim, tanıdığım CHP seçmenleri şu ara derin bir “yalnızlık, umutsuzluk, bıkkınlık, soyutlanmışlık, boşlanmışlık” hali yaşıyor.
\nSeçim sonrası zaten depresyon moduna girmişken üzerine “yemin krizi” tuz biber ekti.
\nGenel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu gerçi “yemin/boykot krizi” lafından hazzetmiyor. Yerine “demokrasi/özgürlük krizi” ifadesini tercih ediyor.
\nHaklı.
\nAma tabii haklı olmak başka.
\nHaklılığını anlatabilmek, hakkını koparıp almak/alabilmek başka.
\n“Yemin krizi” olarak kitlelere mal olan krizde de böyle oldu ve CHP -krizin adından başlayarak- meramını kamuoyuna anlatamadı.
\nGerçek ve algı farkı
\nSevgili Şükran Soner de önceki gün yazdı. Gerçek başka. Algı başka. Hele içinde yaşadığımız “medya demokrasisinde” gerçek ne olursa olsun; gerçekle/gerçeklerle artık kimse ilgilenmiyor. Varsa yoksa algı. Medyayı ele geçiren, algıyı dilediği gibi yönetiyor. Demokrasinin beşiği İngiltere’de Murdoch marifetiyle yapılan manipülasyonları görüyorsunuz. Nerede kaldı bizim gibi emekleyen demokrasilerde “haber alma özgürlükleri”? Bizim buralarda da ağırlıklı biçimde medya artık AKP’nin eline geçtiğinden, algıyı o yönetiyor. Orada burada yükselen, yükseldiği yerde de hemen parazit bombardımanına tutulan CHP’nin sesi gerektiğince kitlelelere erişemiyor.
\n12 Haziran’da umduğunu bulamayan CHP, üstüne bir de bu kriz eklenince, şimdi ağır bir “ezilmişlik” duygusu yaşıyor.
\nCHP’ye her gün başka ayar veren Başbakan’ın salvoları bu duyguyu büsbütün pekiştiriyor.
\nÖnceki gün gene “Yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin!” diyerek esip gürledi Başbakan: “Yok böyle bir şey. Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse buna teslim olacaksınız!”
\n“İki kişiden biri AKP’ye oy verdi!” diye söze devam eden Başbakan;
\n“millet egemenliğine kayıtsız şartsız teslim olacaksınız” derken; belli ki yalnız AKP’ye oy veren o “iki kişiden birini” yani “yüzde 50” yi kastediyor.
\nOylarını “öteki” partiler arasında dağıtan yüzde 50’nin nazarında hiçbir kıymeti harbiyesi yok.
\n“Öteki” seçmenler; AKP’li yüzde 50’ye tabi; tabi olmanın ötesinde “teslim olacak!”
\nBaşbakan ‘frenlenemez’ olduğunda...
\nBu anlayışa siyaset bilimcileri “seçilmiş despotizm/tiranlık” veya “çoğunluk tiranlığı, çoğunluk diktası, çoğunluk despotizmi” gibi adlar veriyor.
\nİtalya’nın dünyaca ünlü siyaset bilimcilerinden olan Giovanni Sartori; “Azınlıklara saygı göstermeyen, bunun yanı sıra kontrol altına alınamayan parlamento çoğunluğunun olduğu yerde ‘seçilmiş despotizm’den söz edilir!” diyor.
\nDiktatörlüklerin artık eskisi gibi meclisi feshederek yola çıkmasının mümkün olmadığını söyleyen “sandıkla şekillenen parlamento” görünümünün “meşruiyet” açısından günümüzde olmazsa olmaz zorunluluk olduğuna işaret eden Sartori özetle, “Ancak ne var ki” diyor: “Fiiliyatta bu, ‘diktatöryal güç kullanımının’ yok olması/ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Diktatörlük, özde ‘güç kullanımında aşırılık’ demektir. Sandıktan çıkan bir başbakan; kendinden başkasını kale almıyor ve başka hiçbir güç tarafından dengelenip frenlenemiyorsa, ‘başbakan diktatörlüğü’ ve ‘çoğunluk diktası’ başgösterir. Burada, anayasal bağlamdaki ‘diktatör’ sözcüğünden kasıt, ‘başbakanlık konumunun’ başka güçler tarafından dengelenemez olmasıdır.”
\nSartori; bu saptamaları aşırı ölçüde güç biriktiren İtalya Başbakanı, “Berlusconi örneğinden” hareket ederek yapıyor ve “çoğunluğuk tiranlığına” karşı, “çoğunluğun hükümet etme hakkı mutlak ve sınırsız olamaz!” diyerek kamuoyunu uyarıyor.
\n“Teslim olun!” noktasında “çoğunluk; mutlak hak” üstünlüğü gasp ettiğinde, işte bunun adı tam bir “çoğunluk tiranlığı/despotizmi” oluyor.
\nSeçimi kaybeden ve medyada “sesi kısılan” partiler; “temsil güçlerinin” gitgide eridiğini görüyorlar.
\nKazanan “çoğunluk” tarafından olağanüstü bir “basınçla” üzerlerine “abanıldığını” hissediyor ve her daim “kaybeden yanda” kalacaklarına dair bir inanç geliştiriyorlar.
\nBaşbakan’ın üst perdeden CHP’ye evire çevire “ayar veren” söylemleri; tam bu türden inançları pekiştiren söylemler.
\nCHP seçmeni depresyona girmesin de kim girsin?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık