Yazık oldu ülkemize!

Yazık oldu ülkemize!

01.01.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Takvimdeki sayıların değişmesi ile, dertlerin geride kalacağı “iyi bir yıl” ummanın bir anlamı olmadığını hepimiz biliyoruz. Yine de bir temenni mahiyetinde bu türden laflar ediyoruz. Bu yılbaşı, temenni olarak bile iyi yıllar dilemek mümkün değil, ülkemiz başımıza yıkılıyor!
Bir bölgesinde savaş koşulları yaşanan bir ülkede, üstelik barış umutları tüm taraflarca alabildiğine baltalanırken, iyi bir yıl ummak mümkün değil. Burası artık rahat uyunamayan bir ülke ve durum giderek daha vahim bir hal alıyor. “Yeni yıl” arifesinde canınızı sıkacak şeyler yazmaktan kaçınamıyorum, çünkü “ne olursa olsun paşa canımız üzülmesin” anlayışından hazzetmiyorum. Zaman canımızı sıkmak, kara kara düşünmek, bir çıkış yolu bulmak için kendimizi paralamak zamanı.
Ne savaş varken yokmuş gibi davranabiliriz, ne “başkanlık sistemi” adı altında otoriter bir liderlik sistemi inşası adımlarını hafife alabiliriz. Ana muhalefet partisinin yapıcı, uzlaşmacı siyaset adına yeni anayasa sürecine olumlu katkı sunmaya çalışmasını anlayabiliriz, ama gerisi hikâye! Yeni anayasa sürecinin hayra yorulacak hiçbir yanı yok. 12 Eylül Anayasasından kurtulmak hepimizin hayaliydi, ama mevcut koşullarda Yeni Anayasa tartışmasının temelinde, daha fazla demokrasiden ziyade “Türk tipi başkanlık” kurgusu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bilmezden gelme teklifi gerçekleri göz ardı etme davetinden başka bir şey değil. “Başkanlık konusunu Erdoğan’ın Başkanlık isteğinden bağımsız tartışalım” önerisi tam bir saçmalık, zira hepimiz biliyoruz ki, parlamenter sistemin değişmesi düşüncesi, mevcut Cumhurbaşkanı’nın daha denetimsiz, daha keyfi bir siyasal yapı isteğinin dışında hiçbir anlamlı gerekçeye sahip değil.
“Önyargısız davranmak” mı? Zaten, konu önyargı değil ki, her şey gözlerimizin önünde yaşanıyor, niyetin de, hedefin de ne olduğunu kavramak için yeterince çok şey yaşadık, dahası zaten “fiili başkanlık” sistemi içinde yaşıyoruz ve nasıl bir şey olduğu hakkında yeterince fikir sahibi olduk, gerisi laf kalabalığı. Ortada daha demokratik bir siyasetin parlamenter mi, yoksa başkanlık sistemi ile mi gerçekleşeceği tartışması veya meselesi yok. Zaten başkanlık sistemini savunanlar da açıkça bunu liderleri tek söz sahibi yapmak için istediklerini çoğunlukla açık bir şekilde ifade ediyor. İktidarın ilahiyatçısı, şimdiden Başkanlığın “İslami sisteme” benzediğini ilan ederek dini meşrulaştırmasını yaptı. İktidar partisi ve onu destekleyenler tek adam rejimini sorunlu görmüyor, tam tersine ‘ulu lider’in her konuda tek söz sahibi olmasını olumlu bir gelişme olarak görüyor, örfe, âdete, kültürümüze, dinimize daha uygun olduğunu düşünüyor. Onların düşünce dünyası bu, bu da bir sorun tabii ama asıl sorun, konuyu asıl resimden bağımsız göstermeye çalışarak göz bağlayıcılığına soyunanlar, herkesi aptal yerine koyarak efendilerine hizmet yarışına giren kurnazlar.
Önümüzdeki yıl, belli ki savaş durumu bir yandan, başkanlık ısrarı bir yandan, toplumsal ve siyasal gerilimler daha da tırmanacak. İktidarın istekleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmekte en ufak bir tereddüt gösterenler daha acımasızca sindirilecek, dış politikada yaşanan sorunlar, bu meseleye bağlanacak, “vatan hainliği”, “düşmanla işbirlikçilik” suçlamaları daha fazla dolaşıma girecek. Dahası, bu sarmal içinde kazanan iktidarda olanlar da olmayacak, sorunlara battıkça, zulmü arttırmanın onlara faydası olmayacak, iktidarda olanların hırs ve körlüğünün en büyük bedelini öncelikle ona itiraz edenler ödeyecek ama sonuçta tüm ülke kaybedecek. Nerden baksanız acı bir tecelli. AK Parti “muhafazakâr demokrat” iddiası ile siyasete girdiğinde, her şeye rağmen demokratik bir dinamik oluşturabilirdi, bu imkân vardı ama onlar başta olmak üzere bu ülkede hiçbir kesimde yeterince demokrasi ve özgürlük talebi, fikri yoktu. Kısacası, gerçekten de böyle olmayabilirdi, yazık oldu ülkemize...  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017