\n\n\n

Hava şartları kötüydü, doğru... Üç günde bir maç yapmak da kolay iş değil, ona da itirazımız yok. Ama bir başka gerçek daha var, o da Galatasaray’ın son haftalarda kötü oynadığı. Bu belirgin bir şekilde gözüküyor. Evet hırslı oyuna diyecek yok ama o alıştığımız, ne yaptığını bilen, sistemli Galatasaray yok sahada. Bunun birinci nedeni savunmadaki taşlarla oynamaktan kaynaklanıyor. Eboue’nin yokluğu Galatasaray’ın sağ kanadını kırdı. Sabri de bekleneni veremeyince, iki sol ayaklıdan biri, ya Emre Çolak ya da Riera sağ kanatta oynar oldu. Bir problem de Selçuk’ta. Sezon başından bu yana olağanüstü bir performans gösteren Selçuk’taki düşüş, Galatasaray’ın o müthiş Melo-Selçuk duvarını yıktı. Sarı -Kırmızılılardaki son problem de Baros oldu. Onun uzun süren sakatlığı, Elmander’i forvette yalnız bırakmıştı. Dün geceki Antalya maçında da bu aksamaları belirgin şekilde gördük. İlk yarıda Galatasaray rakip kale önüne bile inemedi. Penaltı olmasa golü bulamazdı. Buna karşın Antalyaspor da değişik bir onbirle çıkmıştı sahaya. Ali Tandoğan ve Tita gibi oyuncular yedekteydi. Necati’yi de zaten Galatasaray’a vermişti. Mehmet Özdilek’in oyuncuları buna rağmen direnmeyi bildiler. 57. dakikada Fatih Terim ilk hamleyi yaptı. Gökhan’ı çıkarıp Sabri’yi savunmanın sağına, Ujfalusi’yi de eski yerine gönderdi. Herkes Riera - Baros değişikliği acaba sonuç verir mi diye düşünüyordu ki, Baros’un gördüğü kırmızı kart Galatasaray’ın bütün planlarını alt üst etti. Sonrasında iki takım da canını dişine taktı, top iki kale arasına gitti geldi. Kısacası Galatasaray karlı zeminde iki puan daha bıraktı..