97 Yaşındaki Öğretim Birliği Yasası'na Ağıt - Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

97 Yaşındaki Öğretim Birliği Yasası'na Ağıt - Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ

03.03.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

TBMM, 23 Nisan 1920’de, seçilmiş üyeler ve Osmanlı Meclisi Mebusanından katılanlarca  oluşturulmuş bir Meclistir. TBMM’i,açılışından 272 gün sonra, 20 Ocak 1921 günlü 85 Nolu “Teşkilatı Esasiye Yasası” ile egemenliğin kayıtsız, koşulsuz halka ait olduğunu kurallaştırmıştır. Bu nedenle 1920’de başlayan  Cumhuriyet’in mayasında hem Bağımsızlık Savaşı ve hem de “Cumhuriyet Devrimleri” yada “Atatürk Devrimleri” bulunmaktadır.

29 Ekim 1923’de ilan edilen Cumhuriyet sonrasında, 20 Nisan 1924’de 491 Sayılı Yasa ile, Teşkilatı Esasiye Yasası yenileştirilmiştir. 5 Şubat 1937’de 3115 Sayılı Yasa ile de, 2. maddede değişiklik yapılarak Türkiye Devleti’nin nitelikleri “Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimci” olarak sıralanmış,“Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” olan 1. maddesinin değiştirilmesinin önerilemeyeceği hükmü getirilmiştir.

Cumhuriyetin ilanından dört ayı aşkın bir süre geçtikten ve 1924 Anayasasının kabulünden 48 gün önce,3 Mart 1924’de, 1961 Anayasası’nın 153üncü ve 1982 Anayasası’nın 174üncü maddelerinde, Anayasaya aykırı olarak anlaşılamayacak ve yorumlanamayacak 8 Devrim Yasası’nın ilk sırasında yer alan, 430 Sayılı “Öğretim Birliği Yasası” kabul edilmiştir. Devrim Yasaları ile amaçlanan, "Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliğini korumadır”.

İKİLİĞİN OLUMSUZ SONUÇLARI

2 Mart 1924’te, birbirini izleyen üç öneriden biri olarak yasalaşan, görüşme yapılmaksızın ve oybirliği ile kabul edilen Öğretim Birliği Yasası’nın gerekçesinde; “Bir devletin genel eğitim ve kültür  politikasında ulusun düşünce ve duygu bütünlüğünü sağlamak için öğrenim birliği en doğru,en bilimsel ve her yerde yararı ve olumluluğu görülmüş bir ilkedir.

1839 Gülhane Fermanı’ndan sonra açılan Kutlu Düzenleme(Tanzimatı Hayriye) döneminde öğrenim birliğine başlanmak istenmiş ise de, bunda başarılı olunamamış ve tam tersine bu alanda bir ikilik yaratılmıştır. Bu ikilik eğitim ve öğretim açısından birçok olumsuz sonuç yarattı. Bir ulusun bireyleri,ancak tek bir eğitim(terbiye) görebilir. İki türlü eğitim, bir ülkede iki türlü insan yaratır. Bu ise duygu, düşünce ve dayanışma birliği amaçlarına tümü ile aykırılık taşımaktadır. Yasa önerimizin kabulü durumunda Türkiye Cumhuriyeti'ndeki her çeşit eğitim-öğretim kurumlarının tek bağlanacakları yer Eğitim Bakanlığı olacaktır. Cumhuriyetin kültür politikasından ve kültürümüzü duygu ve düşünce birliği içinde ilerletmede görevli olan Eğitim Bakanlığı, müspet ve bütünleşik bir eğitim politikası uygulayacaktır.

430 Sayılı Yasa, asıl olarak dört maddeden oluşmaktadır. Bu yasaya göre,bütün eğitim ve bilim kurumları Eğitim Bakanlığı’na bağlanmış,429 S.Y. ile kaldırılan Şeriye ve Evkaf Bakanlığı ya da özel vakıflar tarafından yönetilen her türlü medrese ve okullar ile Milli Savunma ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı okullar Eğitim Bakanlığı’na aktarılarak, bağlı kılınmışlardır. İstanbul Üniversitesi’ne bağlı ve yüksek din bilginlerini yetiştirecek bir İlahiyat Fakültesi ile imamlık ve hatiplik benzeri din görevlerinin yerine getirilmesine yönelik ayrı okulların açılması görevi de ,Eğitim Bakanlığı’na verilmiştir.

EN ÇOK ÇİĞNENEN YASA

97 yıl öncesinden bu yana varlığını kağıt üzerinde sürdüren Öğretim Birliği Yasası, yoğun tartışma ve çekişmelerin odağını oluşturmaktadır. Hem 1961 ve hem de 1982 Anayasaları tarafından koruma altına alınmış 430 S.Y.,özellikle İkinci Dünya Paylaşım Savaşı sonrasından başlanarak, en çok çiğnenen yasa özelliğini taşımaktadır.

Önce, toplumun inanç ve tapınmalarına ilişkin görevlerin yerine getirilmesi ile tapınç yerlerinin yönetimden sorumlu Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu ve seçmeli derslerle ikinci bir eğitim-öğretim kanalı olmuştur. Özel vakıfların, her türden cemaatlerin, inanç kümelerinin kamusal desteklerle alanda etkinlik kazanmaları, yasanın delik deşik edilmesinin örneklerini oluşturmaktadır. İkincisi ve asıl önemlisi, laik rejim açısından olumsuz sonuç doğuranı ise, hemen tüm üniversitelerde din eğitimi ve öğretimi veren fakülte, yüksekokul, enstitü benzeri yükseköğretim kurumları ile eğitimin “en çok kayrılan, ayrı bir kanalına dönüştürülen” imam-hatip okullarıdır.

97 yıl sonrasındaki durağımız,1839 Gülhane Fermanı’ndan sonra açılan Kutlu Düzenleme dönemindeki arayışların başarısızlığı ile aynılık göstermektedir. Farklılık ise,1839’da Osmanlı Hükümeti, çok dilli, çok dinli, çok etnikli İmparatorluk’ta öğretim birliği arayışında iken, ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nde hükümetlerin, öğretim birliğini çökertici bir yönelim içine girmiş ve oldukça mesafe almış olmalarıdır. Günümüzde eğitim, bu nedenle, birden çok insan yetiştirmektedir. Duygu, düşünce ve dayanışma birliği paramparça edilmiş, iç barışımız onarılmaz biçimde çökertilmiş bulunmaktadır.

Mayasında bağımsızlık savaşı ve devrimler bulunan Cumhuriyeti çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma ve laiklik niteliğini koruyacak “fikri, vicdanı ve irfanı hür kuşakları” yetiştirme amaçlı öğretim birliğinin bu durumundan ders çıkartılmalı ve ortaklaşmacı işlemiş olduğumuz ihanetin özeleştirisini yapıp, Cumhuriyetin devrim yasalarının özüne dönmeli, Öğretim Birliği Yasası'nı; demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin çimentosu olarak kabul edip, yaşama geçirmeliyiz.430 Sayılı Yasanın 97nci yılında, imzacıları Saruhan Mebusu Vasıf Çınar ile elli yedi arkadaşlarını, saygı ile anıyor ve ihanetimizden ötürü bizleri bağışlamalarını diliyorum.

PROF. DR. MUSTAFA ALTINTAŞ

ADD KURUCU ÜYESİ

Yazarın Son Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025