ABD’nin Yaptığı Soykırımlar - Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

ABD’nin Yaptığı Soykırımlar - Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV

07.05.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

ABD'nin geçmişi bir yönüyle soykırımlar tarihidir. Geçmişte ve günümüzde ABD yöneticileri ve beyazlar göçmen ya da göçmen çocuklarıdır. Oralarda on binlerce yıldır her biri ayrı dil konuşan 286 yerli kabile yaşıyordu. Apaçilerden Zuhilere toplam yaklaşık 100 milyon nüfuslu 286 yerli kabile. İngiltereli beyazlar onları 1900’de ABD sınırları içinde 3.000’e indirdiler, tüm zenginliklerine el koydular. Çeyen, Haida, Hopi, Kutenai, Lakota, Novaho, Omaha, Sia, Sioux, Ute vb. yerli kabileler Amerikan ağır topları ve kovboyların silahlarıyla silindiler. Aztek, İnka ve Maya devletlerinden eser kalmadı. Ceronimo, Kohis, Gotebo, Oturan Boğa, Koca Ayak, Manuelito ve Kızıl Bulut gibi kabile başkanları karşı koyamadılar.

ABD’nin kuruluş belgelerini yazanlar ezberden “İnsanlar özgür doğarlar” derken, köle sahibiydiler. Yurttaş yerine bireyin özgürlüğü” dediler ama J.P. Morgan, Rockefeller ve Wall Street’in para babaları tekelleştiler. Sıradan yurttaş tarlada ya da fabrikada işçi ve varlıklı azınlığın ürününü tüketecek kişi oldu. Dolar milyarderleri, H. Radice’in kitabında belirttiği gibi, uluslararası şirketlere dönüştü, ayrıca çağdaş kapitalizmin kapısını açtı. H. Duong buna ABD’nin merkezde yer aldığı “baskıcı küreselleşme” der. Başka bir adı, J.B. Foster’in deyişiyle “çıplak emperyalizm”dir. Bunun yolu, A.J. Bacevich’in kitabında eleştirdiği sürekli savaş”tır.

T.P.M. Barnett, Pentagon’un dünya için yeni bir harita” çizmekte olduğu görüşündedir. T. Engelhardt ABD’ye yeni bir ad takmış: Korku Birleşik Devletleri.” Günümüzde tüm askeri harcamaların yüzde 47’sini ABD yapıyor. Muhaliflerine de ağız açrmadığını J. Dyer’in kitabında okuyun. J. Carroll’un Savaş Merkezi” adlı 656 sayfalık çalışmasında az bilinen gerçekler var. Pentagon’da (Le May gibi) birkaç general gizli bir örgüt kurup Sovyet Bloku ülkelerine birden nükleer silahlarla saldırmayı tasarlamışlar. Bundan Beyaz Saray’ın ve savunma bakanının bile haberi yokmuş. Gerçekleşseydi toplu soykırımın daniskası ve dünyanın sonu demekti.

ÇARPICI ÖRNEK

L. Rajiva’nın dediği gibi, ABD’nin (soykırım dahil) her konuyu anlatışı da ona göre değişiyor. Dünya ölçüsünde en büyük soykırımı ABD yaptı. 100 milyonluk yerliler birkaç bine indi. Yaşamda kalanlar verimsiz küçük yerleşim bölgelerindedir. Soykırımın çarpıcı örneği 29 Aralık 1890’da üniformalı Amerikan subay ve erlerinin sessiz duran Sioux kabilesinin tümünü top ateşiyle ortadan kaldırmasıdır. D. Brown’un şu başlıkta kitabı var: Kalbimi Oraya Gömün.” Yerliler beyaz göçmenler geldikten bugüne kendi topraklarında gözyaşı döküyorlar.



ABD ordusu bu toplarla 29 Aralık 1890'da yerli Sioux Kabilesini tümüyle ortadan kaldırdı. Bu açıkça devlet eliyle soykırımdır. Kanlı ABD tarihinin tek örneği de bu değil.

Beyaz göçmenin ikinci saldırısı siyahlaradır. Afrikalıları gemilerine doldurmuş, ölenleri köpek balıklarına atmış, sağları tarlalarında öldüresiye çalıştırmış, eşlerini ve çocuklarını satmış, sıradan suçları onların üstüne yıkarak asmış ya da yakmıştır. Bu yıkım bugün de sürüyor. Irkçı Ku Klux Klan (KKK) örgütünü bile kapatmamış, Hindistan’ın barışçıl yöntemler ustası Gandi’yi uygulayan (din adamı) Martin Luther King, Jr ve benzeri siyah sözcüleri öldürmüştür.

KANLI SİCİL

ABD girdiği birçok yere kırım, ölüm ve gericilik getirdi. Her birinin sözü bir yazıya sığdırılamaz. Monroe” gibi başkan adlarından ürettiği sözde doktrinlerle Latin Amerika’ya başka devleti sokmamış, orayı (Armas, Batista, Noriega, baba-oğul Somoza, baba-oğul Trujillo, Zahidi gibi) diktacılarla doldurmuş, kendi de 1898’de on bin adalı Filipinler’de yerli yurtseverleri cehennemde yaşatmıştır. 1941’de Pearl Harbor Japon saldırısına uğramıştı ama orası deniz-hava üssüydü.

Albay Doolittle
’ın Tokyo bombardımanı ve 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılması sivil hedeflerin vurulmasıydı. ABD, Savunma Bakanı McNamara’nın açıklamasıyla Vietnam’da 3.5 milyon yerli öldürmüştür. Irak’a 2003’te haksız yere saldırdığında petrol kuyularını ele geçirmiş, Bağdat Müzesi’ni soymuştur. Parmak büyüklüğünde çalınmış 5 bin mühürün her biri bile New York pazarında 424.000 dolara satılmıştı. Bir aslan başının fiyatı yüz katıydı.

ABD Kore, Güneydoğu Asya, Afganistan, Çin, Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Yugoslavya gibi uzak topraklarda sivillere karşı savaş suçları işlemiş, insan haklarını çiğnemiş, doğal çevreyi yok etmiş, barışa ve insanlığa karşı suçlarını sürdürmüştür. Bunun için dostum eski Adalet Bakanı R. Clark’ın Amerikan savaş suçları kitabına bakılmalı. ABD gizli polisi 1953’te İran’da yurtsever Başbakan M. Musaddık’ı devirdi. Bu olay Ortadoğu’ya ilk uzanışıdır.

Küba’da ABD’nin adamı Batista 1959 başında ülkeden kaçmak zorunda kaldı. 1961’de Domuzlar Körfezi çıkarması ABD için gülünç bir fiyaskoydu. 1968’de Vietnam’da My Lai köylülerini yok eden Teğmen W. Colley üç gün hapis yattı. Şili’de özgür seçimle iktidara gelmiş toplumcu S. Allende’yi 1973’te faşist General Pinochet’nin kanlı darbesiyle öldürtüp yaygın kırım yaptırmış, 1976’da Arjantin’de askeri darbeyi kışkırtmış, Bolivya’da ve Peru’da halktan yana değişimci düzenleri 1971, 1976 ve 1979’da yıkmıştır. 1979’da solcu Sandinista’ya karşı Nikaragua limanlarını mayınlamış, 1986’da Libya’yı bombalamıştır. El Salvador’da 1979’da yaptırdığı darbenin ardından sivillere kitlesel ölüm yolu açıldı. 1983’te Grenada’da solcu düzeni devirdi, yerli kırımını başlattı.

ŞİMDİKİ HEDEFLERİ

Karadeniz Güney Afrika’da beyaz azınlığın beşikten gömütlüğe ırk ayrımını destekledi. Böyle bir insanlıkdışı uygulamaya karşı yılları kapsayan etkili savaşımım nedeniyle orada Bophuthatswana Üniversitesi’nden bir ödülüm var. Filipinler’de F. Marcos ve 3 bin çift ayakkabılı eşi 1986’da iktidardan kovuluncaya değin ABD desteğiyle halkın kanını emdiler. 1989’da Amerikan askerleri Panama’ya girip sivillere yaygın kırım yaptıktan sonra Devlet Başkanı M. Noriega’yı alıp kaçırdılar. Şimdi Orta Asya’da kendi üsleri ve askerleri var. Karadeniz’i de bir Amerikan gölü yapma peşinde. Oysa ABD’nin genişlemesinin sonuna geldiğini savunan Amerikan yayınları da az değil. ABD’nin şöyle bir gülünç savunması da var: Bizimki ‘insancıl emperyalizm’dir.” Jean Bricmont’un bu başlıkta kitabı var.

ABD şimdi de ayrıca savaş satıyor.

PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV

Yazarın Son Yazıları

Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025