Yaşadığımız yüzyıl, bilim ve teknoloji çağı. Herkesin, özellikle öğrencilerin kitaplarının yanında, çantasında teknoloji cihazı da mutlaka olmalı. Ama nasıl? Sosyal devlet, ücretsiz kitabın yanında, öğrenciye eğitim döneminde kullanılmak üzere bile olsa, notebook, bilgisayar vermeli.

Küresel salgın yaşadık. Eğitim uzaktan oldu. Ama milyonlarca öğrenci nasıl erişecek diye düşünülmedi. Haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nca, 25 GB internet kotalı 680 bin 534 tablet, 105 bin web kamera dağıtıldı. Bu sayı, 10 milyona yakın ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisinin onda biri bile değil. Aileler zorlandı, borçlandı, dernekler çalıştı, cihazı öğrenciye verdi.

Devlet politikası

Bursiyer öğrencilerimizin yüzde 70’inin bilgisayar gereksinimi olduğunu öğrenince, biz de proje yazmış, Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürlüğü’ne başvurmuş, bir yıl boyunca para toplama kampanyaları yapabilmiş, bu sayede 6424 öğrencimize cihaz armağan edebilmiştik. Şubat ayında yaşadığımız deprem, canları alırken, geride kalanlara eşya, bilgisayar bırakmadı. Betonlar arasında yok oldu gitti bilgisayarlar.

Yine uzaktan eğitim kararı alınırken depremzede öğrencilerin nasıl katılabileceği hiç düşünülmedi mi? Öğrenciler, kıt kanaat ya da ödünç aldıkları (daha çok cep telefonları) üzerinden derslerini takip etmeye çalışıyorlar. Ama çok zor. Bir evde birden çok öğrenci olunca cep telefonunu kullanmayı sıraya koyuyorlar.

Beslenme ve barınma olmazsa olmaz gereksinimler. Hemen arkasından geleceğe dair yapılması gerekenler geliyor. Eğitime devam edebilmek bunların başında elbette. Depremin yaralarını çağdaş eğitimle sarabiliriz. Bilimsel, çağdaş, laik, karma ve ücretsiz eğitim devlet politikası olmalı.

Deprem bölgesinden ayrılmayan, başka illere göç ederek yaşama tutunmaya çalışan depremzede kardeşlerimize destek olmak, birlikte yürümek hepimizin boynunun borcu. Nerede olurlarsa olsunlar, onlara ulaşmak, okul çağındaki çocukların eğitim masraflarını karşılamak uzun süreli bir yolculuk olsa da gerçek iyileşme ancak böyle mümkün.

Cumhuriyete borcumuz

Eğitim hakkı vazgeçilmez. Kendi çocuğumuza en iyisini sağlamaya çalışırken gereksinimi olan en az bir öğrenciye destek olmak, Atatürk Cumhuriyetine borcumuzu ödemek anlamına gelir. Öğrencilerin eğitim yaşamları boyunca burs alması, internet kotalı bilgisayara sahip olması için, bu konuda çalışan sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak denizyıldızı hikâyesi misali öğrencilerin sıkıntıları çözülebilir.

Bizler, bu öğrencilerimizle birlikte yürümeye hazırız. Bizi aramanız, ziyarete gelip bir çayımızı içmeniz, yapmak istediklerimizi dinlemeniz çözümün ilk adımı.

Bizler de yetkili makamlardan, daha çok öğrenciye bilgisayar alabilmek için, yapacağımız kampanyaya ilişkin izin talebimize olumlu yanıt vermelerini bekliyoruz. Depremzede öğrencilerimizi teknolojiyle buluşturmak için emek vermeye devam edeceğiz.