Ekmeğimiz tehlikede! - Mehmet Şakir ÖRS
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Ekmeğimiz tehlikede! - Mehmet Şakir ÖRS

24.02.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Uzun süredir, her fırsatta, ülkemiz tarımının ve ekonomisinin ithalata olan bağımlılığına dikkat çekiyoruz. Bu sürecin tarımımızı, üretimimizi ve üreticimizi vurduğu gibi, aynı zamanda ülkemizin gıda egemenliğini ve bağımsızlığını da tehlikeye attığını sürekli vurguluyoruz.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilim ve krizle aslında bu sorunun ne denli yakıcı ve önemli olduğu, hayatın içinde bir kez daha sınanıyor ve görülüyor. Türkiye’nin gıda güvenliği ciddi bir riskle karşılaşırken ülkemiz insanının da ekmeği tehlikeye düşüyor!

GIDA VE ENERJİDE BAĞIMSIZ DEĞİLİZ

Hem siyasal ve hem de ekonomik açıdan stratejik önem taşıyan gıdada ve enerjide dışa bağımlılığın ne anlama geldiği ve ne denli ciddi riskler taşıdığı, böylesi kritik durumlarda daha iyi kavranıyor ve anlaşılıyor. Hayatın akışı ve ekonomi politiği, bir kez daha en etkili öğretici oluyor.

Aynı zamanda, günümüzde tarımın ve gıdanın ne denli önemli ve yaşamsal olduğu gerçeğini, yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmeler bağlamında görüyoruz. Hem tarımda üretimimizi artırmanın hem de tarımsal üretim için de büyük önem taşıyan enerjide, kısa erimde edinim çeşitlenmesini sağlamanın, uzun erimde de kendi kaynaklarımıza yönelmenin önemi ortaya çıkıyor. 

RUSYA VE UKRAYNA’DAN ALIYORUZ

Gerek Rusya gerekse Ukrayna ile tarımdan turizme uzanan kapsamlı ticari ilişkilerimiz var. Halkımızın en temel tüketimi olan ekmeğin hammaddesini oluşturan buğdayın önemli bölümünü Rusya’dan ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Özellikle dünyanın en önemli tahıl üreticisi olan Rusya, buğday üretiminde ve ithalatımızda başı çekiyor.

Dolayısıyla bölgede bir savaş riskinin ortaya çıkması bile buğday ve enerji fiyatlarının artmasına neden oluyor. Gerilim daha da tırmanırsa hele savaş boyutuna ulaşırsa nelerle karşılaşılabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Ortaya çıkan durum gerçekten ciddidir.

DIŞA BAĞIMLILIĞI AŞABİLMEK

Tarımda, gıdada ve enerjide dışa bağımlılığı aşabilmemiz gerekiyor. Özellikle gıda ve tarım alanında, ülkemizin altyapısı ve potansiyeli buna uygundur. Bir zamanlar kendi kendine yetebilen, kendi insanını/halkını doyurabilen bir ülke olduğumuz gerçeği unutulmamalı, her fırsatta anımsanmalı ve anımsatılmalıdır.

Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum ve özellikler, var olan iklim/toprak yapısı ve değerleri; bu işin üstesinden gelinebileceğini göstermektedir. Yeter ki bu konuda kararlı olunsun ve doğru politikalar uygulanabilsin. Kendi üretimimize ve üreticimize hak ettiği değer ve destek verilmelidir. Tarımsal üretime ve üreticimize sahip çıkılmalıdır.  

ÜRETİMİ VE ÜRETİCİYİ DESTEKLEMEK

Ekonomide ve tarımda önceliklerimizin/politikalarımızın mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Ekonomik kriz/buhran koşullarında, bir yandan döviz darboğazı yaşanırken diğer yandan onca dövizin ithalata harcanması ekonomimize yeni kamburlar yüklüyor. Aynı zamanda bugünlerde olduğu gibi, ithalatçı ülkelerle yaşanabilecek en küçük bir siyasal gerginlikte, ihtiyacımızın karşılanamaması gibi olumsuzluklarla yüz yüze gelinebileceği tehlikesini de beraberinde getiriyor.

Dolayısıyla tarımda, gıdada kendi kaynaklarımıza yönelmeliyiz. Bu alanda dış ülkelere/ithalata olan bağımlılığımızı aşabilmeliyiz. Geçmişte olduğu gibi, yeniden kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna gelebilmeyi, önümüze temel bir hedef olarak koymalıyız. Bunun yolunun öncelikle yerli üretimimizi ve üreticimizi desteklemekten geçtiğini de unutmamalıyız.  

EMPERYALİZME ALET OLMAMALI

İnsanların/halkların esenliği, emperyalist ülkelerin emellerine/çıkarlarına/çatışmalarına alet edilmemelidir. Savaş, başta emekçiler ve üreticiler olmak üzere toplumun büyük çoğunluğunun aleyhinedir. Savaş, insanlar/halklar için acı ve gözyaşı demektir. Aynı zamanda ekmeğimizin de küçülmesi anlamına gelecektir. Kriz ve gerginlik koşulları bile, daha pahalı buğday/gıda ve enerji anlamına gelmektedir. Bugünlerde bu ürünlerde görülen fiyat artışlarından da durum görülmektedir.

İşte tüm bu nedenlerle, ekmeğinin ve hayatını sürdürmenin peşinde olan insanlar, barışı içtenlikle savunmalıdırlar. Ekmeğimizin daha da küçülmemesi ve ülkemizin/halkımızın esenliği için emperyalist amaçlara alet olunmamalıdır.

MEHMET ŞAKİR ÖRS

Yazarın Son Yazıları

KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025
57 yıllık bir ömür... - Mustafa Hüsnü Bozkurt

Okunan 4 bin, yazılan 10 kitap; el yazısı ile tutulmuş onlarca not defteri, sayısız söylev, makale, röportaj, ciltler dolusu emir, talimat, genelge, belge; Fransızca, Almanca, Rumca, Bulgarca, Arapça, Farsça dahil konuşulan 6 dil...

Devamını Oku
11.11.2025
Atatürk’ü anmak ve anlamak - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

Dün 10 Kasım’dı, benim gibi milyonların en büyük yası.

Devamını Oku
11.11.2025
Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025
Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyalist hareketin yönü üzerine - Doğan Sevimbike

Kemal Okuyan’ın soL’da yayımlanan “Sosyalist Hareket ve CHP’yi Desteklemek” başlıklı yazısı, sosyalist hareketin yönü üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Devamını Oku
22.10.2025