Ülkemizin siyasetindeki kutuplaşma, tıkanıklık ve kirlenmişlik, dünyadaki gelişmelerin getirdiği olanakları değerlendirmemizi sağlayacak ulusal politikaların oluşturulmasını engellemiştir. Bu nedenle, ülkemiz hızla değişen ve gelişen dünyanın dışında ve gerisinde kalmıştır.

Siyasal yaşamımızdaki tıkanıklık ve kirlenmişliğin nedeni, yönetimde kalıcılıktır. Değişim, yenilik ve rekabetin önü tıkalıdır. Siyasette egemen olan tepeden inmeci, buyurgan yönetim anlayışları siyaseti halktan koparmış; inançlı, bilinçli, üretken, partisinin mücadelesini omuzlayan öz kadroların zamanla kopuşuna neden olmuştur. Siyaset, cüzdan ve zaman sorunu olmayan belirli bir azınlığın oynadığı köşe kapmaca oyununa dönüşmüştür. Bu anlayış, siyaset kurumuna olan güveni azaltmış, parti içi demokrasiyi olumsuz yönde etkilemiştir.

Siyaset biliminin temel ilkesi olarak, seçilenler seçenlere hizmet ederler. Seçme yetkisinin genel başkan ve yakınlarından oluşan parti üst kurullarınca kullanılması; siyasetçilerin halkla olan organik ilişkilerini zayıflatmış, katılımcılık ve temsil sorunlarına neden olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak, seçilenler, halktan kopmuş, kendilerini seçen parti üst yapılarına itaat eder hale gelmiştir.

Çağdaş demokrasilerde seçme ve seçilme hakkı esastır. Seçme hakkı, birey tarafından özgürce kullanılır. Bu, aynı zamanda seçilenlerin özgürlüğünün güvencesidir. Seçilenlerin halk tarafından seçilmesi, siyasi partilerin halkla bütünleşmesini, daha üretken ve dinamik yapılar olmasını sağlar.

Uzlaşma ve dayanışma

Önümüzdeki seçimlerde, esas olarak, otoriter, buyurgan yönetim anlayışıyla çağdaş demokrasi arasında tercih yapılacaktır.

Yaşanan sorunlar halkımız için kader değildir. Halkımız yan yana gelmiş, birleşmiştir. Gerçek demokrasi, özgürlükçü yaşam ve adaletli bir düzen istemektedir. Millet İttifakı halkımızın yükselen umut ve beklentilerinin birleştiği adres olmuştur. İttifakın tüm unsurları uzun soluklu bir yolculuğa çıkmış olduklarının bilinciyle, ülkemizin her alanda yeniden inşasını tamamlayana kadar, “bir ve biz olma” sorumluluk duygusuyla bu süreci yönetmeli ve dayanışma içinde çalışmalıdırlar. Tıkanıklık ve kirlenmişliği ortadan kaldırmalı, siyaset kurumuna güveni güçlendirmeli, halkın katılımını yaygınlaştırmalı, değişimin sürekli kılınması yönünde siyasi partileri reforma tabi tutulmalıdırlar.

Seçimle gelinen tüm görevler için, 2 veya 3 dönem kuralı getirilmelidir. Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyeleri, tüm parti üyelerinin katılımıyla yapılacak önseçimle belirlenmelidir. Bu hedeflere ulaşılması için gereken büyük toplumsal uzlaşma ve dayanışma, Millet İttifakı’nda zemin bulmuştur. Bu zemin, demokratik müzakere ve uzlaşma kültürünün oluşturulmasına da katkı sağlayacaktır.

Halkımızın yükselen umut ve beklentileri karşısında 14 Mayıs seçimleri, yeni bir başlangıç olmalıdır.