Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkiye'de Darbe Olur Mu? - Av. Mustafa KARADAĞ
Türkiye’de siyasi iktidarın değiştirilmesi amacıyla darbe yapılmasının mümkünatı yoktur.
Birkaç gündür siyasi iktidar bir darbe çığırtkanlığından CHP’nin darbeyi davet ettiği yaygarasında bulunuyor. TDK sözlüğünde darbe “Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi” olarak tanımlanıyor.
Türkiye’nin şimdiye tanıklık ettiği postmodernleri de dahil olmak üzere darbeler, genellikle ordunun yaptığı ve silahın, baskının egemen olduğu vakalar. Darbe denilince bizim de hemen aklımıza gelen silahlı bir gücün hükümeti devirmek ve demokrasiyi ortadan kaldırmak için giriştiği örgütlü eylemler. Başarılırsa darbe, başarılamazsa kalkışma olur. Sivil darbe olmaz mı? Olur. Sivil darbeler genellikle hukuka aykırı yasalar çıkarıp, kurumları anayasa ve yasalara aykırı biçimde kullanıp, toplumu dönüştürerek, yapıyı bozarak baskıcı rejimler kurmak suretiyle olur.
SİVİL DARBE
Türkiye bu anlamda sivil bir darbeyi 2007 yılından beri anbean yaşıyor. Neticede 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetten pek bir şey kalmış değil. Cumhuriyetin bütün kazanımları, değerleri siyasi iktidar tarafından yok edilmiş durumda. İktidarın yoksullaştırma, yoksunlaştırma ve eğitimsizleştirme politikaları sonucunda tüm ahlaki değerlerden uzaklaşmış, öğrenme ve merak duygularını yitirmiş, geçimini ve yaşamını iktidarın merhametine teslim etmiş, sorgulamayan, eleştirmeyen bir kitle oluşturulmuş durumda. İktidar da bir temsilcisinin dile getirdiği gibi cahil halkın ferasetine güvenerek varlığını sürdürmekte.
Siyasi iktidar, aklını ve ruhunu menfaatları karşılığında kiraya vermiş okumuşların ferasetini de kullanıyor. Ordunun tasfiyesi, yargının ele geçirilmesi, gericiliğin müesseseleşmesinin en ciddi ortakları, kendilerine göre “demokrat, vatansever, liberal ve aydınlar”ından oluşmakta. Burada bir parantez açmakta fayda var, Türkiye’nin muhalefeti de bu “suç ortaklarından” feyz almakta. Şimdi gelelim gündeme ve iktidarın darbe feveranlarına. Soru şu: Türkiye’de darbe olur mu? Benim cevabım hayır, mümkün değil.
GERÇEK DIŞI İDDİA
Nedenlerine gelince birincisi, siyasi iktidar zaten orduyu, polisi, hülasa tüm silahlı güçleri ele geçirmiş durumda. Yargı Anayasa Mahkemesi’nden, Yargıtay’ından, Danıştay’ından özel yetkili mahkemelerine, sulh ceza hâkimliklerine, özel yetkili savcılarına kadar iktidarın etkisinde, baskısı altında. Bu durumu, ne zaman iktidarın istemediği bir karar verilse o hâkimlerin hemen yerlerinin değiştirilip sürgüne tabi tutulmasında çokça gördük. Yargıda artık “arife tarif gerekmez” bir motto. Yargının hali pürmelali bu. Yasama ise makamı varlık ile yokluk arasında bir yerde olan bir özlem, uzak bir hayal.
Yürütme ise yetkisinin, sözlerinin sınırı ve denetimi olmayan fakat tarafsızlığından arınmış bir parti genel başkanı hem de Cumhurbaşkanından ibaret. Şimdi soruyu yeniden soralım: Darbeyi, kim, kiminle, nasıl yapacak/yapabilecek? Ülkenin değil darbe yapmaya, iktidar temsilcileriyle ilgili konuları dile getirmeye mecali yok. Herkes tarafından bilinen, daha önce kamuoyuna açıklanan bir konuyu haber yapan gazeteciler tutuklu. ÇHD’li avukatlar 32 aydır tutuklu.
SEBEP BELLİ
Aynı zamanda milletvekili olan bir siyasi partinin genel başkanı, götürecek helikopter hazır edilerek tutuklandı, bir müddet sonra tahliye edildi. Bir yerlerden herhalde bırakamayız denilince mükerrer soruşturmayla yeniden tutuklandı, halen cezaevinde. Osman Kavala, 30 aydır tutuklu. Yargıçlar Sendikası üyesi hâkim ve savcılar sorgusuz sualsiz, sebepsiz sürgün edildi, emekliliği zorlandı. Şimdi yeniden soruyoruz: Darbeyi kim, kiminle, nasıl yapacak?
Siyasi iktidara karşı kimse darbe yapamaz. Özdeksel olanağı yoktur. Bertelsmann Vakfı’nın Dönüşüm Endeksi’nde Türkiye’nin basın özgürlüğünün kısıtlanması, insan haklarının ihlal edilmesi ve güçler ayrılığı ilkesinin yok edilmesi gerekçe gösterilerek ilk defa “ılımlı otokrasi” olarak sınıflandırılmasının ve “de facto diktatörlük” nitelendirmesi yapılmasının sebebi de yukarıda saydıklarımız ve benzer iktidar eylemleridir.
Geriye bir tek halk kaldı. Halkın yaptığı hükümeti değiştirme
işine ise tüm siyasi literatürde seçim
deniliyor. Onun darbeyle bir ilgisi yok. Sonuç olarak AKP, yeniden iktidar
olmanın, başarısızlıklarını ve beceriksizliklerini menfaate dönüştürmenin yollarını aramaktadır.
Yaptıkları, feveranları kendi basiretsizliklerini mağduriyete çevirme konusunda deforme olmuş bir
kurnazlıktan ibarettir.
AV. MUSTAFA KARADAĞ
ESKİ YARGIÇLAR SENDİKASI BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!