Öner Yağcı

Anadolu'nun seçimi

30 Mart 2024 Cumartesi

Anadolu, bilim ve sanatla ulaşılacak olan çağdaş aydınlığın güzelliğiyle buluşmak yerine çağdışı bağnaz ve barbar karanlıkları özleyenlerin elinde hırpalanıyor.

Bugünlerini umutsuzluk, çaresizlik, kimsesizlik kuşatması altında yaşıyor.

“Fukaralıktan” utanmaya devam ediyor ama sanılmasın ki yurdunu yönetenlerin sürüklediği bu utanç tablosuna teslim oldu.

UMUTLA BEKLEMEK

Anadolu utanıyor elbette ama “namuslu, genç ellerle” yeniden yaratılmayı “kitapla, işle, tırnakla, dişle, umutla, sevdayla, düşle” dayanarak bekliyor.

“Umut saklımızda ölümsüz bayrak, kırmızı kırmızı, dalga dalgadır” diyerek bekliyor.

Beklerken de bu dalganın rüzgârla olacağı bilincinden uzaklaşmıyor.

Bu bilinçle, doğru örgütlenmelerin, doğru önderlerin güven veren rüzgârını arıyor.

Bilimin ve sanatın ışıklarından yoksun yaşamamak, değerlerini korumak için direniyor.

Yeter ki esmeye başlasın rüzgâr.

GERÇEĞİMİZ

Ülkemizin karşı karşıya kaldığı dayatmalarla ilgili bilgilenme ve ona göre mevzilenmenin bir duyarlılık, bilinç ve sorumluluk gerektirdiği vazgeçilmez bir gerçeğimiz.

Bu gerçeğin ışığında, ülkemizin sorunlarıyla ilgilenmeyi görev belleyenlerin hem emperyalizmle hem de Türkiye’nin yakın geçmişiyle ilgili donanıma sahip olmasının kaçınılmazlığını unutmaya hakkı yoktur.

Yalnızca Türk ulusunun değil, emperyalizmin egemenliği altına almaya uğraştığı tüm ulusların, Anadolu’nun yarattığı var oluş ve özgürlük savaşını nasıl gerçekleştirdiğini öğrenmek zorunluluktur.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın bilinci, emperyalizmle günümüzdeki savaşımımızın temelidir.

BORÇ ÖDEMEK

Aziz Nesin’in Bu Yurdu Bize Verenler, Borçlu Olduklarımız gibi çocuk kitaplarında vurguladığı bir gerçekliktir: “Yurdumuza borçluyuz, ödüyorum ödüyorum bitmiyor.”

Bir ulus ki kendi yazgısını çizerken kendisi gibi diğer sömürge ulusların da yol göstericisi oldu, geleceğini belirleyen kutsal savaşı bir mucizeye dönüştürdü, önderinin gösterdiği hedefe yurtseverlikle yürüdü ve emperyalizmi dize getirdi.

Bu ulus, ülkesini yok etmek isteyen büyük güçlere karşı direnişine “çılgınlık” diyenleri utandırdı, destansal savaşımının “direnç ve zafer” olduğunu kanıtladı dünyaya.

Anadolu, insanlık tarihinin unutulmaz derslerinden biri olan bu destanın yurdudur.

AKIL GALİP GELECEK

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Bu Anadolu var ya bu Anadolu/ Bu misli menendi görülmemiş cömert ana/ Bu her yanı meme, her yanı dudak, bu her yanı gül/ Bu zırnık almadan veren, habire veren yediveren gül” dizeleriyle tanımladığı, Nuh’a “beşikler, salıncaklar, hamaklar” veren, Havva Ana’ya “dünkü çocuk” diyen ve Mustafa Kemal Atatürk sevdasının Trakya’yla bütünleştirdiği bir destan toprak, bir yurt olan Anadolu; mitolojiden, destanlardan öğrendiğimiz en eski tarihinden bugüne özgürlük arayışında verdiği sınavın en büyük başarısı olan Cumhuriyetin 21. yüzyılın ilk çeyreğinde de başına gelen büyük tehlikenin üstesinden gelecektir.

Anadolu, olanca görkemi ve bilgeliğiyle yüce değerlerin yeşerdiği bir yurt olduğunu bir kez daha gösterecektir dünyaya.

Anadolu’nun gerçeği bu, dört bir yanındaki çoban ateşlerinin güzelliklerinde bu gerçek var.

İnsanın özgürleşme, ölümsüzleşme sevdasının buram buram tüttüğü sımsıcak kucaklaşmaların bende yarattığı duygular bunlar.

Aklın ve vicdanın galip geleceğini adım gibi biliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024
Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları