Öner Yağcı

Yarın Dil Bayramı

25 Eylül 2021 Cumartesi

Dil bilinçtir, duyarlılıktır, sorumluluktur.

Bir toplumun kimliğidir dil. İnsan olmamızın ölçütüdür.

Dil düşünme aracıdır. İnsan olmanın koşulu düşünce olduğuna göre, insanım diyenin sorunudur.

Bir dilin tarihi, o dili kullanan insanların, toplumun da tarihidir.

Türkçemizin dününde gördüklerimiz, aynı zamanda yaşam biçimimizin de tarihidir.

DİL, POLİTİKADIR

Dille ilgili politikalar, yaşam biçimi için seçilen, uygulanan politikalardan ayrı düşünülemez.

Özgürlükçü politikalar dilin ve doğallıkla bilimin, sanatın özgürce gelişmesinin yolunu açar.

“...Barış davasına mı katılmak istiyorsunuz? Çok iyi! Önce dille uğraşın. Köylünün kalkınmasını mı istiyorsunuz? Çok iyi! Önce dille uğraşın. Veremin kalkmasını mı istiyorsunuz? Çok iyi! Önce dille uğraşın... Önce dil. Dil düşüncenin aracıdır da onun için. Dilsiz düşünülemez. O sizin söylediğiniz davaların hepsi düşünceye dayanır, demek ki dile dayanır…” diyor Nurullah Ataç.

DİL DEVRİMİ VE DİL BAYRAMI

Çağdaşlaşmamızın temel taşı, dilimizin benliğine kavuşturulması, zenginleştirilmesi ve yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılıp özleştirilmesiydi. Bilimsel ve çağdaş düşünüşe ancak sağlam bir dille, özgürleşen bir dille varabilirdik.

Atatürk’ün deyişiyle “Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması” amacıyla 1932’de gerçekleştirilen Birinci Türk Dil Kurultayı’nın açılış günü dil bayramımızdır: 26 Eylül.

Sözcüğün asıl anlamıyla kullanıldığı bir söylemdir dil devrimi. Devrimlerin sürekliliğini kanıtlarcasına yüzyıllar öncesinden tohumları atılan ve Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanından beri süren bir devrimdir.

DİL BİLİNCİ

Türk Dil Kurumu’nun, Türkçeye gönül veren dilcilerin, aydınların, sanatçıların çabasıyla Türkçemiz zenginleşti, serpildi, gelişti. Osmanlıcadan büyük ölçüde arındı, bilim ve sanat dili olarak kendini yeniden var etmeye başladı.

Cumhuriyet devrimlerinin önemli bir adımı olan abece ve dil devriminin gerçekleştiği dönemde olağanüstü gelişen dilimiz, 1940’lı yılların ortalarından başlayan karşıdevrim dönemlerindeki adımlarla durağanlaşırken 12 Eylül döneminde iyice perişanlaştırıldı.

12 Eylül 1980 karşıdevriminin 1982 Anayasası, özünü diliyle açığa çıkardı. Dilindeki karmaşıklıkla siyasal olarak amaçlanan Osmanlıcılığın bütünleşmesi, bağnazlıklarla kuşatılmış bir toplum özleminin de anlatımıydı. 1982 Anayasası’nın 134. maddesiyle devlet dairesine dönüştürülen TDK, attığı adımlarla dilimizi çıkmaza soktu. Düzenin kurumu olarak dille, kurallarıyla, gelişmesiyle oynadı, dilimizde kargaşa yarattı. 

DİL DERNEĞİ

Dil savaşımı yani özgürlük, düşünme, yaratma, aydınlanma, demokratikleşme yani yaşama biçimimizin temeli savaşımı yeniden başlamalıydı, başladı.

Bir avuç dil savaşçısının 12 Eylül’ün zincirlerini kırmak için 22 Nisan 1987’de kurduğu Dil Derneği, devrimin, benliğimizin, yurttaş oluşumuzun direnişinin bir kalesi oldu. Derneğin dil devriminin sesi Çağdaş Türk Dili dergisi bu yıl 33. yaşına girdi.

Yeni Dünya Düzeni ve küreselleşme ile yabancı dil sevgisinin değer kazanması, ideoloji olarak benimsenen Türk-İslam Sentezi’nin Osmanlı’ya dönüş özleminin Türkçeyi kıskaca almaya çalıştığı günümüzde, Konfüçyüs’ün dediği gibi sorunlarımızın çözümünde ilk adımımız dille ilgili olmalı. Gelişme gücü olağanüstü olan Türkçemiz ancak bilinçli çabalarla bu özelliğini gerçekleştirebilir.

Demek ki dil bilincinin geliştirilmesi temelinde yükseltmemiz gereken bir dil savaşımımız var.

*

Dil ve düşünce dünyamız, Cumhuriyetin bilge insanı, mimar, tarihçi Doğan Kuban’ı çok özleyecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları