İki Eski Arkadaşın Görüş Ayrılığı

03 Ekim 2012 Çarşamba
\n

\n

Sayın Cumhurbaşkanı da, Başbakan da Milli Görüş okulundan politikaya girdiler.\n

\n

Siyasi ihtirası Abdullah Gülden çok fazla olan Erdoğan, ülke gemisinin yönetimini hiç kimseyle paylaşmaya yanaşmadan ve ölünceye dek elinde tutmak isteyen bir yapıya sahiptir.\n

\n

Öyle bir karakterin sahibi, sadece kendisinin düşüncelerinin doğruluğuna Allah bir dercesine inanır. O yüzden yol arkadaşlarının hep önünde yürümek için adımlarını bile geniş atar. Bu gözlemin abartılı ve maksatlı olduğunu düşünenler varsa dünkü gazetelerin birinci sayfasında Meclis Genel Kurul Salonuna giren Cumhurbaşkanını hangi çehreyle ve nasıl karşıladığına baksınlar. \n

\n

Kendisi ne derse desin. Başbakan böyle bir yapının insanıdır. AKPyi birlikte kurdukları birçok yol arkadaşı ile bugün selam sabahı kestiği bilinmektedir.\n

\n

İcraatını eleştiren özgür ve bağımsız medya Recep Tayyip Erdoğan için, sadece ötekilerin sesidir. Dolayısıyla onları, kendi düğünü olarak tanımladığı parti kongresine çağırmamıştır. İlla konuşmasını izlemek isteyenler varsa birden çok televizyon ne güne durmaktadır?” \n

\n

Oysa, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak tanımlanan siyasi partilerin, sadece kendi üyelerinin ve yöneticilerinin ötesinde her yurttaşa açık birer kamusal alan olduğu herkesten önce, bu ülkenin Başbakanının gözden uzakta tutmaması gereken bir olgudur.\n

\n

Etrafında kendisinin “1923’ten beri Türkiyeyi yönetenlerin en karizmatiği olduğu masalını sabah akşam muştulayan Hüseyin Çelikler, Bekir Bozdağlar varken, zor günlerin yol arkadaşları olan Ertuğrul Yalçıbayırların, Abdüllatif Şenerlerin sözü mü olur?\n

\n

O yüzden, iktidarın onuncu yılında Büyük Ustalık Döneminin kongresi olarak da andığı 4’üncü kongreye izleyici kimliği ile onur versinler diye o eski arkadaşları da çağrılmamıştır. Tıpkı, kendisini eleştiren o 6 gazete için aldırdığı ambargo, yani yasak kararı gibi. Konuşmasını izlemek isteyen ötekiler, yani o haddini bilmeyen, eleştiri yapan gazeteci makulesi, o kadar merak ediyorsa televizyonlar ne güne durmaktadır?\n

\n

Ekran başında hem meraklarını gidermiş olmakla, hem de konuşmayı izlemekle kalmazlar, delegelerin o konuşma sırasında bir yatırdan şifa arayan eller gibi, kürsüye nasıl uzandığını da görerek hasetlerinden çatlamış olurlar! \n

\n

Böylesine görkemli bir toplantının, her siyaset adamından olduğundan çok daha fazla ateşlediği anlaşılan Erdoğanın, özgür basından şikâyetçi olması da dokunulmazlık kurumuna ve seçimiş milletvekillerinin sekizinin tutuklu oldukları için yasama çalışmalarından alıkonulmalarına da alkış tutması sürpriz değildir. Gece rüyalarından çıkmayan başkanlık isteğine kavuşmak ihtirası da elbette yıllar önce beraber yola çıkıp aynı yağmurda beraber ıslandıkları arkadaşlarının en yakını olan Sayın Gülden de bir an önce kurtulması en önemli arzusudur.\n

\n

Bu nedenledir ki, çizdiği yol haritasında Cumhurbaşkanlığı süresi 2014te dolacak olan Abdullah Gülün adına yer vermemiştir.\n

\n

Allah korusun, Erdoğan gibi bugünden tek adamlığını ısrarla vurgulayan, özgür basını düşman sayan bir yasakçının halkın oyu ile başkan olmasıelveda demokrasi demektir. \n

\n

Sağduyulu seçmenler, bu tehlikeyi bugünden gördükleri için şükretmeli ve bence 1 Ekim konuşması ile Başbakandan farklı görüşler ortaya koymuş olan Sayın Gülü desteklemeye hazırlanmalıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları