İki hafta önce İzmir’de yapılan biraz fütüristik “Apaydınlık Bir Gelecek: Yeni Bir Siyaset, Toplum ve Emek Yüzyılı” çalıştayına ben de “Ya çağdaş ve özgür olacak üreteceğiz ya da köle” başlıklı bildiride, Cumhuriyet Halk Partisi’nin altı okuna üç ok eklenmesini önerdim: Emek, Yeşil ve Bilim. 

CHP’nin altı okunu biliyorsunuz: Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik.

CHP lideri Kılıçdaroğlu karşımda oturuyordu, baktım not alıyor. 

CHP’nin organlarında tartıştırır mı, daha sonra kurultaya götürülür mü, bilemem. 

İLKELERE KISA BAKIŞ

Bu öneriyi burada biraz açacağım.

Altı ok 1931’de kabul edildi. Bu tarihsel bir andı ve o günün gerçekleri ışığında saptanmıştı. Bugün hâlâ geçerli ilkeler. Ülke liberalizme, şirketlere kalmasına rağmen, CHP gerektiğinde devletçiliği hiçbir zaman elinden şüphesiz ki bırakmamalı. Özel sektörün el atmadığı konular, örnek olacak projeler devlet eliyle gerçekleştirilmeli, bunu yapacak ruh ülkede şüphesiz ki var. 

Milliyetçilik sanki tamamen sağcı partilerin sarıldıkları bir kavram olmasına rağmen, yurtseverlik, ülke çıkarlarını titizlikle ve kıskançlıkla korumak, CHP’nin kuruluş felsefesinden gelir.

Cumhuriyetçilik, laiklik tartışma konusu bile yapılmaz. Türkiye’nin kuruluş mayasıdır.

Halkçılık yeniden ele alınmalı ve içeriği doldurulmalıdır. Sosyal demokrasiyi bunun karşılığı olarak düşünürsek, yetersiz kalır.

DEVRİMCİLİK GEREĞİ

Evet, geldik Devrimciliğe. 

Bu bir yenilenmeyi içerir.

Dünyanın hızla geliştiği ve değiştiği ortamda, ileriye bakan - bakacak partinin devrimcilik ilkesini hiçbir zaman elden bırakmaması gerekir.

Bu yeni üç ok önerisini de tamamen partinin devrimcilik ilkesi gereğince yapıyorum.

EMEK KAPSAYICIDIR

Halkçılık, emek önerisini karşılar mı, karşılayabilir diyen olsa bile emek kavramının bugün toplumda yerleşmiş haliyle işlevi farklıdır. Dahası emek çok geniş kapsamlı bile düşürülebilir. Aklıyla, fikriyle, emeği ile iş yapan herkes.. Bedavadan zengin olanlardan, vurgun - talan ekonomisinden ve kişilerinden ayrıcalığını da koyar.

Emek, partiye önemli bir kapsayıcılık sağlar.

YEŞİL, GELECEKTİR

Yeşil: Eskiden olmayan bir kavramdı. Şimdi ise iklim değişikliği, çevre dostu bir kent ve hayat, doğa ve dahası tüm diğer canlılarla ortaklık, CHP’nin bayrağında yer almalıdır.

Dahası şunu bile bir ara yazdım: Yeşil isimli ve içerikle siyasi partiler hep minnacık kaldılar. CHP, bu oluşumları partinin kanatları altına almalı veya parti içinde ciddi, organlarda temsil edilen bir oluşumu başlatmalı.

BİLİM YÜKSEK NİTELİKTİR

Gelelim bilim kavramına. Atatürk hep bilim dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini bilimsel düşünce ile yoğurdu. Bu süreci yazıyorum.

Bilim, bilgi üretiminin kaynağıdır. Bilgi üretimi, teknolojiyi oluşturur. Hem bilim hem teknoloji, köle olmak istemeyen toplumların mutlaka evrensel ölçülerde önem vermesi ve üretmesi gereken alanlardır. Yoksa dış güçlerin oyuncağı olursunuz. Çin bugün dünya devi olmasını, bilim ve teknolojideki büyük atılımına borçludur. Bilim ayrıca düşünceyi ve siyaseti de rasyonelleştirir, siyasete aklı sokar.

Bu nedenle 9. Ok olarak bilim, bayrakta dalgalanmalı.

Şimdilik bu kadar..

KORE ÜZERİNE

Serdar Varol: “Kore’ye onlarca kez gittim. Fakat Kore’yi asıl tanımama ülkemizde yaşayan Koreli arkadaşlarım yardımcı oldu. Kore günümüzde kültürel olarak çok zor durumda. Sebepleri de rekabetçi vahşi ortam. Kadın erkek eşitliği, varlıklı varlıksız arasındaki ayrımlar, patron ya da yöneticilerin astlarına onur kırıcı davranışları çok yaygın. Kılık kıyafet, yaşam tarzı gösterişi, haksızlığa ya da ayrımcılığa uğramamak için Kore halkının önem verdiği şeyler. Şu anda işsiz oldukları halde ülkelerindeki vahşi ortamdan kendilerini ve çocuklarını uzak tutmak için ülkemizde yaşıyorlar.”