Örsan K. Öymen

Bozulan mertlik ve çöken ahlak

15 Nisan 2019 Pazartesi

Son yıllarda seçimlerde yaşadıklarımız, AKP’nin sadece hukuk alanında değil, ahlak, erdem ve değerler alanında da ne kadar büyük bir çöküş içinde olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Kendisine güvenen, korkmayan, mert, cesur ve adil olan bir insan, seçimlere de adil ve eşit koşullarda girer, seçim kampanyası sırasında, rakiplerine medya ambargosu, medya sansürü, baskı ve tehdit uygulamaz. Ama AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun peşine takılan AKP’li siyasetçiler ve bürokratlar yıllarca bunun tam tersini yaptılar.
Yasamanın ve yargının bazı yetkilerinin yürütmeye devredilerek güçler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırıldığı referandumda da, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de, 31 Mart belediye seçimlerinde de, muhalefet, medyada ve meydanlarda, AKP’nin ambargosu, sansürü, baskısı ve tehditleri ile karşılaştı.
Demokrasinin ne olduğu konusunda en ufak bir bilgisi olmayan veya bu konuda bir bilgisi olsa da demokrasiyi özümseyememiş olan Erdoğan’a ve AKP’lilere konuyu belki de daha basit ve anlaşılır bir biçimde şöyle anlatmak gerekiyor:
Bir spor yarışmasında, örneğin bir futbol maçında, iki takımın da maçın başında on bir oyuncusu olur. Takımların birisi sahaya on beş kişi, diğeri on kişi olarak çıkmaz. Ayrıca iki takımda da birer kaleci olur. Bir takımın iki, diğer takımın bir kalecisi olmaz. Ayrıca iki takımın kale çizgilerinin ve direklerinin uzunluğu birbirine eşit olur. Bir takımın kalesi daha küçük, diğer takımın kalesi daha büyük olmaz.
Bir başka spor yarışmasından örnek vermek gerekirse, yüz metre koşu yarışında yarışmacılar, yarışa başlama işaretiyle birlikte aynı anda aynı çizgiden başlarlar. Aynı anda birisi önden, diğerleri arkadan yarışa başlamazlar veya yarışmacılar aynı çizgiden farklı zamanlarda yarışa başlamazlar.
Bir başka örnek vermek gerekirse, olimpiyatlarda, herhangi bir spor yarışmasında, sporcular doping yapamazlar. Doping yapan, yani bedenini güçlendirecek takviye kimyasal maddeler alan sporcu, bu durum eşitlik ilkesine aykırı olduğu için diskalifiye edilir, yani yarışın dışında bırakılır.
Bunlar sadece bir kuralın değil, aynı zamanda bir ahlak, eşitlik ve adalet anlayışının sonucudur.
Spor dışından bir örnek vermek gerekirse, filmlerde zaman zaman rastladığımız düello olayı da incelenebilir. İki kişi arasında yapılan bir düelloda, iki tarafın da silahı aynı olmalıdır, iki taraf da aynı sayıda kurşuna sahip olmalıdır, iki taraf da taraflar yerlerini aldıktan sonra ve verilen başlama işaretinden sonra silahını çekmelidir. Düelloda bir kişi diğer kişiyi, diğer kişi yerini almadan sırtından vuramaz veya bir kişinin silahının kovanı düellodan önce boşaltılamaz veya bir kişinin gözüne aynayla güneş ışını yansıtılarak görüş yetisi engellenemez. Bunları yapan kişi hayatta kalsa da, mert, cesur, namuslu, şerefli ve onurlu bir kişi olarak görülmez.
31 Mart belediye seçimlerinde İstanbul’da CHP’li Ekrem İmamoğlu, adil ve eşit olmayan koşullarda yarıştığı halde, bu yarışı ve seçimi kazanmıştır. Şu anda Erdoğan’ın ve AKP’nin yapmaya çalıştığı şey ise seçimi iptal ettirmektir! Erdoğan ve AKP, eşitlik ve adalet ilkesine aykırı bir biçimde yarışmanın kurallarını kendisi belirlemiştir, buna rağmen yarışı kaybedince de, yarışı iptal ettirme girişiminde bulunmuştur!
Daha önce zaten bozulan mertlik ve çöken ahlak, iyice dibe vurmuştur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları