Özdemir İnce

Hapishaneye giremeyen kitaplar

20 Haziran 2021 Pazar

Silivri 1 No’lu Kapalı Hapishanesi’nde yatan bir “mahkûm” vatandaşımızdan 2 Mayıs 2021 günü yazılmış bir mektup aldım. Gazetede biraz beklemiş.. Mektup, Nâzım Hikmet’in 1946-1949 yılları arasında hapishaneden yazdığı “Yine de İyimserlik” adlı şiirle başlıyor. Şiirin “sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana” dizesini başka türlü anımsadığım için şiiri arayıp buldum. Mektubu gönderen “arkadaş”ın yazışı doğruymuş... Nâzım Hikmet’e yüz başlıkta hayransam, bir numarası onun iyimserliğidir. İyimser olmadan, umutlu olmadan mahpus damında yatılamaz. Ben de 1971’de “Gözaltı”ında “sen bir müebbet tüketirsin bu sabrınla” diye bir dize yazmıştım.

Şimdi hapihaneden gelen mektubu birlikte okuyalım:

***

“Kardeşim

sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana

uçak sağ salim inebilsin meydana

doktor gülerek çıksın ameliyattan

kör çocuğun açılsın gözleri

delikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirken

birbirine kavuşsun yavuklular

düğün dernek yapılsın hem de

susuzluk da suya kavuşsun

ekmek de hürriyete

kardeşim

sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana

onların dediği çıkacak

eninde de sonunda da...

Nâzım Hikmet şiirinde dostlarına ‘sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana’ diye sesleniyor. Nâzım Hikmet kendisine gönderilen o kitapları içeri alabiliyordu. Yapılan son düzenlemelerden sonra aynı şey bizim için geçerli değil. Zira artık kitaplarımız 29 Mart 2020 tarihli, 31083 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik madde 77 uyarınca ‘hediyelik eşya’ kapsamında değerlendiriliyor.

Ne var bunda denilebilir. Olan şu: Bu düzenlemeyle ‘hediyelik eşya’ sayılan kitaplar artık sadece dini bayram günlerinde, doğum günü ve yılbaşında kabul edilebilecektir. Anlaşılacağı üzere bu düzenlemeye göre kitap edinmemiz Ramazan ve Kurban Bayramı, yılbaşı ve doğum günüyle yani yılda 4  kez olmak üzere sınırlanmış oluyor. Kimi hapishanelerde bu uygulama yaşama geçirilmiş ve dahası içerideki kitaplar toplanmıştır.

Kimi hapishanelerdeyse yanımızda bulunabilecek kitapların sayısı 3, 5, 10 ile sınırlandırılmıştır. Bu sayı aşılırsa kitap alamazsınız. Gelen kitabı alabilmeniz için elinizdeki kitabı dışarı çıkarmanız gerekir. Ziyaretçi gelmediyse (genellikle pandemi dolayısıyla çoğu ziyaretçimiz gelemiyor) kitapları nasıl çıkaracaksınız?

Bir diğer yandan periyodik olarak yayımlanan dergileri edinmemiz neredeyse imkânsız. Zira dergileri almak için abone olmamız isteniyor. Oysa birçok dergiyi (edebi, siyasi, mizahi, tarihi, bilimsel, hukuk, doğa, folklor vb.) değişik dostlarımız gönderdiği için okuyabiliyoruz. Artık bu mümkün değil. Bu noktada iki sorun beliriyor: İlki şu, bizim talep ettiğimiz bütün dergilerin abonelik ücretini ödememiz mümkün değil. İkincisi ise HALK OKULU ve TAVIR gibi içerikleri beğenilmeyen sosyalist dergilere abone olmamız bile engellenmeye çalışılıyor. Hukuki engelleri aştığımızdaysa ‘sakıncalı’ kararıyla dergilerin elimize geçmesi engelleniyor ya da abone olduğumuz derginin içinde olduğu posta idare tarafından kabul edilmeyip geri gönderiliyor.

1946 yılında Nâzım Hikmet dostlarından kitap istiyor ve gönderilen yayınları alabiliyordu. Artık bizim için bu mümkün değil. Kitap, dergi edinme, okuma hakkımız gasp ediliyor.

Biz okuyan, yazan, üreten, sorgulayan insanlarız. Okuduğumuz kitap ve dergiler siyasi kimliğimizin, kültürel varoluşumuzun asli unsurlarıdır. Dolayısıyla kitap, dergi edinme hakkımızın gasp edilmesine boyun eğmeyeceğimiz aşikârdır.

Sizden ricamız ‘sonu tatlıya bağlanan kitaplar okuma’ hakkını herkes için olduğu kadar bizim için de savunmanız. Şundan eminiz ki eninde sonunda ‘sonu tatlıya bağlanan kitaplar kazanacaktır.’ ”

***

Şimdi Turgut Kazan’a telefon etsem “Söyle babam, böyle bir işkence olur mu devr-i Erdoğan’da” diye sorsam ama sormayacağım. Çünkü insanın ruh ve kafasında bir dirhemlik doğal hukuk (lex naturalis) yeteneği varsa, kitabı “hediyelik eşya” sınıfına sokan yönetmeliğin “işkence”ye katkıda bulunduğunu kolayca anlar.

Hapishanede işkence cezaya dahil midir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları