Bağımlılık çağı (1)

31 Mart 2020 Salı

Milli Eğitim Bakanlığı ve TRT “Koronovirüs”ün eğitimi etkilemesi nedeniyle, harika bir işbirliğine gittiler. TV’den tüm yaştaki öğrencilere ders vermeye başladılar… Acaba öğrenciler boş zamanlarında ne yapıyorlar?

***

Çocukluğumu ve gençliğimi İzmir’in Eşrefpaşa semtinde yaşadım… 

Futbol oynamak için topumuz yoktu… Ya annemin eski bez parçalarıyla oluşturduğu topla, mahalle arasında komşu çocukları ile futbol oynardık. Ancak top 5-10 tekmeden sonra parçalanırdı…

Ya da “sidiktorbası” ile futbol oynardık. Arkadaşlarımızdan biri sokağımızdaki kasaba gider, ona kemiklerdeki eti, bıçakla sıyırmaya yardım ederdi. Kasap da arkadaşımıza hayvanın “sidiktorbasını” verirdi. Koşarak bize getirir, şişirir, ağzını sicimle bağlar, onu futbol topu yapardık. Ama kısa bir süre sonra o da patlardı…

Nice sonra, bir komşu çocuk “saraç” dayısından bir “voleybol” topunu ucuza satın aldı… O topla “futbol” oynarken, dünyanın en mutlu çocukları olmuştuk…

***

Bu arkadaşlarım arasında “alt komşum”, sonra İzmirspor’da başrole çıkan, daha sonra çalıştırıcı olarak Samsunspor ve Giresunspor’u “Süper Lig’e” çıkaran Kamuran Soykıray da vardı.

Ayrıca Damlacık’taki komşum Metin Oktay, sonrasında İzmirspor’da “gol kralı” oldu. Galatasaray’a geçince, ligde attığı gollerle üç mevsim üst üste “gol krallığını” kazandı. Adı “taçsız krala” çıktı…

***

En büyük zevk; komşu kızlarla saklambaç, kovalamaca, sek sek, körebe oynamaktı… Erkek çocukları olarak da birdirbir, uzuneşek sevdiğimiz oyunlardı. Okul zamanları daha çok derse zaman ayırır, daha az sokakta oynardık… Ama “yaz tatili” demek, bizim için “sokakta oyun ve yaşam” demekti!

Acaba günümüz çocukları bu güzel oyunları biliyorlar mı? Sokaklarda bu oyunları oynuyorlar mı? Bu oyunlar; kaslarımızı geliştirir, ciğerlerimizin daha iyi çalışmasını sağlar ve dikkatimizi pekiştirirdi…

***

Ama günümüz çocukları, evin içinde oynuyorlar! Nelerle oynuyorlar? Küçük çocukların ellerindeki cep telefonlarında, tabletlerde; bilgisayarda, kimlerle ne konuştukların, ne oynadıklarını anneler babalar biliyorlar mı?

Günümüzde zaman zaman karşıma çıkıyor, ya da internette görüyorum… Özellikle anneler, daha bebeklik (!) çağındaki çocuklarının ellerine “sussun, bağırmasın, oyalansın, bıraksın da ben işime bakayım!” diye “tablet” veriyorlar.

Ne büyük hata! Bu ne biçim annelik?

Buna Batı’da “(dijital) sayısal velilik” deniliyor...

***

Bu durumun günümüz çocuk gövdesinde nasıl bir yapılaşmaya yol açtığına göz atalım: İstanbul Üniversitesi Ergoterapi Bölümü Araştırma Görevlisi Başak Çağla Arslan, “bebeklerde ve çocuklarda bilgisayar kullanımı nedeni ile oluşan ‘postural (vücudun duruş biçimine)’ gövde kaslarında görülen zayıflık artışına” dikkat çekiyor!”

Ayrıca, çocukların parmaklarının “tablet” ya da “cep telefonu” kullanırken aldığı konum nedeniyle yaşanan sıkıntılarının yanı sıra, bu araçların iki boyutlu bir dünyaya sıkışmış olmasının, “algı problemlerine de yol açtığını” söylüyor.

***

Avrupa genelinde 2012’de, 9-16 yas¸ grubundaki çocuklar üzerinde yapılan “Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırması”, çocuklar açısından yol gösterici bilgiler içeriyor.

Aras¸tırmaya göre, Türkiye’de çocukların yüzde 25’i interneti “bağımlılık” derecesinde kullanıyorlar.

Ayrıca Türkiye’deki çocukların yüzde 3’u¨ “siber zorbalıkla” karşılaşıyor, yüzde 18’i tanımadıkları yabancılarla yanlış iletişimdeler, yüzde 13’u¨ cinsel sitelerle uğraşıyor, yüzde 15’i de çeşitli zararlı içeriğin (intihar, uyuşturucu gibi) etkisine giriyor…

Kim bilir 2020’de bu oranlar ne oldu?

***

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi internetsiz ve telefonsuz ortamda krize giriyorsa sorun başlamıştır” diyor ve şunları ekliyor:

“ ‘Nomofobi’, İngilizce ‘no mobile phobia’ kelimelerinden türetilen bir sözcük…

Bir kişi internet olmayan ortamda bunalıma giriyorsa, kendini kötü hissediyorsa, bağımlılık başlamış demektir. 

Kişi normalden daha fazla internet kullanıp günlük işlerini aksatıyorsa bu; aynı madde kullanımı gibi bağımlılık işaretidir…” 

Bağımlı olmuş bireylerin başta yakın çevresi ve aile üyeleriyle iletişimi ve ilişkileri bozulur. Kişinin akademik başarısı düşer, iş yaşamında da başarısızlıklar baş göstermeye başlar.

***

İngiltere’de Manchester Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre 16-25 yaş arasındaki gençler “dijital bağımlılık” nedeniyle toplumsal yalıtım yaşıyor ve yalnızlık sorunuyla karşı karşıyalar.

Bu gençler sıcak yemek yemiyor, kişisel bakımlarına özen göstermiyorlar. Dişlerini fırçalamıyor. Sonuç olarak “dijital bağımlılık”, bireyin yaşam kalitesini düşürüyor ve ilişkilerini zedeliyor.

(Sürecek…)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları