Öztin Akgüç

Sanal servet riski

17 Mart 2021 Çarşamba

Sanal, mevhum, aslı olmayan servet kaynakları, borsa ve kiripto paralar, ekonomik istikrar için potansiyel risk oluşturdukları gibi kriz halinde topluma yeni yükler de getireceklerdir.

Menkul kıymetler borsasının pay (hisse) senedi ayağı, yenilikçi girişimcilerin verimli projelerini gerçekleştirmek için kaynak sağlamaları, riskin dağıtılması, mülkiyetin yaygınlaşması, tasarrufların gelir getiren uzun vadeli finansal varlıklara dönüşmesi, tasarruf sahiplerinin uzun vadeli varlıklarının çeşitlenmesi, mali güvencelerinin artması açılarından kuramsal olarak savunulur. Ancak uygulama, kuramsal öngörüden çok farklıdır.

Yatırım aracı pay senedinin, farklı şekillerde hesaplanan, ifade edilen değerleri vardır. Pay senedinin, üzerinde yazılı nominal (itibari) değeri; muhasebe kurallarına uygun düzenlenen bilançolara göre hesaplanan defter değeri; şirketin tasfiyesi halinde likidasyon (tasfiye) değeri; gelecekte sağlayacağı güncel değeri ifade eden işleyen teşebbüs değeri; kâr payı kapitalizasyon değeri vardır. Bu değerlerin farklı da olsa açıklayıcı yasal, muhasebe, ekonomik dayanakları vardır. Borsa da oluşan fiyat, nesnel, reel değerlere dayanmadığından kısa aralıklarla dahi büyük dalgalanmalar göstermekte, borsa terminalojisiyle bull (canlı, endeksin yükseldiği), bear (durgun, endeksin düştüğü) piyasaları oluşmaktadır.

Pay senedi yatırımının getirisi, kâr payı (temettü), alma, değer artışı, rüçhan hakkından oluşur. Ekonomik durgunluk dönemlerinde şirketler ya kâr payı dağıtmamakta ya da özkaynaklarını güçlendirmek için kâr dağıtımını sınırlı tuttuklarından, sermayedarların yüksek temettü beklentisiyle yatırım yapmaları olasılığı zayıftır. Çoğu şirketin de yeni pay senedi çıkarması gündemlerinde olmadığından, öncelikle satın alma (rüçhan hakkının) getirisi de söz konusu olmamaktadır. Günümüz koşullarında yatırımın getirisi, sadece değer artışı beklentisine bağlı kalmaktadır. Borsalar, beklentilerin alınıp satıldığı, servetlerin el değiştirdiği, J.M. Keynes’in deyişiyle gazinolara dönüşmüştür. Borsada oluşan fiyatın reel, nesnel dayanakları olmadığından, beklentilere göre dalgalanmakta, dünya zenginler listesi günlük olarak dahi değişmektedir. Borsa, katma değerin yaratılmadığı, sanal servetlerin el değiştirdiği, kazanç ve kayıpların alıcı ve satıcılar arasında kaldığı, ekonomik açıdan sıfır toplamlı bir mekanizma olmakta, borsa-gazino analojisi benzeşimi olayı özetlemektedir. Kaygı, borsanın çöküşü, finansal krizin reel sektöre de yayılması, maliyetinin emekçilerin ve dar ve sabit gelirlilerin üzerinde kalmasıdır.

Günümüzün diğer bir servet kaynağı da dijital, kripto, sanal paralardır. Dijital paranın tipik örneği Bitcoin, 2008 yılında uygulamaya girmiş, ardından bazı büyük şirketler de kendi dijital paralarını çıkararak kullanmaya başlamışlardır. Giderek yaygınlaşma gösteren dijital (kripto) paranın niteliği muğlak, çapraşıktır. Bir objenin para olarak tanımlanması için değişim, değer ölçme, borç erteleme ve ödeme, birikim aracı olma işlevlerini yerine getirmesi, genel kabul görmesi gerekir. Merkez bankalarının çıkarmış oldukları banknotların, ulusal sınırlar içinde ödeme aracı olması yasal olarak zorunlu (legal tender) iken; kripto paralar ancak anlaşma ile kabul halinde ödeme aracı olarak kullanılabilmekte, paranın temel işlevlerini yerine getirememektedir. Kripto paranın menkul kıymet olduğu ileri sürülmekle beraber, menkul kıymet olma koşullarını da taşımamaktadır. Menkul kıymet, ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan kıymetli evrak olarak tanımlanmaktadır. Dijital paralar, bu özellikleri de taşımamaktadır. Dijital, kripto, sanal para kendine özgü, spekülatif yatırım amacıyla da kullanılan bir finansal varlık türü olmaktadır. Dijital paralar, daha çok yasal olmayan ödemelerle para aklamada kullanılmakta, gizlilik, aracıların olmaması nedeniyle maliyet avantajı sağlamakta, ekonomide denetim dışı likidite birikimlerine yol açmaktadır.

1929 dünya büyük krizinin borsanın çöküşü ile başladığı, finansal ve reel sektöre yansıdığı dikkate alındığında, borsada oluşan fiyat balonları, ekonomi için her zaman bir risk faktörüdür. Kripto paraların denetim dışı, saklı likidite havuzları oluşturması da ayrı bir risk öğesidir. Kaygı, bu risklerin gerçekleşmesi halinde oluşacak finansal kaosun getireceği yüklerdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları