Öztin Akgüç

Tasnif Dışı

09 Aralık 2011 Cuma
\n\n\n

Türkiyede öyle olaylarla, öyle kişilerle, öyle davranışlarla karşılaşırsınız ki tanımlamak için lügatta sözcük dahi bulamazsınız. Sözcük bulamadığımda çoğu kez kişileri, olayları tasnif dışı olarak nitelendiririm.

\n

Türkiyede ne yazık ki bilgisine, kişiliğine, karakterine, davranış tutarlılığı ve düzgünlüğüne güvenilebilecek kişi sayısı azdır. Türkiyenin temel sorununu kişilik eksikliği, bilgi yetersizliği, kültür yoksulluğu olarak gördüğümden yaşanan, yaşanabilecek olaylar, beni şaşırtmaz. Yalakalık, ikiyüzlülülük, bilgi, kültür, kişilik yetersizliği nedeniyle Türkiyede ne hukuk devleti kurulabilir, ne ciddi bir eğitim verilebilir, ne tarafsız, etkili yayın yapılabilir ne de gerçek anlamda ekonomik kalkınma sağlanabilir.

\n

Geçenlerde Türkiyede yaşananları üzülerek, yüreği yanarak izleyen bir arkadaşla nedenleri üzerine tartışırken arkadaş sinirli bir tepki göstererek bence biraz ileri giderek, Türkiyede kişilikli insan yok iddiasında bulundu. Ben yok savına, tanısına katılmamakla beraber, az olduğu ve tersine, negatif bir seleksiyonla, ayrımla da dışlandıkları kanısındayım.

\n

Türkiyede kamuda olsun, özel sektörde olsun ağır aksak da olsa çarklar dönüyorsa, kurumlar tümüyle çökmüyorsa, arada sırada iyi şeyler de başarılıyorsa bu düzgün, dürüst, yetenekli, görevine bağlı, kişiliği gelişmiş, onurlu vatandaşlarımızın çabalarının sonucudur. Haksızlık etmemek, onları tanımasak da saygı göstermek gerekir.

\n

Ne yazık ki şarlatanlar, yalakalar, sesyayarlar, kişisel çıkar peşinde koşanlar yaşamlarında onur, saygınlık gibi kavramların yeri olmayanlar çoğunlukta, belki de ezici çoğunlukta. Kişiler, niçin güçlü gördüklerine sığınırlar, onlara hoş görünmeye çalışırlar, hatta bu amaçla sivil toplum örgütleri oluştururlar, bu tür örgütlere girip destek ararlar? Özgüven eksikliği, kişisel kaygılar, gelecek korkusu, bir şairimizin ifadesiyle viran olası hanede evlad-ü ayal olması, belli orunlara gelme tutkusu... Bunlara başka güdüler de eklenebilir. Kişi bir destek, bir güven arıyor. Siyasal destek, örgütsel destek; yerine göre cemaat-tarikat desteği, hatta dış ülke desteği. Tabii bu alınan desteğin, güvencenin bir bedeli oluyor. Bu bedel de bir şekilde yalakalık, isteklerin, talimatın yerine getirilmesi, partizanlık, hoş görünme çabaları, sesyayarlık şeklinde ödeniyor. O kişi özgür, bağımsız hareket edemiyor olsa bile vicdanının sesini dinleyemiyor, bir şekilde robotlaşıyor, hatta saldırgan, ısırıcı hale gelebiliyor. Bu saldırı, çoğu kez fiziki güç kullanılmadan sözle, çamur atarak; yerine göre devlet gücü, yetkiler kötüye kullanılarak, kişilerin ardından tuzaklar kurarak, ayak oyunlarıyla gerçekleştiriliyor.

\n

Tasnif dışı diye nitelendirdiğim kişiler hakkında bir görüşüm, bir tezim var. İstisnaları olabilir; bu kişilerin genelde eğitim düzeylerinin düşük olduğunu düşünürüm. Nasıl olurdiye sorulabilir. Söz konusu olanlar çoğunlukla yüksek eğitim görmüş kişiler, üniversite bitirmişler, hatta bir bölümünün ayrıca akademik unvanları var. İnsanlara takılan bazı etiketler de yanıltıcı olabiliyor. Yüksek tahsilli ama hangi üniversiteyi, hangi dereceyle, kaç yılda bitirmiş? Bence kişiler arasındaki farkı, bu sorunun yanıtı oluşturur. Bir üniversiteyi süresinde pekiyi, AA, 90-100 puan aralığında bitirmiş bir kişiyle orta dereceyle ortalama C ile 60-65 puanla bitirmiş bir kişi arasında bilgi, algılama, çözümleme yeteneği açısından büyük farklar vardır. Bir araştırmam yok ama daha çok ortalamanın da altında başarısı olan, kompleksli kişilerin, tasnif dışı davranışlar gösterdiklerini, güdümlü davrandıklarını düşünürüm.

\n

Bir maliyeti, bir bedeli, bir riski olsa da, yine de kişilerin, özgürlüklerini, saygınlıklarını korumalarının güdümlü davranmaya kıyasla, en azından daha akılcı olduğunu düşünüyor ve savunmaya çalışıyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları