İstanbullular okumuş olmalılar... Pazar günü için çağrılı oldukları mitingin afiş düzenlenmesindeki sözcükler çok çarpıcı; “Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses.” Cumhurbaşkanı’nın da sıkça kullandığı kamuoyu oluşturulması tanımıyla “algı yönetimi” oluşturulmasına ilişkin ayrıntılar kusursuz... Milyonlarla birlikte teröre karşı tek ses olmayı başardığımızda, ülkemizde terörün darbe alacağını, akan kanın duracağını, uzman kişiler, sosyal bilimciler görüş açıklamalarında sıkça savunmuş, barışçı çözüm için önemli bir adım olacağının altını çizmişlerdi...
Gelişmiş demokrasilerdeki kazanımlardan, deneyimlerden verilen örnekler, yinelenip durduğu, akan kan çok can yaktığı içindir ki... Sivil toplum örgütlenmelerimizin duyarlılıkları, gelişmiş demokrasi geleneklerinden çok, bir tür uyarılmalarıyla Ankara’da on binlerin yürüdüğü teröre karşı ortak eylem gerçekleştirilebildi... Gerçi üretimde etkin rolü olan örgütlenmelerin çoğunluğunu kapsayan bu ortak öylemde, işin doğası gereği katılımcı emekçilerin sayılarını katlayabilecek örgütlenmelerin öne çıkarılmamış, örgütlü çalışılmamış olmasının üyelik ilişkileri içinde, gönüllülükte oluşturulabilecek kalabalıkları, kitleselliği düşürdüğünü gözlemlediğimi söyleyebilirim. Doğrudan eleştiri olarak da İktidarlarının çok uzun yıllarında dönemin Başbakanı, günümüz Cumhurbaşkanı’nın yanında en güçlü destekçi olarak yer almış işveren meslek örgütleri ile kimi işçi sendikası başkanlarının öne çıkarılmış olmalarının yanlış algılamalara da yol açmış olabileceğinin altını çizebilirim. Yine de teröre karşı tek ses anlamında, savaş kışkırtıcısı olabilecek, cepheleşmeleri besleyebilecek slogan ve davranışlara karşı duyarlılığın dahi önemli bir başarı olduğunu vurgulayabiliriz...
Bu haberin yayın akışının hemen altında yapılan yarınki İstanbul mitingi için çağrı haberi ise benim için sürprizdi...

***

Sokak eylemleri, hele de gündem duyarlılığı söz konusu olduğunda milyonlarca nefesin toplanması özleminin çok örgütlü, çok uzun soluklu hazırlıkları gerekli kıldığı gerçeğini atlayabileceklerden değilim. Nedenler çok yakıcı, yaşamsal olsa bile... Asıl sürpriz kuşkusuz İstanbul mitinginin katılımcılarının sayılmasında... Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı, seçim sonrası hükümet kurdurulmadığı için atadığı seçim hükümetinin Meclis onayından geçmemiş başkanı ve de adının bizzat kulaklara fısıldandığından kimselerin kuşkusu olmayan AKP’li Meclis Başkanı... Tabii yine Cumhurbaşkanı’nın onayından geçtiğinde kamuoyunun kuşkusu olmayan yinelenmiş AKP genel kurulunda seçilmiş, sadakatlerinden kuşku duyulamayacak yönetim kadroları olgusunu anımsamalıyız...
“Tek ses” Cumhurbaşkanı’nın ağzından düşürmediği bir önceki seçimde ulaşılamamış 200 milletvekili özlemini, otoriterleşmeyi yeterince çağrıştırmıyormuş gibi... İstanbullular seçim öncesi kampanyalara siftah adımı olarak, yasal kampanyada asla bir araya getirilemeyecek üç ismin aynı mitingde konuşturulabilmesi için, can yakıcı savaş, terör gündemimizin bile kullanılmakta olduğundan kuşku duymayacaklar mı?
Meclis çalıştırılmadan seçtirilmiş Başkanı, AKP delegelerinin iradelerine ipotek konularak oluşturulmuş yönetim kadroları içinde AKP Genel Başkanı ve de Cumhurbaşkanı’nı bir mitingde ancak “teröre karşı tek ses” sloganlı bir gündem toplayabilirdi. AKP’liler belki bu mitingi düzenleyen Sivil Dayanışma Platformu’nu yakından tanıyor olabilirler. Sitelerinde şık amblemleri, kimi katıldıkları eylemlerin gündemleri var ama, hangi demokratik yasal örgütlenmeleri kapsadıkları açık değil. Değil milyonların nefesini buluşturmak şöyle anlamlı anımsanabilecek ciddi bir kitlesel, barışçıl eylemleri de yer almıyor... AKP’nin, Cumhurbaşkanı’nın meydanlara indikleri son yılların İstanbul mitinglerini gözlerimin önüne getiriyorum... Devletin kaynaklarının akıtıldığı örnekleri de unutmaya çalışarak, denizden, karadan, raylı sistemlerden taşınan kitlelerin taşınmasında görev üstlenmiş belediyeler, özel sektör araçlarının ağırlık paylarını da bir yana koyuyorum...
“Tek ses” tamam da, teröre karşı caydırıcı olmanın aracı milyonlarca nefesin nasıl taşınmış olabileceğini, kaygılı sorguluyor, bekliyorum...