Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yaşamda, Yargıda...

07 Mayıs 2011 Cumartesi
\n

\n

Denizin can vermesi tam 25 dakika sürdü. 86 yıllık yaşamımdaki o çaresizliğimi anlatamam demişti.. Halit Çelenk Üç Fidanın avukatlığını, idamlarında yanında olmayı seçmekle kalmamış, kitapları ile yaşananları toplumun belleğine kazımakla da yetinmemiş, ağır sağlık sorunları ile savaşırken, her 6 Mayısta mezarları başında, anma etkinliklerinde, akil hukukçu, insan hakları savunucusu olarak olması gereken her etkinlikte, insanlık dersleri vermişti.

\n

Yaşamda, yargıda devrimci duruş derslerinde elinde büyüteç, yanında solunum cihazı, ne zorluklarla, su gibi okunan, çok şey öğreten yeni makaleler, kitaplar ürettiğinin tanığı olanlar, yılgınlıklarından, sorumluluktan kaçışlarından hep utanırlar. Oysa sorumsuzluklarımız, ayıplı, yılgın hallerimize ilişkin, sitem ettiği hiç görülmemiştir.

\n

Günümüz kuşaklarında örneği olmayan kibar, saygın, neşeli sesiyle telefonda söylediklerini, gerçekleşememiş bir son dileğini sizlerle paylaşmak isterim. Fazla zamanının kalmadığını, Balbay apar topar tutuklanmadan önce, artık kendisi yazamadığı için röportaj içerikli bir kitap çalışmasını yürüttüklerini anımsatıyor, Balbayla görüştüğümde hazırlığı tamamsa, olabilirse, kitap olarak görmek isteğini aktarıyordu. Balbayın çalışmanın çok ham kalmış, kitap çıkarma aşamasına gelememiş olmasından duyduğu üzüntüyü de aktarmalıyım.

\n

Derken on gün kadar önce, kızı Sevgili Serpil Güvençin telefondaki sesi, eşi Sevgili Şekibe Abla ile de özdeşleşmiş kimliği ile ortak coşkulu, inançlı..” Babam yanımda, 6 Mayıs günlerini, aydınların, toplumun duruşunu anlatmaya çalışan kitabın çalışmasını tamamladım. Cumhuriyette yayımlanmış, başta İlhan Selçuk, yazarların yazılarının alıntılanmasında yardım istiyoruz” diyor. Arkasından sözü Halit Ağabey alıyor. Kızının kitabını bitirmiş olmasının keyfi, onuru ile torunumu soruyor. Paranın faizi dediği, yaşamakla övündüğü torun sevgisi üzerinden sesi cıvıldıyor. Serpilin Babam sanki parayı biliyor, umursuyor da, paranın faizi üzerinden konuşuyoritirazı belleğimde.

\n

***

\n

Sahi, Halit Çelenk, Türkiyenin en titiz, bilge, başarılı, çalışkan, hak savunmada simge olmuş hukukçularından biri olarak, yaşamının hangi evresinde, en çok müvekkili olan, en çok davaya giren avukat kimliği ile parayla ilişki kurmayı düşünmüştü ki? Elindeki dosyada sıkışan her avukat, çaresiz kalan sanıklar, akın akın Halit Ağabeyden çare beklemezler miydi? Yaşamlarının zor günlerinde Halit Ağabeylerine sığınmış, binlerle eski tutuklu, sanıklar aralarında, büyük kalabalıklar dün sevgiyle, Üç Fidanı mezarları başında anma töreninin üzerine, Halit Çelenki toprağa veriyor olmanın buruk sevincini, acılarını paylaştılar...

\n

Halit Çelenk ölümünde en çok Üç Fidanın onurlu savunması, kitapları ile tanıtıldı. Daha 1944lü yıllarda inançlı bir solcu, devrimci olarak başlayan hak, hukuk savaşçılığı iyi bilinmiyor; TİP, Ankara kurucusu, yöneticiliği, 1960lı yıllara uzanan ilerici, devrimci avukat dernekleri kuruculuğu ile başlayan uzun savaşım yolculuğunu...

\n

1965’ten önce TÖS, sonra TÖB-Derde hukuk danışmanlığında sınırsız katkılarını. 1968 Türk Hukuk Kurumu, 1975 Çağdaş Hukukçular örgütlenmesinde, 1980 İnsan Hakları Derneği, vakfı kuruluşlarındaki rolünü. DİSK, Barış davalarında, gönüllü İstanbula geliş, kalış, savunmaya katkılarını... En kötü günlerinde Halit Ağabeylerine sığınmış, hukuk bilgeliğinden, özverilerinden pay almış yüzlerle, doğrusu binlerle insandan kimileri Sevgili Halit Ağabeylerini yeni kuşaklara anlatabilmek üzere, savunduğu önemli örgüt davalarla sanık listelerini yapmışlar...

\n

Dev-Genç, THKO, TİP, TKP, TSİP, Dev-Yol, DİSK, Barış, Yazarlar Sendikası, Halkevleri, Köy-Koop... Listesi uzayıp gidiyor. İsim listesi saymaya kalkışmak akıl işi değil. Aydınlar Dilekçesini kaleme alanlardan, davasının sanığı olduğunu, Barış davası kapsamında da yargılandığını anımsatmak anlamlı. Nâzım Hikmet Vakfı’nın yöneticisi, Nâzımla ilgili davaların da elbette gönüllü savunucusu. Hukuk, yargı önünde başı dara düşmüş, yardım istemiş, çaresiz hak arayanlara hep Hızır gibi yetişmiş. Onların dik duruşları, ayakta kalışlarını avukatlığın en anlamlı karşılığı, ücreti saymış..

\n

İnsanlığın, hukukun onuru.. Yaşamının en çaresiz gününün 39. yıldönümünde idamlarında yanlarında, yürek verdiği Üç Fidanının mezarlarının önünden geçirilerek toprağına kavuştu.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları