AKP’den İki Farklı Ses

07 Kasım 2013 Perşembe

‘Polis ve Yasakla Olmaz’

     Başbakan Erdoğan’ın kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldığı öğrenci evlerini engellemek için yasal düzenleme yapacakları şeklindeki açıklamalarına siyasi ve toplumsal muhalefetten tepki yağdı. Peki ama iktidar partisi içinde bu konuda Başbakan’dan farklı düşünen hiç kimse yok mu?
     Erdoğan’ın kampta “Kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldığı evlere valilerin denetim yapması talimatı verdiği” şeklindeki ilk haberler basında çıktığında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir taraftan haberleri yalanlarken diğer yandan “Hükümetin böyle bir yetkisi ve düşüncesi yok. Özel kiralanmış evlerde kimler kalıyor, kimlerle birlikte kalıyor, ne yapıyorlar, ne yapmıyorlar bunlar bizim ilgi alanımız içerisinde değil” açıklaması yapmıştı.
     Ancak Başbakan önceki gün Arınç ve sözlerini düzeltmeye çalışan diğer kurmaylarını ters köşeye yatırarak hedefinin öğrenci evlerinin denetimi olduğunu açıkça dile getirince, “Yetkimiz yok”, “İlgi alanımız içinde değil” sözleri dahi duyulmaz oldu. Hükümet ve AKP sözcülerinin şu andaki tek çabası, Başbakan ile kurmayları arasında bir görüş ayrılığı bulunmadığına kamuoyunu ikna edebilmek...

Günay: ‘Çözüm uygun yurtlar’
     Bu tutumun istisnalarından biri AKP İzmir Milletvekili ve eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay oldu. Günay, Kızılcahamam kampına mazeret bildirerek katılmayan isimlerden. Konuşma yapılırken orada yoktu. Ancak kamp öncesinde, Başbakan’ın “Örtünmek dinin gereği” şeklindeki yaklaşımını parti içinde eleştiren tek isimdi. Görüşlerini gazetemiz ve Twitter aracılığıyla yayımladı. Başbakan’ın “öğrenci evlerine denetim” niyetinden de rahatsızlığını dünkü görüşmemizde ima etti. Öncelikle Türkiye’deki “muhafazakâr” çoğunluğun konuya bakışını anlattı: “Tüm aileler çocuklarının medeni koşullarda ve uygun maddi imkânlarla, uygun yerlerde barınmasını ister. Bu uygun yerler de büyük ölçüde yurtlardır. Kamu yurtlarıdır ya da özel yurtlardır. Bizim ortalama değerlerimize baktığınız zaman hiçbir aile çocuklarının karşı cinsten biriyle aynı evde, aynı mekânda yaşamasını istemez. Ülke ortalaması doğru ve uygun bulmaz.”

‘Polis demek yeni tartışma demek’
     Başbakan Erdoğan’ın çıkış noktasıyla örtüşen bu görüşlerin ardından ise, Başbakan’ın “yasal düzenleme”, “valilerin denetimi”, “komşuların polislere ihbarı” gibi ifadelerine yönelik eleştirisini ve kendi önerisini şöyle ortaya koydu: “İktidarın yapması gereken, komşunun ya da polisin bu işe karışmasının yolunu açarak yeni tartışmaların ortaya çıkmasını sürdürmek değildir. Yapılması gereken, en kısa zamanda gençlerin barınma sorununu uygun ve uygar koşullar içinde çözmektir. Bunun yolu tüm üniversite ortamlarında yeterli miktarda yurt yapmaktan geçer.”
     AKP iktidarları döneminde Türkiye’de 100’den fazla yeni üniversite açıldığını anımsatan Günay, “Ama üniversite öğretim elemanı ve derslik ihtiyacının ötesinde, gençlerin barınma ve sosyal gelişmelerini sağlama gereksinimlerinin de karşılanmasını gerektirir” diyerek yurt açığının en kısa sürede tamamlanması gerektiğine yönelik vurgusunu yineledi.

Bal: Yasakla olmaz
     AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal da Erdoğan ve bakanların tersine kız ve erkeklerin birlikte yaşadığı evlerin yasaklanması girişimine eleştirel yaklaşan ikinci iktidar partisi vekili oldu. Bal, devletin sosyal niteliği gereği gençler de dahil olmak üzere farklı kesimlere yönelik görevleri bulunduğuna dikkat çekti. Bal, bu konudaki farklı bakışını ise şöyle ifade etti: “Gençlere müdahaleden ziyade onlara verilecek hizmetlerin iyileştirilmesi gerekir. Komşuların şikâyeti gibi durumlar sadece gençler için değil herkes için geçerli olabilecek şikâyet konularıdır. Böyle bir ayrım yapmak doğru değil. 18 yaşından büyük, reşit gençler için cezalandırma, yasaklama gibi uygulamalar birinci sınıf demokrasilerde yeri olmayan yaklaşımlardır. Bunların yerine devlet korumaya ve bilinçlendirmeye yönelik faaliyetler yürütebilir. Uyuşturucuya, sigaraya karşı bilgilendirme, kamu spotları yayınlama, medya aracılığıyla bilgilendirme gibi.”

Neye göre suçlayacaksınız?
     Bal, öğrencilerin sadece birlikte yaşadıkları için suçlanmalarının hukuken doğru olmayacağını da vurgulayarak şunları söyledi: “Hukuk devletinde neye göre suçlayacaksınız? Yasalarda suç olan bir fiil olması lazım. Benim bildiğim kadarıyla kız ve erkek öğrencilerin birlikte yaşaması suç değil. Eğer suç olsa, bırakın öğrencileri Türkiye’de bir sürü insan öyle yaşıyor. Birinci sınıf demokrasilerde buna müdahale yadırganır. 18 yaş sonrası seçme hakkına sahip ve hatta bizim seçilme hakkı vermek istediğimiz, rüştünü ispat etmiş insana yönelik müdahale, birinci sınıf demokrasilerde olmaz. Referans evrensel standartlar olmalıdır.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları