'Balık ve şarap günah gibi'

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi Heidemaria Gürer ülkesini beş yıldır temsil ettiği Türkiye’den ayrılmaya hazırlanıyor. Sonbaharda vereceği veda resepsiyonunu tüm Başkentiler iple çekiyor. Sebebi malum. Bugüne kadar evinde verdiği tüm davetlerde olduğu gibi yine kendi ürettiği NHN şaraplarından ikram edecek dostlarına...

Büyükelçi Gürer, Avusturya’daki aile bağlarında yetişen üzümlerden yaptığı NHN şaraplarının hikâyesini anlatmadan önce, büyükelçilik konutunun altındaki küçük mahseni gezdirdi bize. Çoğunluk kendi NHN’leri. Ama dünyanın dört bir yanından çok ünlü ve tabii ki pahalı şarap şişeleri de yatıyor raflarda. Sonra başladı anlatmaya... İşte sorularımıza verdiği yanıtlar.

- Neden NHN?

NHN markası aile bireylerinin baş harflerini simgeliyor. Eşi Nadir Bey’in N’si, kendi ismi Heidemaria’nın H’si ve kızları Nadine’in N’si.

- Avusturya şarapları tanınmış mıdır?


Tarihte Avusturya’nın şarapları hep çok meşhur olmuştur. Özellikle de Burgenland bölgesinin üzümlerinden yapılan şaraplar.

- Sizin şarapçılığa ilginiz nasıl başladı?


Ben de ülkenin şarapçılıkta iyi bilinen bölgelerinden birinde doğdum. Weinfiertel bölgesi. Dedemin küçük bir bağı vardı. Sonra da babam şarap üretmeye devam etti. Ama ben devam etmedim. Meslek olarak diplomasiyi seçtim.

'Festivale gittik, şarapçı olduk'

- Ne zamana kadar?

On iki sene evvel küçük bir köye yaptığım ziyarete kadar. Carnuntum bölgesinde bir köy. Eski Rumlardan kalma bir bölgedir orası ve adıyla anılan üzümleri vardır. Oradan devam ederseniz de Burgenland’a gelirsiniz ki en meşhur şarabımız o üzümlerden yapılır. Türkmenistan’dan bir heyet gelmişti. Ben de Orta Asya ülkelerine küçük yatırımcıları anlatıyordum. Belediye Başkanı ile birlikte ağırladık. Çok güzel bir köydü.

Üç sene sonra aynı köyden bir davet geldi. Şarap festivalleri varmış. Eşim Nadir Bey ile birlikte gittik. Zaten çok anlatmıştım ona. Hem festivali hem de şarapları çok sevdik. Ve o gün karar aldık, orada küçük bir bağ satın alarak şarapçılığa başladık. Aslında bu tür köylerde bizim gibi şehirden gelenlere bağ satmazlar. Ama oradaki yerli bir şarapçıyla ahbap olarak satın aldık. Eşim Nadir Viyana’da yaşadığı için o daha yakından ilgileniyor.

- Kırmızı ve beyaz üzüm mü yetiştiriyorsunuz?

Avusturya’nın en ünlü şarapları hep beyazdır. Ama biz sadece kırmızı yapıyoruz. Tipik Avusturya kırmızı şarabı. Zweigelt. Hep ondan yapıyoruz. Biraz da karıştırıyoruz. Zweigelt ve Blaufrankisch üzümlerini karıştırınca Cuvee markası çıkıyor.

- Zweigelt kaliteli bir marka mı?

Avusturya’nın iyi isimlerinden.

- Yılda ne kadar şarap üretiyorsunuz?

Zweigelt’ten her sene 800 şişe. Cuvee’den ise 500 şişe.

- Az değil mi?

Evet az. Sadece kendi tüketimimiz için. Burada ve Viyana’daki evimizde verdiğimiz tüm milli gün resepsiyonu ve davetlerde şarap olarak sadece bunu ikram ediyorum. Hepsi bitmese de bayağı gidiyor.

- Masraflı bir hobi değil mi?

Evet masraflı ama Nadir’le bizim de başka hobimiz yok diye düşünüyoruz. Bir tane daha var ama o bu kadar iyi değil. İzmir Karaburun’da eşimin ailesinin orada da zeytinyağı yapıyoruz. Ama şaraplarımız kadar iyi değil onlar.

- Şişelerdeki etiketin bir anlamı var mı?

NHN’yi söyledim. Nadir-Heidemaria-Nadine; Höfflein ürettiğimiz bölgenin adı, Carnuntum ise köyün. Zweigelt, üzümün adı. Gürer ise aile soyadımız.

Üzerindeki desen meşhur bir Avusturyalı ressamın çizimi. Robert Cabas. Her yıl başka bir resmini koyuyoruz.

- Türkler beğendi mi şarabınızı?

Hem de çok. İstisnası yok herkes bu evde içtikten sonra çok beğenerek ayrılıyor. Kavaklıdere şaraplarının sahibi Başman ailesi, Fransız büyükelçileri... Ayrıca misafirliklere giderken kendi şarabımı götürüyorum. Benim en beğendiğim yıl 2006. Zweigelt 2006.

- Türkiye’de Avusturya şarabı satılmıyor galiba?

Birkaç sene önce denedik, olmadı. Birincisi, vergi nedeniyle pahalıya çıkıyor. İkincisi ise Türk firmaları bir seferde 1000 -2000 şişe istiyorlar. Ama Avusturya’da küçük üreticiler için bir anda o kadar şişe çıkarmak çok zor.

- Ya Türk şaraplarını nasıl buluyorsunuz?


Çok iyi üzümler var. Mesala Elazığ’daki Öküzgözü. Türk şarapları yeni çıkıyor dünya pazarlarına. Ancak başta New York Times olmak üzere birçok yayın organında çok güzel yazılar çıktıkça yavaş yavaş meşhur olacaklar gibi.

- Hangileri daha ucuz?

Türk şarabı Türkiye’de ucuz. Dışarıdan gelenler daha pahalı. Avusturya’da kaliteli şarapların şişesine 25 TL veriyorsunuz. Türkiye’de ise çok fazla vergi var. Özellikle de yabancı şaraplar üzerinde.

- Viyana’ya dönünce ne yapacaksınız?

Hobimize devam edeceğiz. Avusturya’da şarap, Türkiye’de zeytinyağı. Güzel şarap yapmak zor iş ve şarabımız kaliteli. Zeytinyağı daha kolay ancak bizimki biraz vasat.

- Türkiye’de içki kültürüne ilişkin gözlemleriniz neler?

Eşim Türk olduğu için 28 yıldır Türk kültürü ile iç içeyim. İçkiler konusunda en ilginç gözlemim şu: Avusturya’da balığı özellikle beyaz şarap eşliğinde yersiniz. Türkiye’de yok öyle şey! Balık ile şarap içmek isterseniz günah işlemişsiniz gibi bakıyorlar. Ben balığın yanında hiç rakı içmedim.

Avusturya’da güzel bir akşam yemeğinde şarap ya da bira çok içilir. Türkiye’de ise rakı daha fazla içiliyor. Şaraptan çok seviyorlar. Anadolu şehirlerinde daha az, deniz olan yerlerde daha çok içki içiliyor.

İçki içmeyenlere Avusturya şurupları

- Bu alışkanlık değişiyor mu?

Pek sanmam. Geçenlerde Elazığ’a gittim. Çok meşhur şarap fabrikaları var. Öküzgözü üzümlerinden üretiyorlar. Herkes bu fabrikadan övgüyle bahsediyor. Ama kimse içmiyor. İçmezler ama çok gurur duyarlar. Büyükelçilikteki davetlerimize katılanlardan da içki içmeyenler olabiliyor. Ben de onlar için Avusturya’nın lezzetli şuruplarından getiriyorum. Ağaçlardan, güllerden yapılan bölgesel şuruplarımız var. Çok beğeniyorlar.

- Türkiye ile ilk tanışmanız nasıl oldu?


Eşim Nadir ile çıkarken tanıştım ilk kez. Aynı okula gittik. Viyana Diplomasi Akademisi’ne. O yıllardan bu yana 28 yıldır Türkiye‘ye gelip gidiyoruz. Her yaz tatili için Karaburun’dayız.

Türk-Avusturya ilişkileri: Siyasette kriz var ama yatırımda birinciyiz

- Türkiye’deki büyükelçilik döneminizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

17 Temmuz 2006’da geldim. 5 yıl bitmiş durumda. Dönem dönem iki ülke arasında krizler yaşandı. Türkiye’de her gün krize benzer bir durum çıkabilir. Çünkü Türkiye hem iç hem de dış politikası açısından çok dinamik bir ülke. Bazen iki ülke arasında ilişkilerin güçleştiği dönemler de oldu. Ama ilginç biçimde ekonomik ilişkilerimiz son beş yılda çok ilerledi. Yabancı yatırımcı olarak bir nurayız. Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ülkeler listesinde iki yıldır birinci sıradayız. Küçücük Avusturya 1.8 milyar Avro yatırım yapmış Türkiye’ye. İkinci sırada Fransa var ama onlardan çok ilerideyiz. OMV Petrol Ofisi’ni aldı. Verbund, Enerjisa ile işbirliği yapıyor. Süpermarket zinciri Baumax 30 şube açmak istiyor. Yine bu yıl İzmir Fuarı’nın resmi konuğuyuz. 10 gün boyunca İzmir’de Avusturya rüzgârı estireceğiz.

Yozgat’taki Viyana Caddesi

- Avusturya’daki Türklerin sıkıntıları var mı?

Avusturya’da yaklaşık 200 bin Türk var. Onlar da ilişkilerin geleceği için önemli rol oynayabilir. Ekonomide çok iyi noktalara gelenler var. Bu arada biz Avusturyalıların en çok tanıdığı bir il var: Yozgat!. Çünkü çok fazla Yozgatlı var ülkemizde. En son geçen hafta Yozgat’ta ‘Viyana Caddesi’ açtım törenle.

Başarılı aile bireyleri

Büyükelçinin eşi Nadir Gürer, uluslararası kuruluşlarda tepe noktalara yükselen Türklerden biri. OPEC’te kıdemli danışman. Kuruluşta en üst noktaya tırmanan biri. Türk Dışişleri Bakanlığı’na girmek için yola çıkmış ama Heidemaria ile evlenmesi gündeme gelince, Türk Dışişleri’nin o zamanki kuralları gereği yabancılarla evlenilemediğinden bu hevesten vazgeçerek uluslararası kuruluşlarda iş aramaya başlamış.

NHN markasındaki son N olan Nadine ise Bilkent Üniversitesi Kimya Bölümü’nde okuyor. Tamamen kendi tercihi. Ne diplomasi ne de şarapla ilgili. Şu anda bölümünün birincisi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları