MANİSA - Seçim mitinglerini izlemek için Atatürk Havalimanı’nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile buluştuğumuzda kendisini kulağında bir kulaklık ile cep telefonundan bir kayıt dinlerken bulduk. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gece verdiği son mülakatı dinliyor sandık. Ancak kulaklığı çıkarınca verdiği tepkiden ortada başka bir mesele olduğunu anladık:
“Dünyanın en ahlaksız ve terbiyesiz adamı şu anda Başbakanlık koltuğunda oturuyor!”
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan imdadımıza koşarak yardımcı oldu:
“Sayın Deniz Baykal ile ilgili komployu düzenleyenin Erdoğan olduğu az önce ortaya çıktı!”
Kılıçdaroğlu yeniden söze girdi:
“Ses kaydı düştü. O ses kendisine ait. Görüntülerden, Sayın Baykal’dan ve bunların hemen yayınlanması gerektiğinden söz ediyor. Şimdi her şey açıklığa kavuşmuş oldu. O komployu düzenleyen Erdoğan.

” Neden ‘genel’ demiş belli
Erdoğan’ı derhal istifaya davet ederek sözlerini sürdürdü:
“O zatın artık bu saatten sonra başbakanlık koltuğunda oturmaması lazım. Aile mahremiyeti içine giren bir Başbakan olamaz. Ahlaksızlığı kendi için ilke edinen bir adam. Neden meydanlarda ‘Bunlar özel değil, genel, genel!’ diye konuştuğu da belli oldu. Kendi yaptığı için gayet iyi biliyor. Bunu bir şekilde pazarlaması gerekiyor. İnsanları suçlaması gerekiyor.”

İlk telefon Baykal’a
CHP lideri, kayıtları dinlemeden, iddiaları duyar duymaz eski Genel Başkan Deniz Baykal’ı aramış. Baykal’ın tepkisini de aktardı:
“O da tabii çok vahim bir olay olarak görüyor. Başbakan’dan resmi bir açıklama beklediğini söyledi. Biz de aynı açıklamayı bekliyoruz. Sayın Baykal başından beri sorumluluğun hükümette olduğunu söylüyordu zaten. Dediği gibi de çıktı.”

‘Bizdeki bulgularla yüzde 100 örtüştü’
Kılıçdaroğlu ile soru yanıt şöyle devam etti:
- Siz böyle bir şey bekliyor muydunuz?
- Bize ulaşan iddialar, bilgiler vardı. Çıkan sonuç bizim elimizdeki bulgularla yüzde 100 örtüşüyor.

‘Üç ayrı ekip kurdurmuş’
- Size nasıl ulaşıyor iddialar?
- Erdoğan’ın yakın çevresinde birtakım insanlar, bu oyuna alet edildikleri için vicdan azabı duyuyor. Birbirinden bağımsız üç ayrı ekip oluşturmuş durumda. Görüntü çeken ekip ayrı, medyaya servis yapan ekip ayrı. Bir grup daha var. Özel hayata giriyor ama kendi yaptığı için “genel” diyor.

‘Watergate masum kalır’
- Siyasi tarihimizde örneği var mı?
- Örneği görülmemiş bir olaydır. Bırakın bizim tarihimizi dünya tarihinde örneği yoktur. Watergate skandalı bile bu kadar derin değildi. Watergate bunun yanında masum kalır.

‘MHP kasetleri de aynı tezgâh’
- MHP yöneticileri de kasetlerle siyaset dışı kalmıştı.
- Evet bence onlar da aynı tezgâh.
- Başbakan CHP ve MHP için hep Gülen cemaatini sorumlu tutmuştu?
- Talimatı veren kendisi. Yapanlar kendisine en yakın adamlar. Kendi derin devletinin adamları. Onlar şu cemaat, bu cemaatmiş orası hiç önemli değil. Önemli olan talimatı kendisinin veriyor olması. Bilerek ve isteyerek. Hangi internet sitesine konacağını dahi söylüyor. Neden failler yakalanmadı? Asıl fail, Başbakan’ın koltuğunda oturan zat olduğu için yakalanmadı. Kaset çıktığında “MİT’e talimat verdim ortaya çıkaracağız” demişti. Bir süre sonra talimat gitmediğini açıkladık. Halka yalan söylüyor. Görüntü talimatını veren kendisi.
- 25 Mart’ta çıkacağı söylenen kaset bu muydu acaba?
- Büyük ihtimalle buymuş.

‘Daha karanlık Türkiye’ye uyanacağız’
- Batılılar nasıl görüyor olanları?
- Ortak kaygıları Türkiye’de etik değerlerin alaşağı edildiği şeklinde. “Yolsuzluklar adeta meşrulaştırıldı” diyorlar.
- Bu durumda iddia ettikleri gibi yüzde 40’lar seviyesinde oy alabilir mi?
- Ben alabileceğine inanmıyorum. Ama olursa daha karanlık bir Türkiye’ye uyanacağız demektir. Bu ülkenin insanları bu kadar ahlaksızlığa izin vermez. Ben bunu ne adına yaptığını merak ediyorum. Hangi inancın, hangi ahlakın gereğidir bu? Tabii bunu yapan her şeyi yapar. Kendisini devlet tek hükümdar olarak görüyor. Öyle bir noktaya geldi ki kendi üstünde hiçbir gücün olamayacağına inanıyor.

‘Erdoğan kaldıkça istikrar gelmez’
- Toplumda “Hırsız ama iş yapıyor” bakışı var?
- Böyle düşünenlere şunu sormak isterim: Kendi dükkânını, evini hırsıza teslim ediyor mu? Hayır. O zaman ülkeni niye teslim ediyorsun? “İş yapıyor” deniyor. Ne iş yapıyor? Otoyol yapıyor. 100 liralık yolu 500 liraya yapıp üstünü kendisine alıyor.
- Başbakan ve bakanlar sürekli seçmene “ekonomik istikrar” mesajı veriyorlar?
- Şu iyi bilinsin ki Erdoğan iktidarda kaldığı sürece Türkiye’de ekonomik istikrar gelmez. İş dünyasını tehdit ettiği sürece gelmez. Hukukun olmadığı yere gelmez. Hukukun üstünlüğünü savunanlara vatan hainliği yaftası yapıştıran başbakanın ülkesine yabancı sermaye gelmez.
- Medyanın CHP’ye yönelik tutumu değişiyor mu?
- Evet değişiklik var. Gördüğümüz tablo şu: Patronlar da başlarına ne geleceğini iyi biliyor. Bir diktatörün yönettiği ülkede asıl patron zaten diktatördür.

‘Düşürerek El Kaide’ye hizmet etti’
Bir sefer Suriye bizim için tehdit değil ki. Tüm dünya bunu biliyor. Gönderilen uçak bir keşif uçağı. El Kaide unsurlarının yerlerini saptamak için. O uçağı vurmakla, El Kaide’nin daha sağlam yerleşmesine imkân sağladı. El Kaide’ye hizmet etmiş oluyor.

‘Ülkeyi istihbaratçılarla yönetiyor’
- Dış politika nasıl yönetiliyor?
- Yok ki öyle bir şey. Türkiye istihbarat devleti oldu. Ülkeyi istihbaratçılarla 30-40 kez görüşerek yönetiyor. Devlet yönetme geleneğinde böyle bir şey yoktur. Yargıyı, savcıyı, istihbaratı kendisi yönlendiriyor. Kimler hakkında soruşturma açılacak, kimlerin evine girilecek, kamera konacak. Bunları tezgâhlayan hep bu terbiyesiz adam.

‘Şahin haksızlığa isyan etti’
- Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in hükümete eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Haksızlığa isyan eden birisi. Bütün bunları görüp de isyan etmemek mümkün mü? AKP içinde bence çok sağduyulu insanlar var.
- Anketler nasıl?
- İstanbul ve Ankara’nın ikisini de alıyoruz.
- Sandıkta hileden korkuyor musunuz?
- Evet, seçime kadar provokasyon ve hileden korkuyoruz. Ankara adayımız Mansur Yavaş’a, bürolarımıza, arabalara saldırılar var. Sincan’da bir arkadaşımız bıçaklandı.
- Diğer partilere de saldırılar var.
- Biz kimseye saldırmıyoruz. Bizim otobüsümüz giderken bayrakları varsa takılıp kopmasın diye bayrakları kaldırıp öyle geçiriyoruz.

‘Cumhurbaşkanı olamaz’
- Erdoğan Cumhurbaşkanı olabilir mi?
- Hırsızdan, çete reisinden, şantajcıdan başbakan da, cumhurbaşkanı da olmaz.
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İnternet Yasası’nı onayladıktan sonra topluma verdiği güveni yitirdi. Şimdi onu toparlamaya çalışıyor ama çok zor.

‘Erdoğan çözemez’
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın dün gazetemizde yayınlanan “Kılıçdaroğlu’nun barış sürecine yönelik açıklamalarını önemsiyoruz” demecine de yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Tabii ki barış süreci AKP’nin tekelinde değil. Ben bunu bir kez değil her yerde söylüyorum. Zaten AKP bu süreci götüremez. Yolsuzluğa bulaşmış, ahlaksızlığı ilke edinmiş biri bu sorunu çözemez. Türkiye’nin asıl sorunu ‘Erdoğan sorunu’ iken, o bu sorunu nasıl çözsün ki?”

İran ve böcek iddiası
Kılıçdaroğlu yolculuk sırasında, Başbakan’ın evinin dinlenmesi olayıyla ilgili de önemli bir iddia ortaya attı: 
“MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AKP’li eski milletvekili Faruk Koca ve kardeşi Mehmet Koca arasındaki ilişkilere dikkat çekmek isterim. Sadettin Tantan’ın yönettiği Umut Operasyonu’ndan bu yana gelen sürece dikkatle bakılması lazım. Mehmet Koca’nın İran ilişkilerine baksınlar. Erdoğan’ın Faruk Koca’nın evinde oturduğuna baksınlar. Ve bir de evde çıkan böceklere baksınlar. İlişkiler iyi tahlil edildiğinde gerçek ortaya çıkacaktır.”  

‘Devlet değil akiller görüşecek’
CHP lideri “İktidar olursanız Öcalan ile görüşmeler sürer mi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Biz devletin doğrudan görüşmesini doğru bulmuyoruz. Bizim önerimiz ortada. Meclis’te partiler arası bir uzlaşma komisyonu kurmak ve akil adamlar heyeti oluşturmak. Akil adamların varlık nedeni o zaten. Bizim sorunu çözmeyeceğiz diye bir anlayışımız kesinlikle yok.”