Yahya Arıkan

Sermaye artışında hem teşvik hem indirim!

16 Temmuz 2015 Perşembe

Özkaynakları ile büyümeyi tercih eden şirketleri desteklemek amacıyla; 07 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6637 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesine hüküm eklenmişti. Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalarımızı 16 Nisan 2015 tarihli yazımızda yapmıştık.
Getirilen düzenlemeyle, mevcut sermaye şirketlerinin veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde, artırılan ya da konulan sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden, TCMB’nin açıkladığı ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın yüzde 50’sinin ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahından indirilmesine olanak sağlanıyor.
Söz konusu düzenleme 01 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girerken, uygulanacak olan indirim oranını sıfıra kadar indirme veya yüzde 100’e kadar artırma; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre yüzde 150’ye kadar farklı uygulatma ile Bakanlar Kurulu’na geniş yetkiler verilmiştir.
Bakanlar Kurulu, kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde 30 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile 01 Temmuz 2015 tarihinden itibaren uygulanacak genel indirim oranını yüzde 50 olarak belirledi.

Halka açık şirketler
Bakanlar Kurulu kararıyla, payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketleri için indirim oranı farklılaştırılarak, indirimin uygulanacağı yılın son günü itibarıyla, halka açıklık oranı:
Yüzde 50’den az olanlar için genel orana 25 puan ilave edilerek yüzde 75,
Yüzde 50’nin üzerinde olanlar için genel orana 50 puan ilave edilerek yüzde 100 olarak belirlendi.

Yatırım teşvik belgesi
Bakanlar Kurulu kararına göre, nakit artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu yatırımların inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda, indirim oranı yüzde 75 olarak uygulanabilecektir.

Desteğe dikkat
Bakanlar Kurulu kararıyla, nakdi sermaye artışında indirim oranı yüzde 0 olarak uygulanacak şirket ve durumlar da tespit edilmiş, buna göre:
Gelirlerinin yüzde 25 veya fazlası, faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri,
Aktif toplamının yüzde 50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri,
Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmı,
Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden kısmı,
09 Mart 2015 tarihinden 01 Temmuz 2015 tarihine kadar olan dönemde, sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, 01 Temmuz 2015 tarihinden sonra artırılan sermaye tutarının azaltılan sermaye tutarına tekabül eden kısmı için indirim oranı yüzde 0 olarak uygulanacak. Yani bunlar için nakdi sermaye artırımı desteği sağlanmayacak.
Ayrıca, finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri indirim uygulamasından yararlanamamakta.

SOSYAL GÜVENLİK
Stajyerlerin sigorta primini kim ödeyecek!
Okullar kapandı ve birçok üniversite öğrencisi hem iş deneyimini artırmak ve iş ortamlarını yakından tanımak, hem de ileride mezuniyet sonrasında iş arayışlarında avantaj elde etmek için staj yeri aramaya başladı. Bu nedenle de birçok işletmede üniversite öğrencilerinin staj dönemi başladı.
Staj yapmak isteyen üniversite öğrencilerini SGK uygulamaları yönünden 3 farklı kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Yani bir stajyer üniversite öğrencisi için sigorta primi ödenip ödenmeyeceğinin tespitinde özellikli durumlara dikkat edilmesi gerekiyor. Buna göre;
1-Yükseköğrenimleri Sırasında Zorunlu Staja Tabi Tutulan ve Sigorta Primleri Okulları Tarafından Ödenen Üniversite Öğrencileri,
2-Yükseköğrenimleri Sırasında Okul Tarafından Staj Yapması Uygun Görülen ve Sigorta Primleri Okulları Tarafından Ödenen Üniversite Öğrencileri,
3- Staj Zorunluluğu Olmayan, Yüksekokul Tarafından Staj Yaptırılmayan ve Sigorta Primlerinin İşveren Tarafından Ödenmesi Gereken Üniversite Öğrencileri için farklı değerlendirmeler gerekiyor.

Kanuna göre
2011 yılında çıkan 6111 sayılı Torba Kanun ile özellikle stajyer üniversitelilerin sigortalılıkları ile ilgili olarak önemli değişiklikler yapılmıştır. 01 Mart 2011 tarihinden geçerli olmak üzere yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrencilerden okudukları eğitim kurumunda zorunlu staj şartı bulunanlar yanında okul tarafından staj yapması uygun görülen öğrenciler de staja başladıkları tarih itibarıyla sigortalı sayılacaklar ve sigorta primleri de okulları tarafından ödenecektir.
Ancak staj süresinin uzaması nedeni ile belirlenen staj süresinin aşılması durumunda stajyer ile işveren arasındaki ilişki staj ilişkisinden çıkıp çalışma ilişkisine dönüşeceğinden, stajdan söz edilmesi mümkün olmayacak, üniversite öğrencisi normal çalışan gibi değerlendirilerek tüm sigorta kollarına tabi olacaktır. Bu durumda söz konusu üniversite öğrencisinin okul tarafından sigorta primleri ödenmeyeceğinden kendisine ödenen ücretten tüm kesintilerin normal sigortalı gibi yapılması gerekecektir. Diğer bir deyişle, okul tarafından belirlenmiş olan staj süresinin kesinlikle aşılmaması gerekmektedir.
Stajyer olarak işe alınan kişilerin okulları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na 5510 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında bildirilip bildirilmediği mutlaka araştırılmalıdır. Okulları tarafından sigorta bildirimi yapılmayan üniversite öğrencilerinin tüm sigorta kolları primine tabi tutularak 01 Belge türü ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi gerekmektedir. Aksi halde kayıt dışı işçi çalıştırma durumuna düşülecek ve kayıt dışı işçi çalıştırmanın yaptırımları ile karşılaşılacaktır.

Sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları