Yahya Arıkan

‘Yeni Nesil’ Sorun!

21 Kasım 2013 Perşembe

Ticari hayatta çok sayıda mükellefi ilgilendiren önemli bir gelişmeyi adım adım yaşıyoruz. Anımsanırsa, 1 Temmuz tarihi itibarıyla faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı kullanan işletmelere yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanma zorunluluğu getirilmişti. Uygulama takvimine gösterilen tepkiler üzerine, erteleme kararı alınmış ve bu zorunluluk 1 Ekim 2013 tarihine çekilmişti.
Değerli okurlarım, yasaya göre yeni nesil cihazların, alım tarihinden itibaren 90 gün içerisinde vergi dairesine bildirilmesi gerekiyor. Kullanım zorunluluğu da bu bildirimin ardından başlıyor. Örneğin, cihazı 1 Ekim’de satın alan mükellef 31 Aralık’a kadar bildirimde bulunursa cihazı kullanabiliyor.

Sorunlar yumağı
Ancak görüyoruz ki, uygulama pek çok sorun, sıkıntı ve bilinmezlikle başlıyor. Ama bundan önce bir şeyi vurgulamak gerekiyor. Söz konusu zorunluluk, ilgili kanun ve mevzuata göre, faaliyetlerinde ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorunda olan mükellefler için geçerli. Yani, bu zorunluluğu olmayan ancak tahsilatlarını seyyar EFT-POS ile yapan mükellefleri bağlayan bir tarafı yok.
Görüyoruz ki, satışlar için fatura kesildiği ve tahsilat işleminde zorunlu olarak yeni nesil EFTPOS cihazının kullanıldığı durumlarda büyük sıkıntı mevcut. Bu durumda yapılacak işlemler, Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Teknik Kılavuzları I ve II’nin, 17. maddelerinde belirtilmiş. Buna göre; kredi kartlı ödemede fatura düzenlenmiş olsa dahi, satış işleminin yeni nesil ödeme kaydedici cihaz üzerinden sonlandırılmasının ardından, ödeme kaydedici cihazın banka pos cihazına onay göndermesi, banka pos cihazının da provizyonu tamamlayıp onay aldıktan sonra satış işleminin gerçekleştirilmesi gerektiği açıklanmış.

‘Bin bilsen de, bir bilene danış’
Ancak üstteki atasözündeki gibi bir durum da mevcut. Çünkü mükellefin görüşü alınmadığı için, bu işlemleri uygulamanın, kâğıt üzerine yazmak kadar kolay olmadığı tam anlaşılamamış.
Örneğin, bir lokanta işletmesini düşünün. Bu işletmelerde çalışan onlarca garsonun kullandığı çok fazla yeni nesil ödeme kaydedici cihaz mevcut. Eğer müşteri ödemeyi kredi kartıyla yapıp fatura talep ederse ya da aldığı hizmet tutarı fatura düzenlenmesini zorunlu kılarsa, garsonun satış işlemini ödeme kaydedici cihaz üzerinden sonlandırmasının ne derece zor olacağı anlaşılabilir.
Tıpkı, avans niteliğindeki tahsilatların ödeme kaydedici cihaz kullanılarak yapılması örneğindeki gibi. Bu durumda, avanslar için herhangi bir belge düzenlenmemesi gerekiyor. Ancak yeni nesil cihaz işlemi belge düzenlemeden sonlandırmıyor. Gelir İdaresi’nin yayımladığı kılavuzlarda da herhangi bir açıklama yok. Özetle, uygulayıcılar kara kara düşünüyor ve sorunlar bunlarla da sınırlı değil. Net çözüm yolları bulunmadan aceleyle bu zorunluluğu başlatmak, yarardan çok zarar getirebilir. Belki az söyledik, ama umarız dinleyeni çok olur!

Mobbing mağduru dava açabilir
Bir işyerinde çalışana, diğer çalışma arkadaşları tarafından kıskanılmaya bağlı yapılan duygusal saldırılar, “mobbing” yani “psikolojik taciz” olarak değerlendiriliyor.
Mobbingin çeşidi çok. Aşağılama, dışlama, rahatsız etme, hakaret, alaya alma, ağır eleştiri, işveren tarafından ifade edilme fırsatının sınırlanması, azarlanması vb. Yapılan her işin sürekli eleştirilmesi, diğer çalışanlardan izole edilmesi, görevlerin kısıtlanması, sürekli yeni görevler verilmesi de mobbing kabul ediliyor.
Mobbinge uğrayan işçinin; iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak feshetme, 4 aya kadarki ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı isteme, Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’na göre tazminat isteme gibi hakları var. İş Kanunu’nun 24 maddesine göre işveren, işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak söz söyler, davranırsa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa bunun yaptırımı var. Aynı şekilde bir işçi, diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğrar, bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. Mobbingin bitişi sonrası 6 gün içinde haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecek olan işçi, bir yıldan fazla çalışmışsa, varsa kıdem tazminatını da talep edebilir.

HİZMET TESPİTİ ŞART
1968 doğumluyum, ilk kez 1984’te SSK sigortalısı oldum. 2 ay çalıştım. Kapanan firma, giriş yaptığı halde hiç prim ödememiş. 1995 yılından bugüne farklı bir firmadayım ancak sigorta başlangıcım 1984 olarak kabul edilmiyor, ne yapmalıyım? Ahmet Dika
Sigortalı işe giriş bildirgesi verilmesine karşın, aylık bildirge ve/veya dört aylık dönem bordrosu işverence verilmeyenler için işe giriş tarihi dikkate alınmıyor. Hizmet tespit davası açmanız gerekiyor.

SORU - CEVAP
Sorularınız için malicozum@ ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları