Türkiye: Dönme dolap!

08 Ağustos 2016 Pazartesi

Bugün dördüncü haftasına girilen 15 Temmuz sürecinde, Türkiye’nin siyasal İslamı iki başlılıktan kurtuldu; tek kişinin öncülüğünde yeniden yapılanıyor.
Kişiler, partiler, kurumlar, kısaca her şey buna göre biçimleniyor.

Dönen dönene!
Türkiye’de hemen her şey, yaptıklarının pek çoğu karanlık olan AKP’yi aklamak üzere dönüyor.
Kişiler dönüyor. Geçmişte iki güce de, hem Gülen hareketine hem de AKP’ye omuz vermiş olanlar; anladık, uyandık diyerek AKP’ye dönüyor.
15 Temmuz’a kadar Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığını iş edinenler de dönüyor, onu överek delikanlı kesiliyor. İyi de bunların şimdiye dek bu ülkenin insanlarının beynine akıttıkları Cumhuriyet karşıtı kin ve düşmanlıklar ne olacak?
Partiler dönüyor. AKP’nin genel merkez binasına büyük bir Atatürk posteri asılıyor. Poster ile laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olduğu AYM tarafından saptanmış olan AKP’nin yıllarca o binadan yönettiği, bundan sonra da yöneteceği kesin olan Cumhuriyet düşmanlığının üstü örtülür mü?!
Meclis’teki ve sokaktaki siyaset, HDP dışlanarak daha fazla AKP eksenine dönüştürülüyor. Genel başkanları partilerinin içinde artık tartışılmaz kılınan CHP ve MHP’de AKP’lileşme ya da siyasal İslamcı şemsiyenin altına girme süreçleri güçleniyor. Saray Külliyesi görüşmeleri; nedense şimdilik mini olsun denilen Milli Anayasa anlaşmaları; açılmış davalardan şık tutumlarla karşılıklı vazgeçmeler; Yenikapı’ya kapılanılarak birlikte yapılan taçlandırma mitingleri AKP’ye dönüşmelerin yepyeni göstergeleridir. Hele geçen yıl zayıf AKP tarafından boşa çıkarılan CHP’nin koalisyon hevesinin nedense birdenbire yükselmesi, siyaset bilimine katkı yapacak bir baş dönmesinin işaretidir.

Kurumlar gitti gider biçimde dönüyor
Her gün üstü altına, altı üstüne getirilen hukuk ve eğitim kurumlarının dönmeleri hızlanarak devam ediyor. Bilişim devriminin yeni aşamalar kazandığı günümüzde AKP, Telekomünikasyon ve İletişim Başkanlığı’nı kapatıyor; çağımızdan uzaklaşıyor. Buna karşılık yıllık bütçe ödeneği 6.5 milyar TL ile 12 bakanlığı geride bırakan Diyanet, 15 Temmuz sonrası işleri çok daha artmış olacak ki bir taraftan bir milyar daha ek ödenek isterken, bir taraftan da bağlanacağı yer olarak illa da Cumhurbaşkanı diyor. Askeriyenin dönmesi ise burada açıklanamayacak kadar akıldışı! Gerçekte Türkiye tek adam öncülüğünde bir bilinmezliğe dönüyor.
Fizik kuralıdır; dönerek ilerleme olmuyor! Peki, ya gerileme?

Kim affetsin?
Cumhurbaşkanı, ülkenin 15 Temmuz’da yaşadıklarından kendisinin sorumlu ya da suçlu olduğu nedeniyle olacak, önce “Allah bizi affetsin” dedi.
Bu sözler, yazarı, yorumcusu ve patronuyla, son günlerde AKP’ye dönüşü iyice hızlanan ana akım basın-yayında hararetle alkışlandı; çok samimi, çok içten... çok... bulundu; medyanın özgürlükçü görünen bölümü de döndü!
Demokrasi çoktandır unutulduğundan kimsenin aklına Cumhurbaşkanı’na bu dünyada da hesap vereceği bir yer olduğunu söylemek bir türlü gelmedi. Demokratik düzeltme, günler sonra yine Cumhurbaşkanı’ndan geldi; Rabbim ve milletim bizi affetsin dedi! Alkışlar, bir kez daha arşa ulaştı.
Ancak bir AKP milletvekili, Cumhurbaşkanı için Allah’ın bütün vasıflarını toplamış bir lider demişti; münafıklık olmasın ama bu durumda Cumhurbaşkanı’nın kendi kendini affetmesi gibi bir büyük demokratik sonuca milletçe ulaşmış olmuyor muyuz?!
Ne mutlu!
Yine de eğer Tanrı birilerini affedecekse, ülkeyi bu noktaya taşıyanları toptan affetsin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları