Yazgülü Aldoğan

Toplumsal muhalefeti kim, niye ayaklandırdı?

02 Temmuz 2020 Perşembe

Akıl var mantık var; AKP Genel Başkanı niye herkesi karşısına alan despot bir lider olmakta ısrar ediyor? Üstelik de koronavirüs nedeniyle insanların ölüm korkusu yaşadıkları, ilgi ve yardıma ihtiyaç duydukları bir ortamda? Kötü yönetimin üstüne bir de virüs tedbirleri nedeniyle ekonominin durma noktasına geldiği; işsizliğin tavan yaptığı, esnafın kepenk kapattığı, fiyatların üçe katlandığı bir dönemde? Bunların sadece biri bile iktidara seçim kaybettirir.

Oysa AKP Genel Başkanı, bütün ısrarlara ve hatta yalvarmalara karşın sınavları ertelemeyerek gençleri karşısına aldı. AKP Genel Başkanı bütün direnişlere rağmen sorumluluğu başkasına atıyor gibi görünmekle birlikte kıdem tazminatını da fona devretmeye hazır görünüyor? Üç sendika ilk kez birlikte eylem yapıyor, onu bile umursamıyor! 

Tarihte görülmemiş bir biçimde avukatlar yerlerde sürüklendi, polis tarafından tartaklandı, 81 ilin barosundan 78’i ayağa kalkmış, protesto mitingi yapıldığı gün Adalet Bakanı’nın bile haberi olmadığı baroları bölme yasasını Meclis’e gönderdi! Küfür gibi? 

Sadece tebası saydığı yurttaşlarla değil, doğayla da inatlaşıyor: Beklenen büyük felaket İstanbul depreminin yaklaştığı, fayın 7.3 gibi kenti büyük bir yıkıma sürükleyecek güçte olması beklendiği verileri paylaşılırken Kanal İstanbul inadını sürdürüyor! Oysa Kanal İstanbul ve orada yaşanacak bir tsunami sadece kanalın geçtiği güzergâhı yok etmekle sonuçlanmayacak, burası için doğaya yapılacak tahribat fayı tetikleyip İstanbul depremini ve felaketi çabuklaştıracak diye uyarıyorlar, ne gam; gerçekten niye? Ne kadar gergin olursa o kadar iyi yönetirim diye mi? İp cambazı sanıyor kendini!

Yakında 15 Temmuz’un yıldönümü. O gece sokağa çağırdığı ve kimi ölen, kimi yaralanan gazileri bile karşısına aldı. “Nerede bizim için toplanan paralar, niye bize verilmiyor?” diye bağırdıkları için polis copu yediler. Bakan hanım, “hepsini bir hesaba koyduk, nemalanıyor” dedi ama bırakın nemalanmayı, azaldığı çıktı ortaya. Toplanan yardım paralarının dağıtıldığı görülmemiş, duyulmamıştır; hepsi yandaşlara aktarılıyor, bunu sokaktaki yurttaş da anladı da korona için atılan onca SMS’e rağmen on lira bile vermedi! Üstelik İBB ve ABB’ye Meral Akşener’in yatırdığı iki emekli maaşı bile bankada bloke. Niye dava açmıyor, paramı geri verin diye? Adalete güven kalmadığı için olabilir mi? Adaletin yargı ayağı çoktan rehin alındı, savunmanın da yok edilmesi, iktidar barosu ve avukatları oluşturulması için değil mi bu yeni yasa? Kapattım diyor, üniversite kapatıyor, eski adamına kızdığı için. Gönlü istiyor, güreşçiyi bankaya atıyor, goygoycuyu büyükelçiliğe! Dislike şampiyonu oldu diye kızmış, şimdi sosyal medyayı susturacakmış! Ama... 

İktidar kaygandır

Bütün bir seçmen kitlesini karşınıza alarak iktidarda kalamazsınız. Atı alıp Üsküdar’a geçtiğinizden, bütün sistemi değiştirip ülkeyi “gönlünüz nasıl isterse öyle” yönettiğinizden beri rahatladınız ama o önce yoksullaştırıp, sonra yardımlara bağımlı hale getirdiğiniz kemikleşmiş yüzde 24’lük seçmen bile para bitince yüz çevirebilir. Liyakate değil, nepotizme; hukuksuzluğun getirdiği umutsuzluğa güveniyorsunuz da bir yere kadar. İktidar kaygan zemindir. Tutunacak dal bırakmazsanız hamamda sabuna basmış gibi vııııjtttt. Tarih kimleri gördü, yazdı, kayıp gittiler. Bütün o baskıya rağmen, işçisi, öğrencisi, avukatı, esnafı, emeklisi, aydını, eski dava arkadaşları burnundan soluyor, toplumsal muhalefet hiç olmadığı kadar birleşti ve ayakta, bunu da siz başardınız, bravo vallahi!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları