Konuşma Sanatı
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları

Konuşma Sanatı

26.06.2013 06:15
Güncellenme:
Takip Et:

Konuşma yeteneği ile konuşma sanatı (retorik) aynı şey değildir. Eğitimsiz toplumlarda toplum önderi olmak için konuşma yeteneği yeter. Eğitimli ve kültürlü toplumlarda salt konuşma yeteneğiyle toplum önderi olmak mümkün değildir. Toplum, önderden konuşma yeteneği yanında konuşma sanatı bekler. Türkiye’ninki gibi toplumlarda yığınları peşinden sürüklemek için genelde konuşma yeteneği yetiyor. Yeteneğin yanında konuşma sanatı pek beklenmiyor.

Sayın Başbakan’ın konuşma yeteneği var. Sayın Süleyman Demirel’in de konuşma yeteneği yüksektir. Ama kanımca ikisi de konuşma sanatı açısından sınıfta kalır. Buna karşılık Bülent Ecevit yeteneğinin yanı sıra usta bir konuşma sanatçısıydı. Cumhuriyet tarihimizde doksan yıldır benzeri çıkmayan konuşma sanatı ustası (retorikçi) ise Atatürk olagelmiştir.

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üslubu üzerine sonu gelmeyen tartışmalar, konu üzerinde durmama yol açtı. (Buradaki ‘durma’yı da isteyen tepki durması olarak algılayabilir.)

Konuşma ya da retorik sanatı nedir? Bu sorunun yanıtını bu sanatın bilimini yapmış bir uzmanın açıklamalarıyla vermek istiyorum. 1960’ların başında Alman üniversitelerindeki ilk Konuşma Sanatı (Retorik) kürsüsü, ülkenin en eski üniversitelerinden biri olan Tübingen Üniversitesi’nde açıldı ve öğretime başladı. Kürsünün başına da Almanya’nın bugün 90 yaşında olan kalburüstü ünlü aydınlarından Prof. Dr. Walter Jens getirildi.

Walter Jans, retoriğin, yani konuşma sanatının üç öğüdünü şöyle sıralıyor: “İlkin, akılcı olarak, insanları gerçekle ikna etme yolunu ara! Kandırarak değil, ikna yoluyla.
İkincisi, insanları hoşnut kılıcı, eğlendirici bir yolla kazanmaya bak! Canileri alay yoluyla aşmak olasıdır. Kendi gülünçlükleriyle, kötü niyetli açmazlarıyla...
Üçüncüsü, gönüllere seslenip, insanları kazanmanın yolunu arayarak.”

Walter Jens’in bu öğütleri, konuşma sanatında, bilgilendirici, eğlendirici ve coşku verici gerekçelerin bir arada olmasına parmak basıyor. Ve bütün bu gerekçelerin erdem çerçevesi içinde sunulması gerekiyor.

Ancak olgun, eğitimli, yüksek kültürlü, bilgili, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, dolayısıyla alçakgönüllü bir yetenek, bu tanıma uygun konuşma sanatını en iyi, en usta biçimde gerçekleştirebilir. Atatürk ve yetmişli yılların Ecevit’i böyle konuşmacılar, böyle toplum önderleriydi.

Türkiye’nin bugünkü siyasi ortamında bu tanımın yarısına bile uygun bir önder görünmüyor ortalıkta. Bu ama, henüz bizim tanımadığımız yeteneklerin, bu tanıma uygun aydın önder adayların olmadığı anlamına gelmez. Özellikle genç kuşaklardan umutvar olmalıyız.

Akla dayanan, bilgilendiren gerekçeler öne süren parti başkanlarını mercekle aramak gerekiyor. Ağız dolusu konuşuyorlar, ama ne akıl, ne bilgi, ne eğlendirme söz konusu. Olsa olsa körü körüne peşlerine takılanları boş belgilerle (sloganlarla) ve rakiplere hakarete varan yergilerle coşturuyorlar. Buna Türkçede boşboğazlık ya da demagoji deniyor.

Sayın Başbakan’ın üslubuyla ilgili yakınmaların ve eleştirilerin nedeni kanımca konuşmalarının bilgiden-belgeden yoksun olmasından kaynaklanıyor. “Bizde belgesi var, yakında açıklayacağız” dediği pek çok önemli olayın sayısı artık bilinmiyor. Ama biriyle bile ilgili inandırıcı, ikna edici belgeyi açıkladığını anımsamıyoruz.

Akıl ve bilgiyle belgeyle ikna edecek önder konuşmacılarını bekliyor Türk toplumu.

Yazarın Son Yazıları

Almanya’da Gülen Hareketi

Almanya’da Gülen Hareketi

Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık

Kaygan Mantık

Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi

Yargı ve Demokrasi

Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası

Mustafa Kemal’in İhtirası

Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’

‘Führer İdeolojisi’

Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi

Din Kisvesi

Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA

Dershane ve PISA

Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...

Rommel’in Ardından...

Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı

Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi

Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...

Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı

Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!

Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan

Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol

Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var

Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye

Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro

Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...

Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı

Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında

Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak

Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey

Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü

Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı

Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından

Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'

Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz

Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ

Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!

Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür

Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler

Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde

Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...

Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...

Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...

Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...

Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları

Devamını Oku
03.11.2009