Gezi kararı sonrası Edebiyatçılar, sanatçılar, sivil inisiyatif ayakta: Oradaydık... Oradayız...

Gezi kararı sonrası Edebiyatçılar, sanatçılar, sivil inisiyatif ayakta: Oradaydık... Oradayız...

01.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gezi kararı sonrası yaşadığımız şok, öfke, üzüntü, acı, isyan ve daha binlerce duygu ve düşünce fırtınaları arasında gidip gelirken bir yandan da bu hukuk dışılığı anlamlandırmaya çalışıyorduk. Anlam veremiyorduk. Ya da verdiğimiz anlamlar korkunçtan da öteydi. 

Her fırsatta söylediğim gibi: Sivil toplum kuruluşlarında çalışmayanlara benim hiçbir saygım ve sevgim yok! STK’lere zaman ve emek vermeyenlerin yakınmaya, eleştirmeye de hiç hakları yok. Sayısız meslek kuruluşu, sivil inisiyatifler, açıklamalar, protestolar, kampanyalar ve adalet nöbetleri düzenleyerek Gezi kararlarına tepki gösterdiler, halen de göstermekteler. Tarihe geçmesi için işte birkaç örnek: 

KORKMUYORUZ

Kurumlardan bağımsız olarak imzaya açılan Oradaydık... Oradayız...” başlıklı bildiri, “Korkmuyoruz, boyun eğmiyoruz” diyerek yazarların sesini, hayata ve direnişin sesine katıyordu. Buket Uzuner’den Defne Suman’a, Müge İplikçi’den Murat Gülsoy’a, Oya Baydar’dan Elif Şafak’a 198 yazar... 

“Oradaydık, dünya yaprak yaprak açıldı önümüzde. Olanaksız sanılan karşılaşmaların tanığı olduk. Hayatın bilinen, bilinmeyen sayısız yolla ve şekilde değiştiğini gördük. Bu hakikati hiçbir mahkeme, hiçbir ceza, hiçbir yargılama yok edemez, Gezi Direnişi’ni ne çoktan yazıldığı tarihten ne geleceğimizden söküp alabilir.

Milyonların katıldığı bir direnişi toplumu sindirmek amacıyla, tümüyle hukuka aykırı olarak mahkûm etmeye hiçbir egemenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Mahkûm edilmeye çalışılan, ülkenin yurttaşlarının ülkenin geleceği için ortaya koydukları demokratik, barışçıl itirazdır.

Bu ülkenin edebiyatçıları ve yazarları olarak oradaydık, hâlâ oradayız, verilen cezaları hepimize verilmiş sayıyoruz. Korkmuyoruz, boyun eğmiyoruz.

Ülkemizin bu hukuksuzluk, baskı, zulüm kıskacından kurtulması için sesimizi hayatın ve direnişin sesine katıyoruz.” 

PEN’DEN SESLENİŞ 

PEN Yazarlar Derneği’nin açıklaması: 

“Gezi, çevreci ve insan haklarına saygılı demokrasi isteyen yurttaşların barışçıl ve anayasal tepkileriydi, tepkilerimizdi. Gezi biziz. Gezi umuttur. Gezi dayanışmadır. Gezi düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Gezi yaşam tarzını seçebilmektir. Gezi farklılıkların bir arada var olabilmesidir. Gezi zenginliğimizdir. Gezi yaşıyor, yaşayacak. Çünkü demokrasi ve hukuk talebimiz sapasağlam duruyor.” 

“Gezi davasında ceza alan tüm dostlarımızın yanındayız” dendikten sonra yine ileriye dönük umut yüceltiliyordu: 

“Biz PEN Yazarlar Derneği olarak ülkemizin bunca ciddi sorunları varken bunları görmezden gelip, hak, hukuk ve adaleti yok sayıp, milyonların katıldığı on yıl önceki bir direniş hareketinden intikam almaya yönelik bu cezalar karşısında diyoruz ki: Anayasamızı, bağımsız yargıyı yok sayanlar hesap versin. Yolsuzluklar yapıp üstünü örtenler hesap versin. Ormanları yok eden, kentleri yaşanmaz hale getiren, denizleri dolduran, gölleri akarsularımızı kurutanlar hesap versin. Gerilimden, ayrışmadan, kavgadan, intikamdan beslenenler hesap versin. Bugün terör estirenler bilsin ki ‘YARIN’  ve ‘UMUT’ , ‘ADALET’ ve ‘DEMOKRASİ’ bu güzel ülkemizde pek yakındadır.”

HUKUKSUZLUK VURGUSU 

Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Sanatçılar Birliği, Mimarlar Odası, çevreci kuruluşlar, her biri açıklamalarında hukuksuzluğu vurguluyordu. 

Sanatçılar Birliği /Girişimi “Yok hükmünde intikam kararlarını reddediyoruz” başlıklı bildiride “Karar hukukun, adaletin değil, intikam ve nefretin ürünüdür.” deyip ilan ediyordu: “Evrensel önemde bir sivil direniş örneği olan Gezi hareketini her koşulda desteklemeyi sürdüreceğimizi ülkemizde ve bütün dünyada herkese duyuruyoruz.”

TYS’ye göre “Gezi Direnişi halktır. Yargılanamaz.”... “Karar, bağımsız yargı tarafından verilmemiş, siyasi bir karardır.”... Ayrıca Adnan Yücel’in şiirinden alıntıyla: “Tarihin en güzel yerinde/ Son sözü hep direnenler söyler. Söyleyecektir!”

“Oradaydık... Oradayız...” bildirisine imza atanlar arasında Ayşegül Devecioğlu, Ayfer Tunç, Irmak Zileli, Murathan Mungan ve Zülfü Livaneli (soldan sağa) gibi isimler var.

‘VAZGEÇMİYORUZ’

Sürmekte olan protestolar, kampanyalar... Ben ne yapabilirim diyenler... İşte öneriler: 

Sivil toplumun farklı alanlarından yüzlerce isim tarafından imzalanan açıklamaya katılıp vazgecmiyoruz.net sayfasına girip imza verebilirsiniz: Özetle şunu söylüyorlar:

  • Bizler, tüm bu baskı ve kısıtlamalara rağmen dün olduğu gibi bugün ve gelecekte doğayı ve toplumu ilgilendiren tüm konu ve alanlarda anayasa ve uluslararası anlaşmalarla tanınmış tüm haklara sahip çıkmaktan vazgeçmiyoruz.
  • Bizler, içinde yaşadığımız toplumsal yapının evrensel demokratik normlara ulaşması için barışçıl yöntemlerle var gücümüzle çalışmaya devam etmekten vazgeçmiyoruz.
  • Bizler, bu topraklarda herkes için demokratik, adil ve barışçıl bir yaşam hayalimiz uğruna çaba göstermekten ve özgürlüklerimizden vazgeçmiyoruz.

KENDİNİ İHBAR ETMEK 

YURTTAŞ GİRİŞİMİ de bir form hazırladı. 5 Mayıs Perşembe akşamına dek şu adrese girip savcılığa kendinizi ihbar edebilirsiniz: http://forms.gle/p6fkDgf2bBPaCcxU8

İmzanızla katılacağınız metin şöyle: 

“Biz aşağıda imzası bulunanlar Osman Kavala ve 18 yıla mahkûm edilen arkadaşlarımız: Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ekmekçi ile beraberiz. Gezi sürecinde onlar ne söyledilerse, ne yaptılarsa biz de aynını yaptık, aynı sözleri söyledik. Onlar mahkûm edilirse bizim de mahkûm edilmemiz gerekir. 

Onlar suçlu sayılıyorsa biz de suçluyuz.

Onlarla fikir ve eylem birliği içinde olduğumuzu beyanla kendimizi savcılığa ihbar ediyoruz.”

Yazarın Son Yazıları

Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025