Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitime yaptığı müdahaleyi artırmaya karar vermiş olmalı ki geçen hafta Diyanet Akademisi kurulmasına ilişkin bir yasa TBMM’de hızla kabul edildi.

Akademinin kuruluş amacını öğrenmek için AKP Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir ve 49 AKP milletvekilinin imzalarıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan teklifin tümünü okudum.

Diyanet Akademisi, “aday din görevlilerinin mesleki eğitimi ile hizmet içi eğitim faaliyetlerini ve yurtdışından gelen mahallin din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini” yürütecekmiş.

İnsan merak ediyor; acaba Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü ne işe yarıyordu? Bu görevleri yerine getirmek için bir genel müdürlük zaten vardı! Öyleyse doğrudan Diyanet İşleri Başkanı’na bağlı olarak çalışacak ayrı bir kuruma niye gerek duyuldu?

Teklifi hazırlayanlar da bu tuhaflığı görmüş olacak ki Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki Eğitim İşleri Genel Müdürlüğü’nün görevlerini yeniden düzenlemişler...

ONCA ÖĞRETMEN ATAMA BEKLERKEN KADRO VERİLECEK DİN GÖREVLiLERi

Acaba amaç, “ücret ve tazminat göstergesinde Diyanet İşleri başkan yardımcıları ve genel müdürler seviyesinde konumlandırılacak” bir Diyanet Akademisi Başkanı kadrosu yaratmak mıydı? Çünkü bu kadro yaratılınca, ona bağlı olarak beş ayrı başkan yardımcısı kadrosu daha açılacağı, sözleşmeli personel alımı yapılacağı da hükme bağlanmış. 

Onunla da yetinilmemiş, Diyanet Akademisi’ne açıktan alınacak sözleşmelilere memur kadrosu sağlanacağı da duyurulmuş.

Sınavla belirlenen kişiler “aday din görevlisi” olarak mesleki eğitime alınacakmış, eğitimini başarıyla tamamlayanlar sözleşmeli pozisyonda istihdam edilerek üç yıl süreyle bulundukları yerde görev yapmalarının ardından pozisyonlarıyla aynı unvanlı memur kadrolarına atamaları yapılacakmış.

Ayrıca aday din görevlilerine eğitim süreleri boyunca mali yönden destek sağlanması amacıyla belirli bir tutarda harçlık ödenecekmiş ve bu süreçteki sosyal güvenlik haklarına ilişkin düzenlemeler yapılarak, iaşe, ibate ve sağlık giderleri başkanlıkça karşılanacakmış.

İnsanın sorası geliyor, 100’ü aşkın ilahiyat fakültesi yetmedi mi? Hatırlarsanız Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 2019’da yaptığı bir konuşmada, “Dekan olduğum 2011’de 22 ilahiyat fakültesi varken sekiz yıl sonra bu sayı 105’e çıktı” demişti.

Onca fakülte varken bir de Diyanet Akademisi kuruldu!

MEDRESE SİSTEMİ HORTLATILIYOR

Yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacak Diyanet Akademisi belli ki çok sayıda din görevlisine devlette kadro sağlayacak. Personel sayısı bu yıl 130 bini aşan kurum, akademinin kuruluşuyla adeta devasa bir ordu haline gelecek.

Bu yıl 16 milyar TL’yi geçen bütçesi ile İçişleri, Ticaret, Dışişleri, Sanayi ve Teknoloji, Kültür ve Turizm, Çevre ve Şehircilik ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıklarının bütçelerini geride bırakan Diyanet, böylece daha da büyüyecek, halk açlıktan inim inim inlerken toplanan vergiler ihtiyaç olmayan harcamalar için savrulacak...

Diyanet Akademisi ile yapılmak istenen ortada. Belli ki medrese sistemi hortlatılıyor. Bu, 18 Mart hutbesinde Atatürk’ü anmayan ve “ümmet” vurgusu yapan Diyanet’in eğitime müdahalesidir ve bütün eğitim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olmasını öngören Öğretim Birliği Yasası’na (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) aykırıdır. 

Ne acıdır ki ANKA’nın haberine göre Diyanet Akademi Yasası TBMM’de 278 kabul, 10 çekimser ve 0 ret oyla kabul edildi. 0 ret! Unutmayın bunu. 

Sıfırcılar, Öğrenim Birliği Yasası’nın da aralarında olduğu Devrim Yasaları’nın 3 Mart’taki 98. yıldönümünde de susmuştu. Bunu da unutmayın.