7 Haziran seçimlerinin yok hükmünde addedilip “seçimlerin tekrarlatılmasının” yegâne nedeni, Erdoğan partisinin Meclis çoğunluğunu 19 milletvekillik farkla kaybetmiş olmasıydı. 400 milletvekili, anayasa değiştirecek çoğunluk, vs.. gibi hedefleri bir kenara bırakan bu partinin kurmayları, seçim tekrarında tek bir hedefe odaklandılar. Hiçbir seçim bölgesinde milletvekili kaybetmeden, en az 20 milletvekili daha kazanmak. Bunun için ellerinde üç ay önce yapılmış seçim sonuçları sayesinde sandık sandık yürütülecek bir seçim mühendisliği imkânı vardı. Bunu her türlü yolla kullanıyorlar.
Seçimi kazanmak için ince seçim mühendisliği hesapları yapmak elbette meşrudur. Ama bu hesaplar, karşı tarafın seçmenini cezbetmeye değil, tersine o seçmenin sandığa gitmesini zorlaştırıp, oy vermekten caydırmaya ya da oy vermesini fiilen engellemeye varınca, seçimlerin demokratik meşruiyetini ortadan kaldırır. 1 Kasım seçimlerinde, hepsi Doğu ve Güneydoğu’da olmak üzere birçok mahalle ve köyde, güvenlik eksiği ya da ulaşım zorluğu gerekçesiyle seçim sandığının seçim bölgesinde kurulmaması söz konusu. Bu sandıkların bazen kilometrelerce ötede kurulmasıyla katılımın azalması hedefleniyor.
Onur Altındağ ve Bert Azizoğlu, 7 Haziran seçim sonuçlarından hareket ederek 1 Kasım’da katılımın aynı olması durumunda, dört partinin hangi seçim bölgelerinde bir milletvekili kazanma veya kaybetme olasılığının yüksek olduğunu gösteren bir çalışma yayımladılar. “Yerel oy kaymaları sonucu el değiştirebilecek milletvekillikleri” başlıklı çalışma (www.onuraltindag. info/blog), AKP’nin esas rekabetinin MHP ile olduğunu gösteriyor. Bayburt, Gümüşhane, Samsun, Giresun çok az bir oy kaymasıyla AKP’nin MHP’den birer milletvekili alabileceği iller. Ama Doğu ve Güneydoğu’da AKP’nin yegane rakibi HDP. Altındağ ve Azizoğlu’nun simülasyon çalışması, AKP’nin Van’da bir milletvekili daha çıkarması için 3800 oya ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu sayı Ağrı ve Diyarbakır’da 5200. Buna karşılık AKP’nin Muş ve Batman’da 2400 oy kaybederek, bir milletvekili yitirme riski de var.
Çalışmada, dört partinin ayrı ayrı hangi seçim bölgelerinde bir milletvekili kazanma veya kaybetme olasılığının olduğunun gösterildiği interaktif haritalar bu seçimin anahtarını veriyor. Ancak araştırmacılar haklı olarak seçime katılımın her yerde aynı kalacağı varsayımı üzerinden simülasyon yapmışlar.
Sandık taşıma işlemleri, HDP’yi ülke barajı altında bırakmaya yetmeyecek çapta olsa da bazı seçim bölgelerinde marjinal sonucu etkileme kapasitesine sahip. Örneğin Şırnak’ta AKP’nin bir milletvekili çıkarması için 20.600 oya ihtiyacı var. Bu miktarda oy HDP’den AKP’ye gitmese de HDP’nin takriben bu sayıda seçmeninin sandığa gitmesi engellenerek de amaç hasıl olabilir. Cizre’de sandık taşınması planlanan ilçe merkezindeki üç mahalle ve çevredeki 23 köy ve mezrada seçmen sayısı takriben 24.000! Hakkâri’de sandık taşıma kararı benzer sayıda seçmeni etkileyecek. AKP’nin ikinci milletvekilini çok az farkla kaçırdığı Erzincan’da da taşıma girişiminin gündeme gelmesi, bu manevranın amacını iyice ortaya çıkarıyor.
Sandık taşıma stratejisinin ikinci hedefi, bu yolla HDP’nin PKK baskısıyla çok oy aldığı iddiasını desteklemek, HDP’yi şaibeli hale getirmek. Davutoğlu, iki gün önce bunu “HDP baskıyla oy alamayacak” diyerek açıkça dile getirdi.
Birkaç sandıkla sınırlı olmayan, bazı seçim bölgeleri açısından genelleşmiş nitelik kazanan sandık taşıma işlemi, en çatışmalı dönemlerde bile uygulanmamıştı. Sandık taşıma konusunda nihai kararı YSK önümüzdeki günlerde verecek. Bazı seçim bölgelerine dayatılacak yaygın bir sandık taşıma uygulaması, seçim serbestliğini ortadan kaldırarak, Türkiye’de demokrasinin elde kalan yegâne sağlam zemini olan serbest seçim sistemine büyük bir darbe vuracaktır.
Sandık taşıyarak milletvekili çalmak
Yazarın Son Yazıları
Hınç politikaları ve nihilizm
Bir otokrat prototipi
Kayırma ekonomisinin bedeli
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği
Trump ve yeni otoriterizm
Büyük kriz gözüktü
İş Allah’a kalınca....
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme
Yeni-patrimonyalizm üzerine
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm
Erdoğanizm Türkiyesi
Post-komünist otoriter kapitalizm
Otoriter kapitalizmin geleceği
Kindar nesil böyle yetiştirilir
Durum budur…
Yarın ve ötesi
Paçalardan akan ne?
Kibrin otokrat hali
Siyasette yalan ve yanlış
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...
Dindaş/ırktaş demokrasisi
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek
HDP’nin alacağı oyun önemi
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı
Enkaza işaret etmek yeterli değil
Diktatörler seçimle gider mi?
HDP kilit parti olabilir
Seçim öncesi 1 Mayıs
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar
Trump’ın kuyruğundaki Macron
Fransa’da yeniden laiklik tartışması
Satranççıya karşı tavlacı
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?
Irkçılığı besleyen yalan haberler