Neden Yunan’a kaçıyoruz
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Neden Yunan’a kaçıyoruz

10.07.2016 08:20
Güncellenme:
Takip Et:

Büyük bir memnuniyetle gördüm ki, bir zamanlar Türkiye’nin gözbebeği olan Alaçatı, Bodrum gibi tatil beldelerinin artık kalabalık, sevimsiz ve aşırı pahalı hale geldiğini düşünen, bir tek ben değilmişim.
Pasaportu olan, Schengen vizesini kapan Türkiye vatandaşları, akın akın Yunan adalarına gidiyor. Bu tatilde de aynı durum yaşandı.
Gidiyor çünkü vatandaş Sakız ya da Midilli’de bir şezlonga 30 TL, Paros ve Meis’te bir akşam yemeğine 300 TL, Tasos ya da Kalimnos’ta bir sandviçe 20 TL ödemek zorunda olmadığını yavaş yavaş keşfetmiş durumda. Sizin olsun 50 TL’lik lahmacunlar, beach’lerin dışında bekleyen valeler. Bir de uçak biletleri ve gideceğiniz yerdeki taksicilerin açgözLÜlüğünü alt alta koyunca, yaz aylarında tatile mi gittiniz dayak mı yediniz belli olmuyor. Kalantor müteahhit için fark etmiyor, ancak ekmeğini taştan çıkaran, maaşla çalışan vatandaş, enayi yerine koyulmak istemiyor.
İşte bizden daha ucuz, daha kaliteli ve daha sakin tatil imkânları sunan Yunan adalarına hicret de bu yüzden...
Belli ki tatilci göçü öyle ciddi bir raddeye gelmiş ki, Yeni Asır gazetesine konuşan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, Yunan adalarına tatile gidenleri vatan hainliğiyle suçlamış. Peh.
Dün Melis Alphan, Hürriyet’teki köşesinde vatan hainliği iddialarına şahane bir cevap vermiş. Kalem kalem fiyatları karşılaştırarak, Yunanistan’ın Mykonos ve Santorini gibi ‘pahalı’ adalarının bile Alaçatı’dan ucuz olduğunu kanıtlamış. “Alaçatı’da sadece restoranda değil, büfeden sucuk-ekmek aldığımızda da kazıklanıyoruz” demiş.
Haklı. “Vatanseverlik” anlayışınız buysa, bizi listeden çıkarıverin lütfen.
Ancak fiyat ve kalite dışında Yunan adalarını bizim tatil beldelerinden daha cazip kılan başka unsurlar da var. Birincisi doğal güzellik. Bizler kıyılarımızı şekilsiz, zevksiz, betonarme duvarlarla ördük. Kontrolsüz inşaat hırsı, Türkiye’nin en güzel kıyı kasabalarını mahvetmiş durumda. Kına yakmak dışında yapılacak bir şey yok.
Örnek mi istiyorsunuz? Bir Meis’e bakın, bir de tam karşısındaki Kaş’ın durumuna. Çok değil daha 10 yıl önce bile şirin bir sahil kasabası olan Kaş, berbat bir betonarme yığınına dönmüş durumda. Hadi otelleri, binaları, dağa doğru uzanan 5-6 katlı apartmanları geçtim, Kaş’taki hastanesi bile yemyeşil kıyıya bir çıban gibi oturtulmuş ve ne hikmetse neon tabelayla taçlandırılmış yüksek katlı bir ucube.
Fırsatınız olursa bir de tekneye atlayıp 20 dakika ötedeki Meis’e gidin. Ufacık bir balıkçı köyü, sıra sıra inci gibi dizilmiş tarihi evler, zevkle restore edilmiş bir liman... Dönüş yolunda Kaş belirdiğinde, oturup hüngür hüngür ağlarsınız...
İşte Yunan adalarıyla farkımız bu? Ölçek. İzan. Huzur. İrili ufaklı onlarca Yunan adasına gittim; hepsinde boyut daha insani. Mykonos bile Bodrum’a kıyasla ufacık bir köy. Ayrıca bu adalarda bizim sahillerimizi kaplayan o plastik poşetler, o çirkin beyaz tabureler, estetik katliam ve tam kitabınıza dalmışken plajın ortasında avaz avaz, “Oğluuuum... Gel köfteni bitir!” diye bağıran kadınlar da yok!
Bir de Yunan adalarının insana aşıladığı eşitlik duygusu var ki... Türkiye’de her şeyin ne kadar çarpık olduğunu, toplumdaki basıncı uzaktan daha net görüyorsunuz.
Türkiye’deki tatil beldeleri, memleketin bütün siyasi gerilimlerini içinde barındırıyor. Kaçamıyorsunuz. Antalya’da, Bodrum’da o güzel yemeği yerken, size servis yapan Kürt garsonun ruh halini düşünmemek mümkün mü? (Düşünmüyorsanız, o da ayrı bir sıkıntı.) Akdeniz ve Ege sahilleri boyunca turizm servis sektöründe çalışanların çoğu Kürt emekçiler. Yarın bir soruverin o garsona, “Nasıl sizin oralar?” diye. Sorun bakalım Vanlı mı, Cizreli mi, Mardinli miymiş? Evi hâlâ yerli yerinde miymiş...
Bizdeki siyasi gerilimlerden sonra Yunan adalarının sunduğu sınıfsız toplum ve eşitlik hissi insana ilaç gibi geliyor. Aşağıdakiler-yukarıdakiler durumu yok. Ortak bir yaşam var.
Fiyatı, güzelliği, huzuru da işin cabası...  

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018