Erdoğan, ‘Rabbim bizi kurtarsın’ demeliydi
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Erdoğan, ‘Rabbim bizi kurtarsın’ demeliydi

05.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan 15 Temmuz’dan bir gün sonra darbeyi kastederek “Şu olay var ya, Allah’ın bize büyük bir lütfudur” demişti. Nedenini de şöyle izah etmişti:
“Çünkü kimin ne olduğu çok iyi ortaya çıktı. Bunların imamları falan ortaya çıktı. Şimdi bunların üzerine gitmek suretiyle, kaçanlar kurtuluyor, onların da takipçisiyiz. Amerikalı dostlarımız da kalkıp Pennsylvania’daki o terörist başını bize teslim ettiği andan itibaren çok şey değişecek.”
Aradan 18 gün geçti, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak yine Tanrı’nın adını zikretti Erdoğan...
3 Ağustos’ta, Fethullahçılara vaktiyle yardımcı olmaktan, destek vermekten, müsamaha göstermekten ve bunların gerçek yüzünü daha önce ortaya dökememiş olmaktan dolayı hem Rabbine hem de milletine verecek hesabının olduğunu söyleyip, “Rabbim de milletim de bizi affetsin” dedi.
Bu muydu? Allah’ın Erdoğan’a büyük lütfu, onu kendisinin ve milletinin önünde hesap verecek ve af dileyecek duruma düşürmek miydi?
Bize göre evet, bu gerçekten de “Allah’ın bir lütfu” olabilir. Lakin Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu”ndan kastettiği herhalde hesap vermek ve af dilemek değildi.
Burada bir parantez açalım: Erdoğan’ın millete hesap verebileceğini sanmıyorum. Ülkesinde kendisini denetleyip dengeleyebilecek kurum bırakmadığı için yanlışlarının hesabını Tanrı’ya vereceğini düşünmesi ise normaldir. Diğer taraftan, iktidarda olduğu sürece hesap verebilirliği yoktur. İktidardan seçim yoluyla gitmemek için ise her türlü tedbiri almıştır. Ayrıca, Tanrı’ya vereceği hesap bizi ilgilendirmez. Tanrı’yla onun kulu olan Erdoğan arasına kimse giremez.
Meselesi gerçekten de hesap vermekse, Erdoğan’ın “Rabbim de milletim de bizi affetsin” demesinin hiçbir önem ve değeri yok ama siyasi anlamı var. Parantezi kapattık, devam ediyoruz.
16 Temmuz’daki Erdoğan, darbe girişimini gerçekten de “Allah’ın bir lütfu” olarak görüyordu, çünkü Amerikalı dostlarının Pennsylvania’daki terörist başını teslim etmesiyle birlikte çok şeyin değişeceğini sanıyordu...
Aradan geçen 18 gün zarfında Fethullah Gülen’in teslim edilmesinin fevkalade zor olduğunu idrak etti ve biraz da bunun neticesinde tehdidin Amerikalılardan geldiğini düşünmeye başladı.
3 Ağustos’ta, Erdoğan’ın Rabbinden ve milletinden af dilemesine vesile olan halet-i ruhiyeye, algıladığı tehdidin büyüklüğü yol açmıştır.
Velev ki bu algı doğrudur; gerçekten de darbe girişiminin ardında ABD vardır...
O halde Erdoğan’ın Rabbi ve milletinden af dilemesini gerektiren günah ve vebal, Fethullahçılarla zamanında yaptığı ittifak ile mi sınırlıdır?
Doğrudan soralım: Erdoğan’ın mevcut Kürt ve Suriye politikaları olmasaydı, 15 Temmuz olur muydu?
Öyle ya, Amerikalılar sırf bu Fethullah Gülen’in yüzü suyu hürmetine mi Türkiye’deki darbe teşebbüsünün arkasına geçtiler? Geçerli nedenlerinin olması gerekmiyor muydu?
Erdoğan’ın, Kürt politikası yüzünden Suriye’de IŞİD’i, ABD’nin tek etkili müttefiki olan PYD’ye tercih etmesi... Ya da PKK’yle bir tuttuğu PYD’ye karşı savaş sürdürmesi gibi...
Veya izlediği Suriye politikası nedeniyle, Batılı müttefiklerinin uluslararası cihatçılara karşı kendisinden arzuladığı işbirliğini mümkün olan en alt seviyede tutmuş olması gibi...
Dahası var: Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimlerinde aldığı yenilginin gerektirdiği şekilde davranıp CHP’yle koalisyona razı olsaydı, 15 Temmuz darbe girişimi de olmazdı. O zaman küçümseyip, elinin tersiyle ittiği “Kemalistler”e şimdi muhtaç oldu.
Af dilenecekse, bu günah ve vebal için de dilenmelidir.
Erdoğan rejiminin üzerinde durduğu çürük zemin 15 Temmuz depreminden sonra akışkan bir hal almıştır. Sürdürülemez politikalarda güç kullanarak ısrarın sonucunda rejim artık dünya ölçekli bir çatışma içindedir. Türkiye’nin değil altı ay, bir hafta sonrası bile öngörülemez.
Ülkenin aşağıya burgu hareketi olağanüstü ivme kazanarak devam ediyor. İflas etmiş siyasal İslam misyonu şimdi yeltendiği sözde rejim konsolidasyonu çabalarıyla bu tepetaklak gidişi sadece hızlandıracak. Ve ülkenin dibi de yok. Ne toplumsal ne de kurumsal varlığımız bu aşağıya gidişi frenlemeye yeter güçtedir.
Erdoğan af dilenmekten önce “Rabbim bizi kurtarsın” deseydi, biz de ona katılır ve “Amin” derdik.
Rabbim Türkiye’yi kurtarsın!  

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018