Devlet kurmak
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Devlet kurmak

09.08.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

100 yıllık parantezi kapatıyoruz dendi. Sayın Davutoğlu’nun sevdiği bir sözdü. Restorasyon anahtar kelimeydi, amaç memleketin başına türlü bela açan “Yeni Osmanlı” politikasını kitlelere benimsetmekti. Göze girmek isteyen bir milletvekili, Cumhuriyet’i 600 yıllık Osmanlı’nın reklam arası olarak değerlendirdi. Son olarak da AKP’nin MKYK eski üyelerinden biri yeni bir devlet kurulduğunu ve bu devletin kurucusunun da Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade etti.
Siyasal İslamcıların Cumhuriyetten haz etmediği bir sır değil. Milli mücadele sonrasında “yerli ve milli” olmayan unsurların bir dikta yönetimi kurduğuna inanıyorlar. Hatta bunun için Birleşik Krallık’ın telkiniyle hilafetin kaldırıldığına, Musul ve Kerkük’ün masada bırakıldığına, ana amacın Batı’ya eklemlenmiş bir devlet kurularak, İslam ümmetinin gücünün kırılması olduğuna da inançları tam.
Askeri ve bürokratik vesayetin de milletin gerçek iradesinin tecellisini engelleyerek devletin asıl gücüne ulaşmasını engelleme işlevi gördüğüne eminler.
Tüm bunlar, siyasal İslamın memleketimizdeki macerasını biraz olsun takip etmiş herkesin malumu. Kuzey Afrika’dan çıkan siyasal İslamcıların formüllerindeki sömürgeci devletlerin yerine bizzat vatandaşı oldukları Cumhuriyeti koyarak düşünmeye alışıklar.
AKP iktidara gelene dek memleketi CHP ve ordunun elbirliğiyle yönettiğine herkesi inandırma çabası açık. Oysa 1950’den beri bu memleket siyasal İslamcılarla dirsek teması olan sağ iktidarlar tarafından yönetilmiştir. Soğuk Savaş döneminde, Komünizmle Mücadele Dernekleri’ni, İlim Yayma Cemiyetleri’ni devlet desteklemiştir.
12 Eylül sonrası sol bir daha başını kaldıramasın diye Suudi sermayesi ve ABD desteğiyle siyasal İslamın başı okşanmıştır. Bugün iktidarın çeşitli kademelerindeki önemli isimler, o dönemde ellerinden tutulmuş ve semirtilmiş kimselerdir. Altıncı Filo karşısında namaza duranlar, devrimciler Filistin’de savaşırken NATO’ya sığınanlar, o dönemlerin siyasal iktidarlarını karşılarında değil tam aksine arkalarında bulmuştur.
Yani o kapatmaya çalıştıkları parantezin, reklam arası olarak gördükleri dönemin, yenisini kuracağız diye yıktıklarını ima ettikleri devletin desteği olmasa, petro dolar ve İslami finans kuruluşlarının maddi gücü kendilerine akmasa, bugün bu seviyeye gelmeleri mümkün olmayacaktı.
11 Eylül sonrası ABD’nin açtığı ılımlı İslam ihalesini kazananlar, ondan evvel de Soğuk Savaş’ın komünizm karşıtlığı ihalesinin ortağıydı. Kapatmaya çalıştıkları parantez özellikle 50’lerden itibaren kapanmaya başlamıştı bile.
Dünyayla birlikte Türkiye de bir geçiş döneminde. Ancak bu dönemin sonunda eski dünyanın bir parçası olan siyasal İslamın projesi zafere ulaşamayacaktır. Çünkü siyasal İslamın zaferi Türkiye’nin mağlubiyeti demektir.
Sayın Erdoğan’ın da önemli bir parçası olduğu “eski Türkiye”, çoğulcu demokrasi ve eşitsizliğe karşı bir ekonomi politikası üzerinde yükselecek “yeni Türkiye”nin önünde bir parantezdir artık. Er ya da geç, demokratik yollarla kapanacaktır.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018