Devlet Bahçeli’nin salı günkü grup konuşmasında yaptığı çıkış, beni şaşırtmadı.
Günün birinde iktidar partisi ve MHP arasında bir seçim ittifakı olacağı, belliydi. Sürpriz olan, sadece bu ittifakın bu kadar erken açıklanması. İki parti, neredeyse bir buçuk yıldır siyaseten aynı kulvarda, dirsek teması içinde, aynı ideolojide büyük bir sevgi yumağı olarak siyaset yapıyor.
Referandumda sınanan bu ortaklığın 2019 seçimlerine “ortak liste” olarak yansımaması mümkün değildi.
Diyorlar ki, her iki partinin de sayısal anlamda bu evliliğe ihtiyacı var. Doğru olabilir. Ancak ben hiçbir zaman Devlet Bahçeli’nin oy derdinde olduğunu düşünmedim. MHP lideri, tam bir misyon adamı ve hayatının ileri yaşında koskoca yüzde 50’lik bir sosyolojiyi kendi çizgisine çekmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor. Kürt meselesinde çözüm sürecinden vazgeçen, AB’ye sırtını dönen, Batı’yla ipleri kopartan, demokrasi konusunda geri adım atan bir Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, özünde MHP’den çok büyük farkı kalmıyor.
Neden seçime ortak listeyle girmesinler?
İktidar açısından MHP ile ittifakın bir mantığı daha var; ki o da Tayyip Erdoğan’ın farkında olduğu, muhalefetin hâlâ tam anlamıyla kavrayamadığı bir durum: Bundan sonra artık “siyasi partilerin” hiçbir önemi yok.
Türkiye 16 Nisan’da başkanlık sistemine geçti ve siyasi partiler bundan sonraki aşamada sadece başkan adayının belirlenmesinde rol oynayacak. Parlamenter sistemden çıkışımız ve 16 Nisan’da oylanan o tuhaf yeni yapıya geçişimizle, her siyasi partinin bir yıldız yaratması, sonra da o yıldızı da “O Ses Türkiye” benzeri siyasi bir tiyatroda oynatması ve oylatması gerekiyor.
Olay ideoloji ve temsil değil; büyük ölçüde popülarite üzerinden şekillenecek.
Bunu ilk anlayan Erdoğan, seçim listelerini, kamuoyu yoklamalarını almış önüne, harıl harıl 2019’da kendi markasını parlatacak bir siyasi oyun kurmaya çalışıyor.
Muhalefet ise hâlâ parlamenter sistem mantığıyla yaklaşıyor 2019’a. Muhalefet etmeye, Meclis’i anlamlı kılmaya çalışıyor. Oysa yapması gereken, yüzde 50+1’e odaklanmak.
Önümüzdeki süreçte CHP’ye büyük rol düşüyor. Mevcut oy oranıyla iktidara gelmesi mümkün değil ve 2019’a kadar da bu durum değişmeyecek. CHP’den asıl beklenen yüzde 50’lik muhalefet bloğunun oyun kurucu gücü olması. Net söyleyeyim. CHP’nin yapabileceği 2 önemli şey var. Bir, çatı aday bulmak. İki, İstanbul ve Ankara belediye seçimlerini almak.
Gerisi fasa fiso demeyeceğim ama Türkiye’nin kaderi açısından bu iki temel hedef kadar belirleyici değil.
Başa döneyim. Bahçeli’nin çıkışına bakıp, “MHP ve AKP oyları düşüşte” diye avunmanın anlamı yok. Asıl sorun, o cephede değil muhalefette. Henüz ortada ne 2 yıldır sivil toplumda gündem olan “demokrasi bloku” var, ne de yüzde 50’ye hitap edebilecek bir aday.
Ayrıca 16 Nisan’da tescillenen yüzde 50 AKP karşıtı oyun yüzde 10’u, HDP seçmeni. Tüm baskılar ve tutuklama furyasına rağmen HDP oylarında bir milim düşüş yok. Ancak ne CHP, ne de Meral Akşener Kürtlere “dokunma” cesaretinde değil. “Nasılsa muhalefet adayına oy verirler” ya da “Seçimde iki Kürtçe şarkı attırırız” gibi büyük bir yanılsama içindeler.
Bütün bunları yan yana koyunca kaygılanmadan edemiyorum.
MHP’yle ittifak şaşırtmadı
Yazarın Son Yazıları
Yaklaşan facia
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?
Bu mu devlet aklı?
Lale Devri bitti!
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter
Avrupa ile yakınlaşmak için
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?
Alis harikalar diyarında
Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar
Brunson’la takas fikri kimden çıktı
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı
Sessizlik
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?
Batı’yla pazarlık
Osmanlı bu değildi
Yeni dönem ne olur?
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz
Hüzün
Sonuçlara bir de böyle bakın
Kazanacağız
25 Haziran Türkiye’si
Emanetim sende saklı
İki seçim arası
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim
Oyun büyük
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i
Ben sana iktidar olamazsın demedim...
Sessiz çoğunluk
Burası Rusya değil kardeşim
Ne yapmalı?
Dip dalga ne gösteriyor?
Baskıda kaosa geçiş süreci
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?
Attım bunu cebe
Bilinenler, bilinmeyenler
Piyesin son sahnesi
Diktatörlüğün sıradanlaşması
CHP’nin zor kararı
İki çift lafım var...