Güher ve Süher Pekinel: Çok çalışarak bugünlere geldik
“Bizden sonrakilere bir şeyler vermek mecburiyetindeyiz. Bu bir sorumluluk. Böyle anlam kazanıyor hayatınız. Bize kapılar açıldı, biz de kapıları açabilirsek onlar da buralara gelebilir.”
Ressam Gökçe Erhan: Çamburnu gibi hissediyorum kendimi
Ressam Gökçe Erhan, Trabzon Sürmene’de Çamburnu köyünde babaanne ve dedesinden kalan ahşap evde yaşıyordu. Denizde yapılması planlanan kültür balıkçılığı tesislerinin çevreye vereceği zarara dikkat çekmek için harekete geçti. Basın açıklamasına saatler kala evinde yangın çıktı. Elektrik kontağından çıktığı iddia edilse de henüz araştırmalar sonuçlanmadı. Hatıra toplamak için yanan evine son kez giden Erhan’la uzaktan söyleştik.
Barış İnce'den midyenin kabuğunu kıranlar
Barış İnce’nin filmi Kabuğu Kırmak şimdiden ilgi odağı oldu, fragmanı 300 bini aşkın kişi izledi. Gala 7 Kasım’da, gösterim için dijital platformlarla görüşmeler sürüyor.
İPEK ÖZBEY:
İpek Özbey, gündeme damga vuran siyaset söyleşilerini Manşet adlı kitabında bir araya getirdi. Diplomasi, adalet ve diğer güncel konularındaki söyleşiler ikinci kitap olacak. “Elbette tüm siyaset söyleşilerini buraya sığdırmak mümkün olmadı. En ses getirenleri, gündemi değiştirenleri seçmeye özen gösterdik” diyor.
ÜNÜVAR'IN YAŞAMI FİLM OLDU
Alzheimer’da erken teşhisin önemine dikkat çekmek ve toplumsal bilinci artırmak amacıyla yola çıkan yönetmen Göksel Gülensoy, ömrünün son yıllarında bu hastalıkla mücadele eden annesi (kayınvalidesi) Sadan Ünüvar'ın yaşamını film yaptı.
Zülâl Kalkandelen: Dünyayı vegan devrimi kurtaracak!
Bir şarkının etkisiyle vegan olan, çok sıkı hayvan hakları savunucu gazeteci Zülâl Kalkandelen ile yeni kitabı “Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü”nü konuştuk. Yeni İnsan Yayınevi’nden çıkan kitap veganlığa ve türcülüğe dair merak edilen her şeye bir bakış açısı sunuyor.
Mehmet Güreli: Önce çok değerli bir şey bulun
Mehmet Güreli ile şarkılarının yeniden söylendiği “Mehmet Güreli ile Buluşmalar” vesilesiyle sohbet ettik. Pandemi nedeniyle uzaktan yaptığımız bir buluşma oldu bizimki. Biraz şarkıyı biraz da kendisini konuştuk.
Kalben: Yaşa, üret, yaz, konuş, dilediğin gibi yürü
Kalben, müziğiyle ve kadın hakları mücadelesiyle gönüllere taht kurdu. Kadın örgütleriyle omuz omuza alanlarda. "Sivil toplum örgütüyle, dernekle el ele, omuz omuza olmaktan aldığım cesaret beni vücudumla, ruhumla özgür kılıyor. Korkusuz kılıyor" diyor.
CEM ADRİAN'LA MÜZİK VE HER ŞEY ÜZERİNE
Cem Adrian, temmuz ayı boyunca neredeyse her gün bir yerde konser veriyor. Bu akşam, Çeşme'de, 4 Temmuz’da Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde, 7 Temmuz’da Kadıköy’deki Dorock XL’de, 8 Temmuz’da İzmir’de Kültür Park’ta sahne alacak. Yakın zamanda Mark Eliyahu ile Derinlerde şarkısını yayımladı. Sonra, Mehmet Güreli’nin bestesi, başucu şarkılarımızdan Kimse Bilmez’i yeniden yorumladı. Bugün de REMIXES albümlerinden ikincisinde yer alan Değmen Benim türküsünü paylaştı. Biz, Kimse Bilmez vesilesiyle söyleştik.
Salgın, panik bozukluğu yaşayanları daha çok etkiledi
Uzman psikolog Nazım Serin’e panik bozuklukla baş etme yöntemlerini sorduk. Serin, “Panik bozukluğun tedavisi elbette mümkün” diyor.
SELÇUK YÖNTEM:
Akis filmini konuşmak üzere buluştuk, hayata ve insanlara uzandık… Selçuk Yöntem, “Her şey hep güzel olamaz. Çoğunluğu olursa ne âlâ” diyor.
'Kendine Kapanmak' sergisi çevrim içi olarak ziyarete açıldı
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi El Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Batu, sergisine dair şunları söylüyor: “Kendimi inşa ediyorum ben, sınırlarımı çiziyorum, şekilleniyorum. Bundan sekiz bin yıl önce aynı topraklarda, çamurdan ana tanrıçasını yapan o eller gibi her bir parçasına değiyorum kilin, her yerinde parmak izlerim, avucumun çizgileri… İz bırakmak istiyorum belli ki, bin yıllara taşınsın parmaklarım… Ben kedime kapandım, baktım, gördüm ve kabul ettim…”
Yazar Süreyya Ülkü Güler’le Anneler Günü sohbeti
Kızı İnci'yi anlattığı kitabı "Downsendrella"yı okuyucuyla buluşturan matematik öğretmeni ve yazar Süreyya Ülkü Güler "İnci’yi okula almayan en az 5 farklı okul gösterebilirim. Benim kendi ortaokul öğretmenim, beni yetiştiren öğretmen, açtığı anaokuluna benim evladımı almadı" diyor.
40 MUMUN 40'I DA YANIYOR
Mısra Öz, oğlu Oğuz Arda’yı kaybettiği Çorlu tren “kazasının” ardından verdiği adalet mücadelesiyle hep en ön safta. Acısı da öfkesi de ilk günkü gibi taze...
Deniz Çakır: O masalları geçelim artık!
Deniz Çakır, "Kül kedisini hatırladım şimdi, ayakkabısının tekini bile bulamayan aciz bir kadın karakter. Prens bulacak da ayakkabıyı getirecek. Hadi canım sen de! Masallardan başlıyor iş... Kandırmaca hepsi" diyor.
ŞİDDETİN ‘AYNA’SI
Aysun Karaman: “Şiddet o kadar hassas ve zor bir konu ki gerçekten sayamayacağım kadar fazla yükümlülüğümüz var. En başta İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa uygulanmalı. Kadına yönelik şiddet toplumun bütününü zedeleyen bir insanlık suçudur, medyanın şiddeti sıradanlaştıran rolü de sorgulanmalı.”
HEDEF GÖSTERİLEN MİNE SÖĞÜT:
Yazarımız Mine Söğüt, Cumhurbaşkanı’nın kendisiyle ilgili sözlerine yanıt verdi. “İsterdim ki bu ülkenin söz sahibi olan ileri gelenleri, iktidarda söz sahibi olanları, daha doğru bir yerden tartışabilsin. Sağlıklı, ölçülü ve bilimsel bir platform olabilse, keşke o zaman farklı fikirler karşı karşıya gelip çatır çatır tartışsak, ben yenilsem, haksız çıksam bunların hepsine razıyım. Yanlışım bulunsa, çürütülse tezler, böyle bir ülke hayal ediyorum ben onların zannettiği gibi değil…” diyor.
BU BİR DÖNEM BU DA GEÇER!
Müjdat Gezen, "Ben nasihat vermeyi sevmem yaşadıklarımdan anladıklarımı yazmaya çalıştım onun dışında kimseye verecek bir öğüdüm yok, şunu söyleyebilirim, geminin gittiği istikamete baksınlar orada daima umut vardır" diyor.
Sepin İnceer: Yüzleşmezsek delireceğiz
Eşi Okan İnceer'i Kaçkarlar'da 2018 yılında kaybeden Sepin İnceer'in "Ağıtların Tanrısı" adlı otobiyografik anlatı kitabı Doğan Novus'tan çıktı. İnceer, kitabında hem eşinin ölüme gidişini, hem büyük acısını, yasını anlatıyor hem de bu topraklarda bir hiç uğruna öldürülen çocuklara ağıt yakıyor, her bölümün sonunda çocukların acısıyla da yüzleşiyor, hepimize yüzleşme çağrısı yapıyor.
"ECEL ÇİÇEKLERİ" OKURUYLA BULUŞTU
Yeni romanı Ecel Çiçekleri’ni okurlarıyla buluşturan Poyrazlar, “Bir çatlak oluşuyor. Çatlaklar iyidir, çünkü ışık oradan girer. O çatlağı yaratan da bizim seslerimiz. Değişimi yaratacak olan kadınlar. Çünkü ezilen biziz. Toplumun yarısı, dört kat fazla çalıştığı halde hak ettiği yerde değil. Kadınlar var. Kabul edecekler. Regl kanına da alışacaklar kusura bakmasınlar” diyor.
''İLK SUSMASI İSTENEN SES BENİM''
Aylin Aslım, müzikle arasına mesafe girdiğini söylüyor: Sadece yorumcu olsaydım belki bu kadar şiddetli hissetmeyecektim duygusal anlamda bu umursanmamayı, yangında ilk vazgeçilecek olmayı, her türlü toplumsal kaosta ilk konserlerin iptal edilmesini asla futboldan veya yarışma programlarından vazgeçilmemesini. Bunları insan kişisel algılıyor, yaptığı seçimleri sorguluyor meslek olarak. Ben şarkı yazarı ve şarkıcıyım. Her kaosta ilk susması istenen ses benim ve benim gibilerin oluyor. Bunu böyle 25 yıl duyunca gerçekten başka bir boyuta geçiyor.
USTA OYUNCU METİN AKPINAR:
Metin Akpınar, “Zannediyorum ki başka dersler çıkarmak mümkün olacak bu mikroptan ve bu aşıdan…Covid-19’u yenersek, derhal bir empati kültürü aşısı bulmak lazım...” diyor.
Yazar Ezgi Polat: Tüm kız kardeşlerimiz için bunu yapmak zorundayız
Kadın yazarların cinsel saldırı ifşalarıyla başlayan #MeToo hareketi edebiyat dünyasında sarsıntı yarattı, kısa sürede yayıldı. Her kesimden, sosyal statüden kadın yaşadığı cinsel saldırıyı sosyal medyadan duyurmaya başladı. Yayınevleri ifşa edilen yazarların ilişiğini keserken, önce özür dileyen Hasan Ali Toptaş birkaç gün sonra çark etti. Çizer Metin Üstündağ, yazarlar Bora Abdo, Hüseyin Kıran, yönetmen Batuhan Bilgiç de listede. Kadın örgütleri ayakta. PEN Yazarlar Derneği, ‘önleyici, onarıcı bir adalet sağlamak’ için onur komisyonu kurma kararı aldı. Cesurca yaşadıklarını paylaşan kadınlara çok sayıda destek gelse de cinsel saldırıyı flört ilişkisine indirgemek isteyenler de ‘Neden şimdi konuştunuz’ diye soranlar da vardı. Biz de psikiyatrist Arzu Erkan Yüce ve hukukçu vekiller Filiz Kerestecioğlu ve Sera Kadıgil ile “Hareket nereye evrilmeli” sorusuna yanıt aradık. İfşayı başlatan yazarlardan Ezgi Polat’la söyleştik.
KENDİNİ ARAKLAYACAKSIN
Erkan Can ve Güven Kıraç, sohbetin, kahkahanın ve neşenin zirve yaptığı gezi programları hazırlıyor. Çekimlere şu sıralar ara verdiler. Pandemi nedeniyle sınırlar kapatılmadan hemen önce Avrupa’dan dönmüşlerdi. Karantina sürerken, yani bu yaz karavanla Ege kıyılarını gezdiler. İlki, “Erkan Can ve Güven Kıraç ile”, karavan maceraları ise “Erkan Can ve Güven Kıraç Karavanda” adıyla beIN CONNECT’te yayında. Birlikte rol aldıkları dizi Tövbeler Olsun,sürüyor. Vedat Atasoy’un yönettiği “Bize Gezmek Olsun” adlı Küba belgeselleri ise BluTV’de...
ŞU DÜNYANIN SIRRI: FELSEFE
Fazıl Say, "Türkiye’de biliyorsunuz sanattan spora siyasete kadar her konuda tartışmalar var ama bu tartışmalar yaşanırken eksik olan bir konu da var. O da felsefe… Türkiye’nin felsefe ortamı zayıflıyor. Filozoflar eksik. Böylesi bir ortamın izdüşümü olarak şunu söyleyebilirim; bu albümdeki tüm şiirler bir felsefe içermekte" diyor.
Berna Laçin'den boyun eğenlere: Bir duruş sergileyemediniz!
Türkiye'de benzeri görülmemiş bir TV ambargosu yaşayan Berna Laçin, Turkuvaz Medya'ya dava açtı. "Bu kadar ikiyüzlülük karşısında kalbim kırıldı tabii ki ama yıkılmadım. Koronadan ülkecek sağ salim çıkabilelim diye bakıyorum. Onlar kura bakmıyor ama ben bakıyorum. Ve ülkemiz iflas edecek diye çok korkuyorum. Ebleh, şapşal troller “Beğenmiyorsan git” diyor. Ben de diyorum ki “Beğenmediğim ülke değil ki sizsiniz.” İmkanı olsa ilk önce gidecek olanlar söylüyor bunu. Gitmiyorsak bu ülkeyi sevdiğimizden, mücadelemiz bunun için" diyor.
ERCÜMET ÇÖZER'İN DÜNYASI...
Nejat İşler, efsane karakteri Ercüment Çözer’le yarın akşam BluTV ekranlarında olacak. BluTV özel yapımı olan Saygı-Bir Ercüment Çözer Dizisi’nin senaristi Ercan Mehmet Erdem, yönetmeni Ali Taner Baltacı. İşler’e dizide Miray Daner, Boran Kuzum, Erkan Can gibi sevilen isimler de eşlik ediyor.
Fahrenheit 451'i sahneleyen Erdal Beşikçioğlu: Sistem eleştirilebilir, devlet değil
Erdal Beşikçioğlu, yönettiği ve oynadığı Tatbikat Sahnesi’nin oyunu Fahrenheit 451’le tiyatro sahnesinde. Yeni dizisi Çocukluk FOX TV’de başladı. Dizinin ilk ismi Kimsesizler’di. RTÜK beğenmeyince isim dizi başlamadan değiştirildi. Beşikçioğlu ile oyunun provasını yaparken Zeytinburnu’ndaki Fişekhane’de bir araya geldik. Distopya, ütopya, korona, Ay’a turist gezisi derken keyifli bir sohbete imza attık. Yeni sezona yeni işlerle başlamanın heyecanını yaşıyor. “Umarım seyircilerimiz bizi yalnız bırakmaz” diyor.
Başarılı oyuncu Evrim Alasya: Hayatımda 'keşke’ diye bir şey yok
Kırmızı Oda dizisindeki oyunculuğuyla övgüleri toplayan Evrim Alasya, “Okumayan bir ülkeyiz. Okumayınca kanmak kolay, kandığın zaman da her şey çapsız oluyor. Aklını devreden çıkarıyorsun. Cehalet çok fena, o cehaletin içinde her şey oluyor, kadına şiddet de eğitimsizlik de. En büyük belamız cehalet. Bu coğrafyada bu hep sorun olmuş” diyor.